Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’deki Kontrolü Güçlü
6 Ocak Komitesi, eski Başkan Trump’ın 6 Ocak 2021’de Ohio’nun Cumhuriyetçi Temsilcisi Jim Jordan ile yaptığı telefon görüşmelerinin ayrıntılarını inceliyor. Olay günü birden fazla defa konuşan Trump ve Jordan’ın görüşmelerinin birinin uzunluğu 10 dakika civarında olduğu belirtiliyor. Ulusal Arşiv, söz konusu kayıtları, Trump’ın gizlilik için verdiği hukuk mücadelesini kaybetmesinin ardından Komite ile paylaştı. Komiteyle şeffaf bir şekilde işbirliği yapmayan Trump destekçisi temsilci Jordan, konuşmaların detaylarını hatırlamadığını ileri sürdü. Görüşmelerin detayları Kongre baskınının gerçekleştiği güne dair net bir tablo oluşturmaya çalışan Komite için önem arz ediyor. Komite soruşturma kapsamında bu hafta ifadeye çağrılan isim Trump’ın ticari danışmanı olan Peter Navarro oldu. Komite, Navarro’nun Trump’ın seçim sonuçlarını değiştirme planına ne kadar dahil olduğuyla ilgileniyor. Navarro ifadeye çağrılmasına yanıt olarak komitenin bu durumu Trump’ın avukatlarıyla müzakere etmesi gerektiğini söyleyerek aslında çağrılan diğer isimler gibi direnmiş oldu.
Geçtiğimiz hafta gündem olan Trump’ın Beyaz Saray’a ait olan evrakları tahrip etme alışkanlığı ile ilgili olarak, üç eski Beyaz Saray yetkilisi CNN’e konuştu ve Trump’ın artık ilgilenmediği evrakları imha ettiğini defalarca gördüklerini söyledi. Dönemin Beyaz Saray İletişim Direktörü Stephanie Grisham, 2018’de Ortadoğu’daki Amerikan birliklerine gerçekleştirdikleri sürpriz ziyarette Trump’ın klasöre koyarak yanında taşıdığı bazı evrakları yırttığını gördüğünü dile getirdi. Genellikle bu tür durumlarda Başkan’ın özel asistanının yerdeki kağıt parçalarını topladığı ifade edildi. Başka bir Beyaz Saray yetkilisi, Trump’ın özel kalem müdürlerinin evrakları muhafaza etme isteklerini açıkça görmezden geldiğini söyledi. Nitekim Ulusal Arşiv, Trump’ın başkanlık görevi bitiminde teslim etmediği kimi dökümanların Florida’daki konutunda olduğunun anlaşılmasından kısa süre sonra Adalet Bakanlığı’ndan Trump’ın evraklara nasıl muamele ettiğinin soruşturmasını talep etti.
Komitenin, Trump’ın 6 Ocak baskınıyla ilgili bağlantılarını saptama çabası sürerken Cumhuriyetçi Parti içinde Trump’ın gücünün pekiştiğini görmekteyiz. Nitekim Cumhuriyetçi Ulusal Komite 6 Ocak olaylarını ‘meşru politik söylem’ olarak gördüklerini belirtti ve olayları açıkça kınayarak araştırma komitesine katılan Cumhuriyetçi temsilciler Liz Cheney ve Adam Kinzinger’ı kınadı. Kınama kararı ile ‘ABD Temsilciler Meclisi’ne zarar veren davranışları nedeniyle Cumhuriyetçi Parti’nin verdiği tüm desteğin kesileceği’ belirtilerek aslında iki isim resmi olmasa da pratikte partiden ihraç edilmiş oldu. Salt Lake City’deki kış kampında Temsilciler Cheney ve Kinzinger ‘meşru siyasi söylemde bulunan sıradan vatandaşlara yönelik zulme katılmaları’ gerekçesiyle kınandılar. Liberal medyada bu karar Cumhuriyetçi Parti’nin 6 Ocak 2021’deki şiddet eylemlerini meşrulaştırması olarak yorumlandı. Hatta Washington Post’taki bir görüş yazısı daha da ileri giderek Cumhuriyetçilerin Trump taraftarlığını McCarthy’ciliğe benzeterek, ‘partisinin periyodik şekilde demagojik bir yalancıya aşık olduğu dönemlerden biri sırasında doğruyu söyleyen’ Liz Cheney’e yapılanları McCarthy dönemindeki hainlik suçlamalarına benzetti. Cheney, Cumhuriyetçileri seçimleri bozmaya çalıştığını itiraf eden ve buna aracılık edenleri affedeceğini söyleyen bir adamın gönüllü rehineleri olmakla suçladı. Kendisini anayasal muhafazakar olarak tanımlayarak Trump için anayasayı terk edenleri tanımadığını söyledi. Kınama kararını destekleyen Cumhuriyetçi çoğunluk aslında Trump’ın partideki gücünün ne kadar fazla olduğunu gösteriyor. Bununla beraber azınlık da olsa Mitt Romney, Bill Cassidy, Michael Steele gibi kimi cumhuriyetçiler kınama kararının karşısında pozisyon aldı.
6 Ocak olaylarına ilişkin Cumhuriyetçi Parti’nin desteğine karşın Eski Başkan Yardımcısı Mike Pence, Trump’ın kendisine yönelik, 6 Ocak 2021’de seçim sonuçlarını kabul etmeme hakkının olduğu iddiasını eleştirerek, ‘Başkan Trump hatalı’ dedi. Orlando’da muhafazakarların bir araya geldiği bir etkinlikte konuşan Pence, konuyla ilgili bu zamana kadarki en net tepkisini göstererek tek kişinin seçim sonuçları belirleyebilmesi düşüncesini ‘Amerikalı olmayan’ bir tavır olarak eleştirdi. Bu pozisyonu savunan muhafazakarları tenkit ederek bu tutumun bir sonraki seçimlerde sorun yaratacağını dile getirdi ve “Anayasaya göre seçimin sonucunu değiştirme hakkım yoktu ve Kamala Harris’in 2024’te onları yendiğimizde seçimi bozma hakkı olmayacak” dedi. Bu açıklamanın ardından Pence’nin o dönemki Özel Kalem Müdürü Marc Short, NBC’ye konuşarak, Pence’nin kendisine yönelik suçlamalar karşısında haklı tepkisini gösterdiğini söyledi ve Cumhuriyetçi Ulusal Komite’nin 6 Ocak olaylarını okuduğu bağlamı eleştirerek ayaklanmanın ‘meşru bir söylem olmadığını’ dile getirdi.