FED’in Faiz Sinyali Borsada Düşüşü Tetikledi
IMF, yükselen enflasyon, hızla artan Omicron varyantı ve kronik tedarik zinciri sorunlarına atıf yaptığı son tahmininde hem ABD’de hem de küresel ölçekte ekonomik büyümenin hızının keskin bir şekilde düşeceğini öngörüyor. Kurum salı günü yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporunda küresel ekonominin bu yıl %4,4 büyüyeceği tahminine yer verdi. 2021’de açıklanan tahmini oran %5,9 seviyesindeydi. Gelişmiş ülkelerdeki en keskin düşüşün %4 ile ABD’de olması bekleniyor. IMF’den Gita Gopinath, ABD’nin büyüme oranını açıklarken yüksek enflasyonun beklenmedik şekilde devam etmesine atıfta bulundu. Büyük devlet teşviklerinin fiyatların yükselmesine yol açmasının beklendiğini ancak enflasyon oranını bir nesildeki en yüksek seviyelere çıkaran şeyin tedarik zinciri aksaklıkları olduğunu söyledi. Çalışma Bakanlığı’nın daha önceki bir raporuna göre, ABD enflasyonu Aralık’ta %7’yi aşmış ve 1982’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştı.
Ekonomideki bu gerilimler Amerikan Borsası Wall Street’i de oldukça etkiledi. İşlemler pazartesi günü olduğu kadar çalkantılı olmasa da, hisse senetleri %4 oranında düşüş kaydetti. Endeksler kısa bir süreliğine pozitif bölgeye geçse de günü yaklaşık %1,2 düşüşle tamamladı. Yatırımcılar, Merkez Bankası’nın ekonomiye verdiği desteği azaltarak enflasyonu düşürme stratejisinin bir sonraki hamlesine odaklanmış durumda. Yakında devlet tahvili almayı bırakmaya başlayacağını söyleyen Merkez Bankası’nın Mart ayında faiz oranlarını yükseltmeye başlaması bekleniyor. Medyada 2022 Ocak ayının finans piyasaları için kabus gibi olduğu manşetleri yer aldı. Ayın ilk üç haftasını düşüşle kapatan Amerikan borsası, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele planlarının agresifleşme ihtimalinden olumsuz etkilenmeye devam ediyor.
Çarşamba günkü toplantısında Merkez Bankası yetkilileri, enflasyonun politika yapıcıların hedefinin çok üzerinde seyrettiği ve işgücü piyasası verilerinin çalışanların arz sıkıntısı olduğunu gösterdiği göz önüne alındığında, Mart ayında faiz oranlarını artırma niyetinde olduklarının sinyallerini verdi. Şimdilerde %0’a yakın seviyelerdeki faiz oranları henüz değişmemiş olsa da Merkez Bankası Başkanı Jerome H. Powell yetkililerin artık Amerikan ekonomisinin artık bu kadar desteğe ihtiyacı olduğunu düşünmediğini söyleyerek bir sonraki toplantılarında faiz artışının muhtemel olduğunu doğruladı. Bir süredir yavaşlatılan tahvil alımı programı da Mart ayında sona erecek. Bu açıklamanın ardından borsada yine düşüş yaşandı zira yatırımcılar Merkez Bankası’nın faizleri çok hızlı yükseltebileceğinden ve borçlanmayı daha pahalı hale getirerek ekonomiyi yavaşlatabileceğinden endişeleniyor. Powell, “İşgücü piyasasını tehdit etmeden faiz oranlarını yükseltmek için epeyce alan olduğunu düşünüyorum” diyerek yatırımcıları rahatlatmaya çalıştı. Açıklamanın ardından CME FedWatch’a göre Mart ayında faiz artırımına ilişkin piyasa beklentileri %95’in üzerine çıktı.
2021’in sonuna kadar istikrarlı şekilde yükselen enflasyon için zirve beklentisi 2022 yılının ilk ayları olarak ifade ediliyor. Ülkede 1982’den bu yana en yüksek enflasyon oranlarının görülmesiyle ilgili olarak Powell, ‘Çoğu uzman gibi biz de enflasyonun yıl boyunca düşmesini bekliyoruz’ dedi ve yüksek fiyatların özellikle sabit ve düşük gelirli Amerikalılar için zorlayıcı olduğunu da sözlerine ekledi. Halihazırda son derece kırılgan olan tedarik zinciri üzerinde daha az baskı kurulması ve Amerikan hükümetinin bu konuda sınırlı teşvik politikalarının yardımcı olacağı tahmin ediliyor. Teşvik programının sona ermesinden ve faiz oranlarındaki yükselişin ardından, Merkez Bankası’nın yapılacaklar listesinde devasa bilançosunu azaltmak da yer alıyor. Wells Fargo baş ekonomisti Jay Bryson, Merkez Bankası Açık Piyasa Komitesi’nin Eylül ayındaki politika toplantısında dördüncü çeyrekte bilanço küçültmeye başlayacağını duyurmasını beklediklerini ifade etti.
Ekonominin olumlu gidişatının bir işareti olarak işsizlik yardımı başvurularındaki düşüş de medyada yer buldu. Çalışma Bakanlığı Perşembe günü yaptığı açıklamada işten çıkarmaları temsil eden ilk işsizlik yardımı başvurularının önceki haftaya göre düştüğünü ve 1973’ten bu yana en düşük seviyede olduğunu belirtti. Minnesota Üniversitesi’nden ekonomist Aaron Sojourner, “İşverenler, şu anda işe almanın zor olduğunu bildikleri için işçileri kadroda tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar” dedi. İstihdamın yüksek seviyede olması, federal devletin harcama paketleri ve faizlerin tarihi seviyelerde düşük olması gibi etkenlerle güçlü giden Amerikan ekonomisinin enflasyonda tarihi artış tecrübe etmesi FED’in enflasyonla mücadeleye öncelik vermesi ve bu amaçla faizleri artırmaya başlaması beklentilerini tetiklemişti. FED’in son açıklamalarıyla faiz artırımının kesinleşmesi ve 2022’de dört kez artırım beklentisinin oluşması bu hafta içerisinde piyasalara pandemi başından beri en büyük kayıpları yaşattı.