Nisan Ayı Enflasyonu Geriledi: %8.3
ABD’de enflasyon Nisan ayında %8,3’e geriledi. Her ne kadar art arda ikinci kez %8 üstünde kalmış olsa da Mart ayına göre gözlemlenen düşüş, geçtiğimiz Ağustos’tan beri yaşanan bir düşüş anlamına geliyor. Düşüş, esas olarak Nisan ayında yeni bir zirveye ulaşan benzin fiyatlarındaki hafif bir gevşemeden kaynaklandı. Fakat, gıda ve enerjiyi hariç tutan sözde çekirdek enflasyon oranı, %0,6 oranında daha güçlü bir şekilde yükseldi. Çekirdek faiz oranındaki beklenenden daha yüksek artış – Ocak ayından bu yana en büyük – Wall Street’i hayal kırıklığına uğrattı. Genel olarak, Çalışma Bakanlığı’nın geçen ayki tüketici fiyat endeksi okuması enflasyonun soğumaya başladığına dair çok az kanıt sundu. Artmaya devam eden gıda fiyatları bunun bir örneği olarak öne çıkıyor.
ABD enflasyonu, ülke ekonomisinin pandemi sonrası ilk toparlanmadan doğan arz dalgalanmaları ve fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratan diğer dengesizlikler sebebiyle 2021’in başından bu yana keskin bir şekilde yükseldi. ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, Perşembe günü, enflasyonu kontrol altına almak her ne kadar birinci önceliği olsa da bunun diğer hususlarda bir miktar ekonomik sıkıntıya yola açabileceğini de inkar etmedi. Enflasyonu hedeflenen %2’lik orana indirmenin işgücü piyasasında oluşturacağı daralmaya vurgu yapan Powell, agresif para politikasının yaratabileceği bir resesyondan kaçınmanın zor olacağını kaydetti. Fakat bunu başarmak için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti. Bu açıklamalardan bir gün önce Powell’ın ikinci dönemi Senato’da ezici bir çoğunlukla onaylanmıştı.
Enflasyonun ateşini yumuşak bir düşüşle bitiremeyebileceğini kabul eden Powell’ın açıklamalarında küresel ekonomik gelişmeler vurgusu dikkat çekiyor. Buna göre Merkez Bankası’nın çabaları, Avrupa ve Çin’deki ekonomik yavaşlamalarla kesintiye uğrayabilir. Avrupa ekonomileri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bunun sonucunda doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle daha da kötüleşen yüksek enflasyondan muzdarip. Çin’in sıkı Kovid tedbirleri milyonlarca Çinlinin haftalardır büyük ölçüde evlerine kapatıldığı Şangay gibi şehirlerde limanları kapattı, ihracatı engelledi ve tüketici harcamalarını yavaşlattı.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen de Perşembe günü ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’ne yaptığı açıklamada enflasyonun ulusun ve Biden yönetiminin karşı karşıya olduğu “1 numaralı ekonomik sorun” olduğunu söyledi. Yellen, Powell’dan daha iyimser bir şekilde, güçlü iş piyasası ve hane halkı bilançoları, düşük borç maliyetleri ve güçlü bankacılık sektörü sayesinde Merkez Bankası’nın durgunluğa neden olmadan enflasyonu düşürebileceğine inandığını söyledi.
ABD hisse senedi endeksleri, piyasa oynaklığının bir uzantısı olarak bu hafta da dalgalandı. Yatırımcılar, Fed’in faiz oranı artışlarının hızına ilişkin ipuçları için enflasyon eğilimlerini yakından izliyorlar. Hafta boyu gelen yüksek enflasyon verileri durgunluk endişesini körüklediği için yatırımcılar güvenli bir liman arayışı içinde hisse senetlerinden çıkış yaparak Hazine bonolarına döndüler. Ancak hisse senetlerinde bu sene yaşanan en büyük kayıp bu değil. 2022 yılı boyunca gerçekleşen düşüşler S&P 500 hisse senetlerinden 7 trilyon dolar buharlaştırdı. Endeks Aralık ayının sonundan bu yana yaklaşık %18 düştü.
Yeni bir CNN Anketi, ABD halkının ülke ekonomisine dair hissiyatının son on yılın en kötü seviyesinde olduğunu ve birçok Amerikalının da kendi yaşamlarında finansal baskı hissettiklerini söylediğini ortaya koyuyor. Bu karamsarlık Başkan Joe Biden’a da yansıyor. ABD’li yetişkinlerin çoğu, Biden’ın politikalarının ekonomiye zarar verdiğini söylüyor ve her 10 kişiden 8’i hükümetin enflasyonla mücadele için yeterince çaba göstermediğini belirtiyor. Ekonomik karamsarlık en çok Cumhuriyetçi Parti içinde telaffuz edilse de bütün siyasi görüş mensuplarını kapsıyor. Cumhuriyetçilerin neredeyse yüzde 94’ü, bağımsızların yüzde 81’i ve Demokratların yüzde 54’ü ABD’deki mevcut ekonomik koşulları kötü olarak değerlendiriyor.
Ara dönem Kongre seçimlerinden altı ay önce ekonomi üzerindeki tartışmayı rakiplerinin aleyhine çevirmeye çalışan Biden ve yardımcıları ise Cumhuriyetçilerden gelen “aşırı” politika fikirlerinin enflasyonu daha iyi değil daha da kötüye götüreceği konusunda ısrarcılar. Mevcut yol haritasını savunan Biden kendi planının enflasyonla mücadele ettiğini, çalışan ailelerin maliyetlerini düşürdüğünü, işçilere hak ettikleri zamları verdiğini, büyük şirketler ile en zengin Amerikalıların vergi ödemelerini sağlayarak ekonomiyi büyüttüğünü iddia etti. Diğer ekonomik göstergelerle birlikte ev satın alma faiz oranlarının da 40 yıllık tarihi zirvelere ulaşması ev sahibi olmayı zorlaştırarak önümüzdeki ara seçimlerde Biden’ın ve Demokrat Parti’nin desteğini zayıflatan bir etki yaratıyor.