Pentagon Rus İşgaline Hazırlanıyor
Rusya’nın Ukrayna sınırına asker yığınağı Avrupa güvenliğini tehdit eden bir krize dönüşürken bir aydır devam eden diplomatik müzakerelerde somut bir netice alınamıyor. Savaş ihtimali Amerikan medyasında daha sık telaffuz edilir hale gelirken Pentagon da olası bir işgal durumunda NATO müttefiklerine ve Ukrayna’ya yardım için hazırlık yapıyor. Biden yönetimi durumun vahametini yansıtır bir şekilde Ukrayna’daki büyükelçilik personelinin ailelerinden ülkeyi terk etmelerini istedi ve Amerikan vatandaşlarına Ukrayna’ya gitmemeleri yönünde uyarıda bulundu. Bölgedeki durumu görüşmek üzere Avrupalı liderlerle video konferans düzenleyen ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile de bir telefonda görüşmesi yaparak Ukrayna’ya verilen güvenceleri yineledi. Biden, sınırlı bir askeri müdahaleye karşı Batı ittifakı içinde ayrılıklar yaşanabileceğini ima eden ve Ukrayna lideri Zelenski’nin de dolaylı tepkisini çeken ifadelerini düzeltmeye çalışarak Putin’e en ufak bir müdahalenin işgal sayılacağınıve ağır sonuçları olduğunu söylediğini ifade etmişti.
Kremlin yönetimi Belarus’a asker sevk ederek ve sınır boyunda askeri tatbikatlara hız vererek sahadaki askeri gücünü pekiştirirken, NATO Baltık Denizi bölgesinde caydırıcı gücünü artırdığını açıkladı. ABD de NATO’nun Mukabele Gücü’nün ihtiyaç duyması halinde bölgeye sevk edilerek Avrupa’da konuşlandırmak üzere 8,500 askeri teyakkuza geçirdiğini açıkladı. Taraflar müzakerelerde gerilimi düşürmeyi başaramasalar da olası bir savaşı engellemek için diplomatik temaslara devam etmeyi tercih ediyor. Bu bağlamda Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna temsilcileri Normandiya Dörtlüsü (N4) formatında Paris’te bir araya gelerek tansiyonun düşürülmesi için görüşmelerde bulundu. Son olarak da ABD ve NATO Rusya’nın güvenlik garantisi taleplerine yazılı cevap verdiklerini açıkladı. Verilen cevapta NATO’nun yeni üyelere yönelik ‘açık kapı’ politikasından vaçgeçmeyeceği tekrarlanarak Rusya’nın istediği garantilerreddedildi. Bu şekilde Rusya’ya ödün verilmedi ancak Ukrayna içindeki asker varlığıyla ilgili daha şeffaflık sağlanabileceği yönündeki ifadeler müzakereler için açık kapı bırakıldığını gösterdi.
Başkan Biden Rusya-Ukrayna gerilimini görüşmek üzere Avrupalı liderlerle video konferans görüşmesi yaptı. Görüşmeye İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya liderlerinin yanı sıra AB ve NATO başkanları da katıldı. Beyaz Saray’dan görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada liderlerin Rusya’nın askeri yığınağından duydukları kaygıyı ve Ukrayna’nın egemenliği ile toprak bütünlüğüne verdikleri desteği yineledikleri belirtildi. Liderlerin Rusya ile farklı platformlarda gerçekleştirilen son temasları gözden geçirdikleri ve mevcut gerilime diplomatik çözüm bulunması konusundaki ortak isteklerini vurguladıkları kaydedilen açıklamada, “Liderler Rusya’yı Ukrayna’ya karşı saldırgan tutumundan vazgeçirmek için NATO’nun doğu kanadında güvenliği güçlendirme hazırlıklarını ve Rusya için ciddi ekonomik maliyet doğuracak ortak çabaları görüştü” denildi. Göreve başladığı günden beri dış politikada sorunların çözümünde önceliği diplomasiye vereceğini dile getiren Biden sık sık müttefik ülke liderleriyle görüşmeler düzenleyerek Avrupalı dostlarıyla ilişkilerini sağlamlaştırma ve Amerikan liderliğini pekiştirme amacı güdüyor. Batı ittifakının sağlam bir şekilde kenetlenmesi Washington için Çin ile girişilen rekabette de ayrıca kilit önem taşıyor.
ABD Savunma Bakanlığı, Ukrayna krizinde tırmanış ihtimale karşı NATO’nun doğu kanadını güçlendirmek ve NATO Mukabele Gücü’nün aktif hale getirilmesi durumunda destek sağlamak üzere ABD içindeki 8,500 Amerikan askerini teyakkuza geçirdiklerini açıkladı. Bakanlık sözcüsü John Kirby teyakkuza geçirilen gücün NATO’ya olan bağlılıklarını göstermeye yönelik güçlü bir mesaj olduğunu kaydetti. Kirby, bu askerlerin ABD’den sevk edilebileceği gibi başka bölgelerden de kaydırılabileceğini söyledi. Ukrayna sınırındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve Rusya’nın tansiyonu yatıştırmak gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan Kirby, diplomasiye öncelik verdiklerini ancak sahada da faaliyet göstermeleri gerektiğini belirtti. ABD ordusunun başkaca bir gücü Ukrayna’ya gönderme planı olup olmadığına ilişkin bir soruya yanıt veren Kirby, bu yönde belli bir planın olmadığını ancak Ukrayna’da halihazırda eğitim ve destek kuvvetlerinin bulunduğunu ifade etti.
Bölgede gerilimin tırmanmasının ardından Washington yönetimi, Ukrayna’daki büyükelçilik personelinin ailelerinden ülkeyi terk etmelerini istedi. ABD Ukrayna Büyükelçiliği de bir mesaj yayınlayarak Amerikan vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulundu. Ukrayna’daki güvenlik durumunun “Rusya’nın artan askeri eylem tehdidi nedeniyle belirsiz” olduğu belirtilen mesajda ülkede güvenliğin beklenmedik bir anda “kötüleşebileceği” ifade edildi ve Amerikan vatandaşlarına bir an önce ayrılmaları tavsiye edildi. Hafta başında yayınlanan bir başka uyarı mesajında da Amerikan vatandaşlarına Ukrayna’ya seyahat etmemeleri tavsiye edilmişti. Biden yönetimi Afganistan’daki “tahliye fiyaskosundan” sonra olası bir Rus işgali nedeniyle Amerikan vatandaşlarına yeni bir tahliye operasyonu yapmak zorunda kalmaktan endişe duyuyor.
Başkan Biden diplomatik temaslar çerçevesinde Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile bir telefon görüşmesi yaparak karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Biden’ın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda ABD’nin müttefikleriyle birlikte Rusya’ya kararlı şekilde yanıt vereceği konusunda Zelenski’ye güvence verdiği belirtildi. ABD’nin Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunması konusundaki kararlılığının altını çizen Biden, geçen yıl Ukrayna’ya yarım milyar doların üzerinde kalkınma ve insani yardım sağlandığını ve Rusya’nın baskıları karşısında ek ekonomik destek arayışında olduklarını kaydetti. Büyükelçilik çalışanlarının ailelerinin Ukrayna’dan ayrılması konusuna da değinen Biden büyükelçiliğin faaliyetlerine devam edeceğini söyledi. Biden ayrıca Ukrayna’nın da katıldığı Normandiya Formatı aracılığıyla sorun çözme çabalarına destek verdiğini ve görüşmelerin Minsk Anlaşması’nın uygulanmasına yardımcı olmasını umduğunu söyledi. Washington müttefik ülkelerle işbirliği içinde ortak karar alma ve koordineli hareket etme prensibine sadık kalarak tek başına hareket eden ve farklı amaçlar güden bir devlet görüntüsü sergilememeye özen gösteriyor. Bu şekilde Amerikan liderliğinde Batı birliğini güçlendirerek siyasi meşruiyeti ve moral üstünlüğü elde tutmaya çalışıyor.
Öte yandan, Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna temsilcileri Normandiya Dörtlüsü formatında Paris’te bir araya gelerek Ukrayna sınırındaki tansiyonun düşürülmesi, Minsk Anlaşması’nın canlandırılması ve anlaşmanın gereği olarak ateşkesin sürdürülmesi için görüşmelerde bulundu. Toplantının ardından yapılan ortak açıklamada, katılımcı ülkelerin “mevcut anlaşmazlıkların çözümünde kararlı oldukları” ve iki hafta sonra Berlin’de yeniden bir araya gelme kararı aldıkları belirtildi. Açıklamada, “Taraflar, Minsk Anlaşması’nın uygulanmasına ilişkin diğer konulardaki farklılıklara bakılmaksızın, ateşkese koşulsuz saygı gösterilmesini ve 22 Temmuz 2020 tarihli ateşkesi güçlendirme tedbirlerine tam olarak uyulmasını destekliyorlar. Üçlü Temas Grubu ve çalışma grupları Minsk Anlaşması’nın uygulanmasında hızlı ilerleme için faaliyetlerini yoğunlaştırmasının önemini tartıştılar” ifadelerine yer verildi.
ABD ve NATO Rusya’nın daha önce yayınlamış olduğu güvenlik garantisi taleplerine ilişkin yazılı yanıtlarını ilettiklerini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, detayları kamuoyu ile paylaşılmayan yazılı açıklama ile ilgili olarak basın toplantısı düzenledi. Blinken, Moskova’ya cevap niteliğindeki yazılı belgede ABD’nin Rusya ile ilerleme potansiyeli gördüğü alanların silah kontrolü, şeffaflık ve istikrar konuları olduğunu söyledi. NATO’nun “açık kapı” politikasında bir değişiklik olmayacağını belirten Blinken, ABD’nin Rusya’ya verdiği yanıtta, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının yasaklanması yönündeki talebe karşılık hiçbir taviz vermediğini dile getirdi. Biden yönetimi, Rusya’nın, NATO’nun Doğu Avrupa’daki birliklerini geri çekmesi ve Ukrayna’nın NATO’ya dahil edilmeyeceğinin garantisinin sağlanması yönündeki taleplerini reddederken silahsızlanma ve karşılıklı güven oluşturma konularına odaklanmayı öneriyor.
ABD’nin Moskova Büyükelçisi Sullivan’ın elden teslim ettiği Amerika’nın yanıt belgesinde ele alınabilecek çok olumlu noktalar bulunduğuna dikkat çeken Blinken, verilen cevabın Moskova’nın kaygılarına dair ilkeli ve pragmatik bir yaklaşıma sahip olduğunu ve Rusya da kabul ederse ileriye dönük ciddi bir diplomatik kanal açabileceğini ifade etti. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ise ABD’nin yazılı cevabıyla ilgili yaptığı açıklamada, “ikincil meselelerde bazı rasyonel unsurlar” gördüklerini söyleyerek Rusya sınırına füze konuşlandırılması ve askeri tatbikatlar gibi konuların görüşülebileceği şeklindeki teklifle ilgili “bu en azından bir şeydir” şeklinde konuştu. Lavrov Ukrayna’nın herhangi bir şekilde NATO üyeliğine giden bir yolda olmasını reddettiklerini sözlerine ekledi.