ABD ve AB’den Rusya’ya Ağır Yaptırımlar
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal harekâtı başlatması Batı ülkelerinde büyük bir tepkiyle karşılandı. Rusya’nın bütün uyarılara rağmen ordularını Ukrayna sınırından geçirmesinin hemen ardından ABD ve Avrupalı devletler Rusya’ya yönelik ağır yaptırımları hızlı bir şekilde devreye soktu. Ukrayna-Rusya geriliminin işgale dönüşmemesi için sürdürülen yoğun diplomatik müzakerelerde caydırıcılık unsuru olarak dile getirilen ve “hızlı, ağır ve daha önce benzeri görülmemiş” olarak nitelenen yaptırım tehditleri uygulamaya konuldu. Yaptırımların büyük bir kısmı Rus ekonomisini hedef alıyor. Nükleer bir güç olan Rusya’ya karşı askeri bir karşılık vermeyeceğini belirten Batılı devletler yaptırımlar yoluyla Rusya’yı küresel finans sisteminden izole etmeyi, en son teknolojiye erişimini kısıtlamayı ve bu şekilde Putin’in Rusya ekonomisini modernize etme ve çeşitlendirme yönündeki stratejik hedefine ulaşmasını engellemeyi planlıyor.
Yaptırımların Rusya üzerinde uzun vadede etkili olması ve ABD ile müttefiklerine olumsuz etkilerinin en düşük düzeyde tutulması şeklinde planlandığını belirten Biden ilk etapta Amerikalıların Donetsk ve Luhansk bölgelerine yatırım yapmasını ve bu bölgelerle ticari ve mali ilişki kurmasını yasaklayan başkanlık kararnamesine imza atmıştı. Rusya’nın işgal harekâtına başlamasıyla birlikte daha ağır yaptırımları hızla uygulamaya koyan Biden, Kongre’ye hitaben yaptığı “Birliğin Durumu” konuşmasında bu yaptırımlara değinerek “şu anda çok güçlü ekonomik yaptırımları uyguluyoruz. Rusya’nın en büyük bankalarını uluslararası finans sisteminden kopardık. Merkez Bankası’nın rubleyi korumasını engelliyoruz. Putin’in 650 milyar dolarlık savaş fonunu değersiz hale getirdik. Rusya’nın teknolojiye erişimini engelliyoruz. Ekonomik gücünü zayıflatacağız. Ordusunu zayıflatacağız. Yıllarca sürecek bu etkiler” ifadelerini kullandı. Uygulanan yaptırımlardan dolayı Putin’i suçlayan Biden, “Ruble çoktan %30 değer kaybetti. Rusya borsası %40 düştü, ticaret yapamaz vaziyetteler. Rus ekonomisi ağır hasar aldı ve buradaki tek suçlu Putin’dir” şeklinde konuştu.
Rusya’ya karşı alınan en sert yaptırım kararının bazı büyük Rus bankalarının uluslararası mesajlaşma ve ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılması olduğu belirtiliyor. Bu yaptırım ile Rus bankalarının dünya genelinde işlem yapması engellenirken Rusya’nın ihracat ve ithalat yapabilmek için başka yollar bulmasını gerektiriyor. Diğer bir ağır yaptırım kararı da Rus Merkez Bankası’nın Batılı ülkelerdeki varlıklarının dondurulması oldu. Bu yaptırımla Rus Merkez Bankası’nın kendi bankaları ve şirketlerini desteklemek ve Rublenin değer kaybını önlemek için yurt dışına varlık satışı ve karşılığında Ruble almasının engellenmesi hedefleniyor. Bu yaptırım ile Rus Merkez Bankası’nın 650 milyar dolar civarında olan rezervlerinin yarısından fazlası bloke edilmiş durumda. Buna ek olarak bazı ticari banka ve finans kuruluşlarının da varlıkları dondurularak işlem yapmaları yasaklandı. Amerikan vatandaşlarının Rus Merkez Bankası, Rusya Ulusal Varlık Fonu ve Rusya Maliye Bakanlığı ile finansal işlem yapmalarına yasak getirildi. Bu yaptırımlarla Rusya’nın finansal zorluk yaşamaya başlaması, altın ve döviz rezervini kullanması engellenerek Ukrayna’daki savaşın maliyetini kaldıramaz hale gelmesi ve bu işgal girişiminin Putin için stratejik bir başarısızlığa dönüştürülmesi amaçlanıyor.
Batılı devletlerin uygulamaya koyduğu diğer bir yaptırım alanı da enerji sektörü oldu. Avrupa Birliği Rusya’ya ham petrolün işlenmesi için gerekli olan mal ve teknoloji satışını, transferini, ve ihracatını yasakladı. AB yaptırımları zaten yüksek olan doğalgaz fiyatlarının daha da artarak Avrupalı ülkelere zarar vermesini önlemek için direkt olarak Rusya’nın petrol ve gaz ihracatını hedef almıyor. Yaptırımın amacı, Rusya’nın petrol rafinerilerini modernize etmesini engellemek olarak görülüyor. Diğer yandan Rusya’nın Ukrayna’da Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırmasının ardından Rus enerji sektörüne daha geniş yaptırımlar uygulama fikrinin yeniden gündeme alındığı bildirildi. Washington yönetimi henüz bu konuda net bir adım atmış değil. Her ne kadar Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Rusya’ya yönelik yaptırımlar kapsamında, bu ülkenin enerji sektörünü hedef alma seçeneğinin masada olduğunu açıklasa da ülkede petrol fiyatlarının daha da yükselmesinden çekinen Biden yönetimi yaklaşan ara seçimleri de dikkate alarak alternatif bir çözüm bulana kadar bu alanda yaptırım kararı alacak gibi gözükmüyor.
Diğer önemli yaptırım kalemleri de ulaşım ve teknoloji sektörü oldu. Tüm Rus uçaklarına hava sahasını kapattığını açıklayan AB ülkeleri Rusya’ya havacılık ve uzay sanayisiyle ilgili mal, teknoloji ve hizmet satışı yapılmayacağını açıkladı. ABD ve AB’nin ortaklaşa aldığı ve Rus havacılık sektörünü ciddi derecede etkileyeceği tahmin edilen kararlarkapsamında Rus havayollarına uçak, yedek parça ve ekipman da verilmeyecek. Benzer şekilde başta yarı iletkenler ile mikroçip üretimi için gerekli olan mikroişlemciler ve ekipmanlar olmak üzere bazı yüksek teknoloji ürünleri de Rusya’ya satılmayacak. ABD, yüksek teknoloji ürünlerini Rusya’ya ihracatını da yasakladı.
Biden yönetimi, Rusya’ya yönelik yaptırımlar kapsamında kara listeye alınan Kremlin’le yakın bağları olan Rus işadamı ve yöneticilerin sayısını artırma kararı aldı. ABD Hazine Bakanlığı, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ve 19 oligarkı yaptırım listesine dahil ettiğini açıkladı. 19 oligark, 47 aile üyesi ve yakınlarına vize kısıtlamaları uygulanacak. Açıklamada bu kişilerin Kremlin’le bağları sayesinde zenginleştikleri ve bazılarının aile üyelerinin bile önemli pozisyonlara geldiği belirtildi. Rusya’nın en büyük şirketlerini yöneten bazı isimlerin ise Putin’in Ukrayna savaşı için ihtiyaç duyduğu desteği sağladığı kaydedildi. Bu kişilerin ABD finans sistemiyle bağlarının kopartılacağı belirtilen açıklamada ABD’deki mal varlıklarının dondurulacağı ve kullanılmasının engelleneceği kaydedildi. Açıklamada, ayrıca 7 Rus internet ve haber kuruluşunun da dezenformasyon yapmaları nedeniyle yaptırıma tabii tutulacağı kaydedildi. Maliye Bakanlığı’nın bu kuruluşlarda önemli roller oynayan ve Rus hükümetinin dezenformasyon yaymasını ve algıyı etkilemesini sağlayan, Rusya ve Ukrayna’da ikamet eden 26 kişiyi de yaptırım listesine alacağı belirtildi. Bu kuruluşların sahte söylemlerle Rusya’nın stratejik hedeflerini idame ettirmesini ve Kremlin’in faaliyetlerini meşru göstermesini sağladıkları kaydedildi.