Biden Yönetimi Adalet Bakanlığını Tarafsızlaştırmaya Çalışıyor
Temsilciler Meclisi’nin Denetim Komisyonu, Trump dönemi Adalet Bakanlığı kayıtlarına ulaşarak 232 sayfalık bir dosya yayınladı. Yayınlanan bu dosya eski Başkan Trump’ın ve Trump’a yakın olan isimlerin 2020 seçim sonuçlarını değiştirmek için nasıl çalıştığını gözler önüne seriyor. Adalet Bakanlığı kayıtlarında yer alan e-postalar Trump yönetimi üst düzey yetkililerinin bakanlık yetkililerine seçim sonuçlarına karşı dava açılması yönünde baskı kurduğunu gösteriyor. Söz konusu kayıtlar, Trump’ın Beyaz Saray’ın sağladığı imkanları kullanarak tarafsız kalması gereken Adalet Bakanlığı’nı Anayasa Mahkemesi’ne dava açtırmaya çalıştığını ispat ediyor. Aynı zamanda özel tuttuğu avukatlarla çalışan Trump, Anayasa Mahkemesi’nden seçim sonuçlarının geçersiz olduğuna dair bir karar çıkarmayı hedefliyordu.
Başkan Trump, Adalet Bakanı William Barr’ı görevden almadan yaklaşık bir saat önce Adalet Bakanı Yardımcısı Jeffrey Rosen’e seçime hile karıştığına ilişkin iddialarını açıklayan bir email göndermiş. Barr, Kasım seçimleri sonrasında Trump’ın hile iddialarını benimsememiş ve seçime hile karıştığına dair herhangi bir delilin olmadığını açıktan söylemişti. Dosyada belirtilen başka bir e-mail ise seçimle ilgili komplo teorilerin Beyaz Saray ve Adalet Bakanlığı arasındaki iletişimi nasıl yönlendirdiğini gösteriyor. Beyaz Saray’ın eski Genel Sekreteri Mark Meadows tarafından Adalet Bakanı Yardımcısı Jeffrey Rosen’a gönderilen bir e-postada, seçimle ilgili komplo teorilerinin olduğu bir video linki paylaşılmış. Rosen daha sonra bu e-postayı Adalet Bakanı Vekili Richard Donoghue’ye göndermiş ve Donoghue ise Rosen’in e-postasını cevaplayarak bu videonun ‘saçmalık’ olduğunu belirtmiş.
Temsilciler Meclisi Denetim Komisyonu Mayıs ayında, Adalet Bakanlığı’nın söz konusu iddialara ilişkin kayıtlarını kendilerine sunmasını istemişti. Kendilerine sunulan kayıtlarla ayrıntılı bir dosya hazırlayan Demokratlar, Trump’ın Adalet Bakanlığı’nı kendi çıkarına nasıl kullandığını anlatmak istiyor. Temsilciler Meclisi Denetim Komisyonu, 6 Ocak Kongre baskınına ilişkin olarak bir oturum düzenleyecek. İkincisi olacak bu oturumda Adalet Bakanlığı kayıtlarında ismi geçen Beyaz Saray Genel Sekreteri Mark Meadows ve Adalet Bakanı Vekili Richard Donoghue gibi üst düzey Trump yönetimi yetkilileri yazılı olarak ifade verecek.
Adalet Bakanlığı, Başkan Joe Biden göreve geldikten sonra yönetiminin el değiştirirken karşı karşıya kaldığı en büyük problemlerden biri şeffaflık. Senato’daki Demokratların üzerinde çokça durduğu şeffaflık ve hesap verilebilirlik, Biden dönemi Adalet Bakanlığı’nın gündeminde yer almaya uzun süre devam edecek. Senato Adalet Komisyonu’nda görev alan 11 Demokrat, Adalet Bakanı Merrick Garland’a bir mektup yazarak Trump’ın Rusya meselesi ile ilgili verilen takipsizlik kararının detaylarının açıklanmasını istedi. Trump, başkanlığı döneminde Rusya ile ilişkileri soruşturma kapsamına alınmış, fakat daha sonra soruşturma sonucunda Trump’a karşı bir ceza davası açılmayacağı açıklanmıştı. Bakan Barr, Adalet Bakanı olduğu dönemde dava açılmayacağına kararı veren en yetkili isim olmuş ve davanın neden açılmayacağını belirten bir rapor yazmıştı. Demokratlar, Biden dönemi Adalet Bakanı Garland’dan kurum içerisinde hazırlanan bu raporu kamuya açmasını istiyor.
ABD’de Özel Yetkili Savcı Robert Mueller, Trump göreve geldikten sonra Trump’ın Rusya ile ilişkisi hakkında soruşturma açmıştı. Mueller yaklaşık iki yıl süren soruşturma sonucunda Trump aleyhinde herhangi bir ceza davası açılmamasını tavsiye etmişti. Trump’ın Adalet Bakanı Barr’ın söz konusu soruşturmayı etkilediği ve Trump’ın yargılanmaması için çalıştığı düşünülüyor. Bu nedenle Biden’ın Adalet Bakanı Garland’ın, Mueller soruşturmasını tekrar açarak Trump’ın Rusya ile olan ilişkilerini bir kez daha mercek altına alması gerektiği belirtiliyor. Uzmanlar, Trump’ın Adalet Bakanlığı’nı nasıl kullandığına dair çok daha detaylı bir soruşturma başlatılması gerektiğini söylüyor.
Öte yandan Biden’ın Adalet Bakanı Garland, kendi ekibi ile çalışmaya henüz başlamadı. Adalet Bakanlığı bünyesinde çalışacak federal savcılardan hiçbiri daha Senato’dan onay almış değil. Ülkenin dört bir yanında görev yapacak 94 federal savcının onay süreci Senato’nun Adalet Komisyonu’nda başladı, fakat bu süreçler tamamlanmadı. Biden dönemi Adalet Bakanlığı, kurumun siyasileşmesinin önüne geçmek için çalışıyor. Yapılan çalışmalar arasında Trump dönemi siyasi saiklerle açılan davaların düşürülmesi yer alıyor. Kongre’deki Demokratlar, Trump yönetimi zamanında alınan kararların ve yürütülen politikaların kamuya açıklanması yönünde Biden’ın Adalet Bakanı Garland’a baskı kuruyor.
11 Haziran 2021 tarihinde Adalet Bakanı Genel Müfettişi Michael Horowitz, bakanlığın Trump yönetimi döneminde gazeteciler hakkında bazı kayıtlar tuttuğu iddiası üzerine bir soruşturma açtığını duyurmuştu. Trump yönetiminin gazetecilere ve Temsilciler Meclisi’nin İstihbarat Komisyonu’nda görev yapan ve eski Başkan Donald Trump’a muhalefet eden üyeler hakkında da bazı kayıtlar tuttuğu iddia edilmişti. Adalet Bakanlığı Müfettişi Horowitz yaptığı açıklamada Trump yönetimi Adalet Bakanlığı’nın genel çalışma usulüne uygun hareket edip etmediğini değerlendirecek. Temsilciler Meclisi’ndeki Demokratlar, Adalet Bakanlığı Genel Müfettişi’nin Ofisi (OIG) tarafından yürütülen soruşturmayı yakından takip ediyor. Temsilciler Meclisi’nin Adalet Komisyonu Başkanı Jerry Nadler, Genel Müfettiş’in aylar sonra yayınlayacağı raporu bekleyemeyeceklerini ve Komisyon’un kendi soruşturmasını yürüteceğini açıkladı.
Garland’ın Trump dönemi uygulanan politikaları sona erdirmesi görevi, eski Başkan Richard Nixon’un Watergate skandalı sonrasındaki dönemde yapılan çalışmalara benzetiliyor. Nixon’un Watergate skandalı sonrası görevi bırakmasıyla Başkanlık koltuğuna oturan Gerald Ford, Adalet Bakanlığı’nın başına Edward Levi’yi getirmişti. Levi, Nixon dönemi yolsuzluğun sona ermesi ve bakanlığın tekrar bağımsızlığını kazanması adına çalışmalar yürüten önemli bir isimdi. Fakat Levi’nin görev yaptığı sıralarda Nixon, Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra hem kurumlara hem de ülke siyasetine olan etkisi tamamen son bulmuştu. 2021 yılında ise Levi’nin çalışma modelinin etkili olmayacağı düşünülüyor. Zira Trump, Nixon gibi siyasetten uzak kalmıyor ve halen Cumhuriyetçi Parti seçmenini mobilize etmeye devam ederek siyasette kilit bir isim olmayı sürdürüyor.
Bakan Garland’ın üzerindeki baskı çokça gündeme geldiği sırada, Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton aleyhinde açılan davanın Adalet Bakanlığı tarafından düşürülmesine karar verildi. Bolton’un görevi sırasındayken hatıralarını ve gözlemlerini anlattığı bu kitap karşısında Trump yönetimi Adalet Bakanlığı, Bolton aleyhinde bir dava açarak kitabın hukuka aykırı bir şekilde ulusal güvenlik sırlarını ifşa ettiğini iddia etmişti. Trump dönemi Adalet Bakanlığı, bu iddiaları baz alarak kitabın yayınlanması engellenmek istemişti. Biden yönetimi Adalet Bakanlığı, yaklaşık bir yıl önce açılan davayı devam ettirmeyeceğini duyurdu.
Bolton davasına ek olarak Bakan Garland, göçmenlerin ABD’ye gelerek sığınmacı statüsünü kolaylaştırmak için önemli bir adım attı. Trump döneminde bakanlık içerisinde getirilen bir düzenleme ile aile içi şiddete maruz kalanların sığınmacı statüsü alması zorlaştırılmıştı. Garland, Trump’ın Bakanı Jeff Sessions’un getirdiği bu düzenlemeyi kaldırarak sığınmacı tanımına ailede ya da çeteler tarafından uygulanan şiddete maruz kalanları da ekledi. Trump döneminde getirilen bu karara göre karar vermek zorunda kalan mahkemeler, artık bu düzenlemenin sona ermesi ile kişilere sığınmacı statüsünü Trump dönemi öncesine göre verecek.