Beyaz Saray’ın Afganistan Diplomasisi
Başkan Biden Afganistan’dan geri çekilme konusunda ısrarcı bir tutum sergilerken Taliban güçlerinin Afganistan’ın kontrolünü hızla ele geçirmesi geri çekilme sürecini kaotik bir duruma sürükledi. Afganistan ordusunun dağılması, yöneticilerin ülkeyi terk etmesi ve sivil kayıpların hızla artması gibi gelişmelerin ardından Amerikan halkı ve uluslararası kamuoyundan yoğun baskı gören Beyaz Saray yönetiminden üst üste açıklamalar gelmeye başladı.
Afganistan’daki gelişmeler üzerine yoğun bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Başkan Biden ve Almanya Başbakan Angela Merkel bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek Afganistan’daki durumu konuştu. Görüşme sonrasında yapılan açıklamada, Merkel ve Biden’ın Kabil Havalimanı’nın güvenliğinin sağlanması konusunda Alman ve Amerikan askerlerinin ortak hareket etmelerini kararlaştırdığı, ayrıca “ korunmaya ihtiyacı olan kişilerin olabildiğince yüksek sayıda ülkeden tahliye edilmesinin hedeflendiği” duyuruldu. Merkel’in Taliban’ın şiddet kullanmaması, insan haklarına saygı göstermesi ve Afganistan’ı terk etmek isteyenlere engel çıkarmaması gerektiği yönündeki beklentilerini Biden ile paylaştığı belirtildi.
Biden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele almasından sonraki durumun ele alındığı belirtildi. Görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Macron Biden’a, “korunmaya ihtiyacı olan ve Avrupa değerlerini paylaşan Afganlara karşı ortak bir ahlaki sorumluluk taşıdıklarını ve onları terk edemeyeceklerini” söyledi. Açıklamada iki liderin, önümüzdeki günlerde, özellikle G7 çerçevesinde insani, siyasi ve terörle mücadele konularında ortak eylemlerini hızlandırma konusunda anlaştıkları belirtildi.
Washington yönetimi Afganistan’da insan haklarına saygı duyan kapsayıcı yeni bir hükümet çağrısında bulundu ve Taliban’ın bundan sonraki tutumunun Washington’un Kabil’de yeni bir yönetimi tanıyıp tanımayacağını belirleyeceğiniaçıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Afganistan’da temel insan haklarına saygı duymayan ve teröristleri barındıran bir hükümetle çalışmayacaklarını söyledi. Price “Afganistan’da gelecekteki hükümetlere karşı tutumumuz, o hükümetin eylemlerine, Taliban’ın eylemlerine bağlı olacak” ifadelerini kullandı. Ned Price pazartesi günü gerçekleştirdiği basın toplantısında, ABD ve müttefiklerinin, Taliban’ın başkent Kabil’in kontrolünü ele geçirmesinin ardından Afganistan’daki gelişmeleri “yakından izleyeceklerini” söylemişti.
Price, “Halkının temel haklarını koruyan, teröristleri barındırmayan ve nüfusunun yarısı olan kadın ve kız çocuklarının temel hakları da dahil olmak üzere halkının temel haklarını koruyan geleceğin Afgan hükümeti, birlikte çalışabileceğimiz bir hükümet olur” demişti. Price, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden (BMGK) pazartesi günü yapılanaçıklamadaki “Afgan liderliğinde ve Afganların hâkim olduğu bir süreç” çağrısına atıfta bulunarak, Afganistan’da nasıl bir hükümetin kurulması gerektiği konusunda uluslararası toplumda “fikir birliği” olduğunu söyledi. Price Afganistan’dan tahliyelerle ilgili olarak da ABD’nin Kabil Büyükelçisi dahil tüm personelin Hamid Karzai Uluslararası Havalimanına getirildiğini, güvende olduklarını ve ABD Savunma Bakanlığı’nın da askeri ve ticari uçuşların devam edebilmesi için güvenli ve emniyetli bir ortamı tesis etmeye çalıştığını söyledi.
Başkan Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da Beyaz Saray’da yaptığı basın açıklamasında ABD’nin Taliban’ı Afganistan’daki meşru yönetim gücü olarak tanıyıp-tanımadığını söylemek için erken olduğunu söyledi. Jake Sullivan, “Şu anda Kabil’de bir yönetim otoritesinin kurulmasına bile sahip olmadığımız kaotik bir durum var. Dünyanın geri kalanına kim olduklarını ve nasıl ilerlemeyi düşündüklerini göstermek Taliban’a kalmış. Bugüne kadarki sicilleri iyi değil ama bu noktada bu konuyu ele almak için erken” ifadelerini kullandı. Sullivan, ABD’nin tahliye faaliyetlerinin 31 Ağustos’a kadar sürebileceğini ve net bir takvim belirlenmesi hakkında Taliban ile görüştüklerini söyledi. Taliban’ın ABD’ye sivillerin Kabil havaalanına ulaşmaları için güvenli geçiş sağlayacağını bildirdiğini söyleyen Sullivan, Afganistan’dan ayrılmak isteyen çoğu kişinin havaalanına ulaşabildiğini, ancak ABD’nin bazı kişilerin geri çevrildiğine dair haberlerle ilgili Taliban’la görüştüklerini kaydetti ve “Bu, her saat başı değişen bir mesele. Bizim görüşümüz çok net ve Taliban’ı sorumlu tutmaya odaklandığımız bir konu” dedi. Sullivan Taliban’la sürecin nasıl sonuçlanacağına dair takvim belirlemek üzere konuşuyoruz ancak tahliyeleri en etkin şekilde yapabilmek için en iyi yöntemi bulmayı kamuoyu önünde müzakere etmeyeceğim’’ diye konuştu.
Beyaz Saray sözcüsü Jan Psaki de aynı basın brifinginde, Afganistan’da kendilerini Amerikalı olarak tanımlayan yaklaşık 11 bin kişinin bulunduğunu söyledi. Psaki, Amerikan vatandaşlarının, büyükelçilik çalışanlarının ve ailelerinin, yerel olarak istihdam edilen Afgan personelin ve tercümanlar ile ve Afganistan’da ABD’ye yardım eden diğer kişiler için çıkarılan özel göçmen vizesi (SIV) sahiplerinin ve başvuranlarının tahliyesine öncelik verdiklerini kaydetti. Taliban’ın taahhüdüne bağlı kalmaması durumunda sonuçlarının ne olabileceği sorulduğunda Psaki, “Sonuçlar, ABD ordusunun tüm ağırlığı ve gücüdür ve bence bunu açıkça ortaya koyduk” yanıtını verdi. Taliban’a güvenmediklerini ve sözlerine inanmadıklarını belirten Psaki, “Yakından izliyoruz, yakın temas halindeyiz ve taahhütlerine uyup uymayacaklarını kesinlikle değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, G7 ülkelerinin dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell ile video konferans yoluyla bir araya gelerek Afganistan’daki son gelişmeleri ele aldı. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Blinken ve diğer katılımcılar, Afganistan’dan ayrılmak isteyen tüm sivillere güvenli geçişin sağlanmasının önemine vurgu yaptı. Bakanlar, uluslararası toplumun, Taliban’ın sözlerine değil eylemlerine göre Taliban’la nasıl ilişki kurulacağına karar vereceğini kaydederek, Afgan halkına olan desteklerinin devam edeceğinin altını çizdi.