Biden’dan Netanyahu’ya Tansiyonu Düşür Çağrısı
Beyaz Saray, Başkan Biden’ın Netanyahu’yla telefon görüşmesinde İsrail’in Gazze’den gelen roket saldırılarına ve Hamas’a karşı meşru müdafaa hakkına destek verdiğini açıklamıştı. Artan kamuoyu baskısı ve kendi partisinden gelen tepkiler üzerine Biden son bir hafta içinde dördüncü kez telefonla görüştüğü Netanyahu’ya “gerilimi derhal düşürün” çağrısında bulundu. Biden’ın ayrıca Filistin lideri Mahmut Abbas’la görüşerek ABD-Filistin ilişkilerini geliştirmek istediği ve Kudüs’ün bütün dinler için barışçıl ortak yaşam alanı olmasına vurgu yaptığı belirtildi.
ABD, İsrail-Filistin gerginliğinin BMGK’da konuşulmasına engel olmaya devam etti. BM Güvenlik Konseyi’nde yapılması planlanan İsrail-Filistin görüşmesi, üçüncü kez ABD engeliyle karşılaştı. BMGK Mayıs ayı dönem başkanı Çin ve Konsey’in geçici üyelerinden Norveç ile Tunus, İsrail-Filistin gerginliğini ve yaşanan şiddeti Cuma günü açık oturumda görüşme talebinde bulundu. Ancak Washington yönetimi BMGK oturumunun “gerginliği azaltma çabalarına katkı sağlamayacağını” gerekçe göstererek toplantıya karşı çıktı.
İsrail ordusu ve Hamas arasında yaşanan çatışmalar, Filistinlilere yönelik baskı ve artan şiddet olayları Kongre’de farklı seslerin yükselmesine neden olurken Başkan Biden’ın göreve geldiğinden beri karşı karşıya kaldığı ilk büyük dış politika krizi olarak ortaya çıktı. Biden’ın açıklamaları ve soruna yaklaşım şekline Kongre’nin her iki kanadından da tepki geldi. Eski Dışişleri Bakanı Pompeo Biden’ı İsrail’e kayıtsız şartsız destek vermemekle suçlarken Biden’ın İsrail’e destek vermesi Demokratlar arasında eleştirilere yol açtı.
Çatışmalar Demokrat Parti içerisinde görüş ayrılıklarına yol açtı. Başkan Biden, İsrail’in Gazze’deki orantısız saldırıları karşısındaki tavrı nedeniyle kendi partisinden üyelerin sert eleştirilerine maruz kaldı. Partililer İsrail’e baskı yapılması için daha fazla adım atılmasını talep ederken Biden’ın insan haklarına bağlılığını da sorgulamaya başladı. Bir grup Demokrat vekilin, İsrail’e satışına onay verilen 735 milyon dolarlık silah satışının durdurulması için bir tasarı hazırladığı bildirildi. Tasarıyı açıklayan Temsilciler Meclisi üyelerinden Alexandria Ocasio-Cortez, “ABD yıllarca İsrail’e Filistinlilerin temel haklarına saygı göstermelerini gerekli kılmadan milyarlarca dolarlık silah sattı. Bunu yaparak milyonların ölümü, yerlerinden edilmeleri ve haklarından mahrum bırakılmalarına doğrudan katkı yapmış olduk. Başkan Biden dahil olmak üzere pek çoklarının ateşkese destek verdiği bir sırada İsrail Başbakanı Netanyahu’ya bu çatışmayı sürdürmesi için doğrudan saldırı silahı göndermemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Çatışmaların başından itibaren en sert açıklamaları yapan Ocasio-Cortez, Twitter üzerinden yayınladığı mesajında İsrail’in Gazze’de Associated Press ve El Cezire medya kuruluşlarının kullandığı binanın yıkılma görüntülerini paylaşarak “Bu, ABD’nin desteğiyle yaşanıyor. ABD Birleşmiş Milletler’in ateşkes çağrısını veto etti. Eğer Biden yönetimi bir müttefikine karşı gelemiyorsa kime karşı gelebilir? İnsan hakları için güvenilir bir şekilde nasıl sesini yükseltebilir?” diye sordu.
Vermont Senatörü Demokrat Bernie Sanders ise geçen hafta New York Times’da yayınladığı makalesinde İsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarına karşı ABD’nin tarafsız bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini ifade etmişti. Sanders, Netanyahu hükümetinin, “demokratik olmayan ırkçı davranışlarının” savunulmaması gerektiğini belirtti.
Diğer yandan bazı Cumhuriyetçi senatörler de Senatör Rick Scott öncülüğünde Kongre’de basın toplantısı düzenleyerek İsrail’e daha güçlü destek verilmesini öngören bir tasarı açıkladılar ve ABD’nin İsrail’e sarsılmaz destek yaklaşımını eleştiren Demokrat Partileri sert şekilde eleştirdiler. Senatörler İsrail’in “meşru müdafaa hakkını” savunurken ateşkesle ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadılar.
ABD’de İsrail’le ilgili tartışmanın Biden’ın duruşuna rağmen değişmeye başladığı yönündeki analizler de dikkat çekiyor. Analizlere göre Biden yönetimi çatışmalara hazırlıksız yakalandı. Beyaz Saray dış politika önceliklerinin odağını Ortadoğu’dan çekerek Hint-Pasifik bölgesine kaydırmak istiyordu. Pompeo gibi sağ siyasetçiler Biden’ı “İsrail’e tam destek vermemekle” suçlarken Demokratlar isen Biden’ı İsrail’in şiddet politikalarını eleştirme niyetinde olmamakla ve krizin bu noktaya gelmesinde Amerika’nın dahli bulunduğunu farketmemekle suçladı. Benzer şekilde Amerika’daki Müslüman organizasyonlar da Amerika’nın Filistinlilerin çektiği acılarda payı olduğu gerekçesiyle Biden’ın Ramazan bayram etkinliklerini boykot etme kararı aldı.
Blinken, çatışmaların durması için bir girişim yapacağı sinyalini vermedi ancak İsrail’in basın binasına saldırısını ‘binada Hamas’ın bulunduğuna ilişkin delil görmediğini‘ söyleyerek üstü örtülü eleştirdi. Blinken, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yaptığı basın açıklamasında, basın kuruluşlarına ait binanın vurulmasının ardından İsrail’den bunun gerekçesine ilişkin bilgi talep edildiği ancak kendilerine herhangi bir bilgilendirmenin yapılmadığını dile getirdi. Blinken İsrail ve Hamas’ın çatışmaları durdurma yönünde niyetlerini belli ederlerse Washington yönetiminin yardıma hazır olduğunu belirtti. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan çatışmaların durdurulması ve sivil kayıpların önlenmesi için ABD’nin sessiz ve yoğun bir diplomasi yürüttüğünü söyledi.