Pandemi Ekonomisi: Enflasyon, Tedarik Zinciri ve İstihdam
Pandeminin ekonomiye etkisi tartışılmaya devam ederken enflasyon, tedarik zinciri sorunları ve istihdam rakamları gündemin ana ekonomik başlıkları arasında yer alıyor. Amerikan Merkez Bankası Fed’in beklendiği üzere devlet tahvili alımlarını ve diğer ekonomik destekleri yavaşlatacağını açıklamasıyla birlikte haftalardır tartışılan enflasyonla mücadele çabalarının öne çıkacağı görülüyor. Genel olarak fiyatların artışı dikkat çekerken benzin fiyatları galon başına 3.4 dolarla son 7 senenin en yüksek ulusal ortalama seviyesine ulaştı. Bank of America’nın varil başı fiyatın 120 dolara çıkabileceğiyönündeki uyarıları da yüksek benzin fiyatlarının kalıcı olacağı ve enflasyon tartışmalarının devamına yol açacağına işaret ediyor. Fed’in şu aşamada faizlerde bir değişikliğe gitmeyerek sıfıra yakın seviyelerde tutması ekonomik destek yavaşlatma sürecinin uzun bir zaman dilimine yayılacağına işaret ediyor.
Tedarik zincirinde yaşanan sıkışmalar ve bunun enflasyona etkisi de ekonomi gündeminin önemli tartışmaları arasında yer alıyor. Uzun yıllar üretim altyapısını deniz ötesi ülkelere taşıyan Amerikan şirketlerinin uluslararası ticareti felce uğratan pandemiyle birlikte üretimi tekrar kıta Amerikasına çekme çabaları göze çarpıyor. ABD’de üretim maliyetlerinin daha fazla olmasına rağmen malların zamanında ve güvenilir biçimde tesliminin Amerikan şirketleri için daha önemli bir öncelik haline geldiği gözleniyor. Bu şirketler pandemi öncesinde üretim ve düşük nitelikli istihdamın deniz ötesi ülkelere taşınması, anında üretim ve okyanus taşımacılığı stratejilerini benimsemişlerdi. Ancak pandemiyle birlikte hammadde tedarikinde, üretim işçisi işe alımında ve taşıma gemilerinde yer bulmakta zorlanan şirketler kaliteli mal ve hizmet tedarikinde büyük zorluklar yaşıyorlar.
İstihdamda da ciddi sorunlar yaşayan Amerikan şirketleri maaş artırımları ve bonuslara rağmen özellikle hizmet sektöründe işçi bulmakta zorlanıyor. Bu zorlukların fiyatlara yansıması da tüketiciyi zor durumda bırakıyor. Birçok şirketin sıradan metotların ötesine geçerek potansiyel işçilere çok daha farklı teşvikler vermesi de dikkat çekiyor. Gelin elbisesi satan bir mağazanın işçilerine reklamlarında oynayabilme fırsatı vermesi ve büyük firmaların üniversite ve kitap masraflarını karşılaması gibi örnekler şirketlerin çalışan bulmakta ne kadar zorlandığına işaret ediyor. Gönüllü olarak iş bırakanların tarihi seviyelerde olmasını ifade eden ‘Büyük İstifa’ ifadesinin istihdam sorunlarını anlatmakta sıkça kullanıldığı Amerikan ekonomisinde pandeminin etkileri tartışılmaya devam ediyor. Tedarik zinciri tıkanmalarının ve istihdam zorluklarının en önemli göstergelerinden biri de yeterince tır şoförünün bulunamaması olarak öne çıkıyor.
Pandeminin Amerikan ekonomisinde yaşattığı enflasyon, tedarik zinciri ve istihdam problemlerine rağmen Fed’in ekonomiye desteğini yavaşlatacağını açıklaması, borsanın rekor kırmaya devam etmesi ve 5 Kasım’da açıklanan istihdam rakamları ekonomide olumlu işaretler olarak görülebilir. Ekim ayında 500 binin üzerinde yeni istihdam yaratıldığını gösteren istihdam raporuyla birlikte Pfizer’ın Covid-19 ilacının %87 etkinlik seviyesinde olduğunu açıklaması pandeminin etkilerinin azalmaya devam edeceğine işaret olarak yorumlanıyor. Başkan Biden beklentileri rahatça aşan istihdam rakamlarının rastlantı olmadığını ve Yeniden Daha İyi İnşa ajandasının sonucu olduğunu söyleyerek ekonominin iyiye gittiği mesajını verdi. İşsizlik oranının %4.6’ya düşmesi de Mayıs 2020’den bu yana en düşük seviye olarak öne çıkıyor.