Kültür Savaşlarında Güncel Tartışma: Silah Kontrolü
Amerika’da kültür savaşlarının en önemli temalarından olan bireysel silahlanma mevzusu geçen haftaki korkunç okul saldırısıyla tekrar alevlendi. Ülkenin bir kısmı silahlara ilişkin düzenlemeleri kişisel özgürlüğün kısıtlanması olarak görürken kayda değer bir kesim de silah karşıtı görüşlerini ifade ediyor. Rand Corporation’ın altı yıldan fazladır yürüttüğü Amerika’da Silah Politikası adlı çalışması ülkenin farklı eyaletlerindeki silaha ilişkin yasaları irdeliyor. Bu çalışmaya göre özellikle CAP (Child Access Prevention) yasası adı verilen ve ateşli silahların çocukların kolaylıkla erişebileceği yerlerde olmasını yasaklayan uygulamaların yürürlükte olduğu eyaletlerde gençler arasında kendine zarar verme, intihar, kasıtsız yaralama ve ölümleri önemli ölçüde azalttığı görülüyor. Bu yasalar ülkedeki 19 eyalette uygulanıyor.
Bununla beraber silahlanmaya ilişkin kısıtlayıcı yasaların kitlesel katliamları azaltma konusundaki etkileri tartışmalı görünüyor. Sınırlayıcı yasaların net biçimde katliamları azalttığı gösterilemese de kamuoyunda yüksek şarjör kapasitesini sınırlayıcı kısıtlamalar tartışılıyor. Çalışmada incelenen 18 silah politikasının 10’unun sonucu doğrudan gözlemlenmiş. Silah sahibi olmak için düzenlenen bekleme sürelerinin intihar oranlarını azalttığı, gizli silah taşıma yasalarının şiddet suçlarını arttırdığı da elde edilen diğer bulgular arasında.
Yukarıda sözü edilen rapora haberinde yer veren Washington Post Amerika’nın kanayan yarası olan kitlesel katliamların silah yasalarıyla azaltılabileceği ihtimalinin siyasi tartışmalar nedeniyle yeterince araştırılamadığını iddia ediyor. Habere göre politik sebeplerle yaklaşık 25 yıldır silahlanmayı sınırlandırmaya yönelik araştırmalara hiçbir bir federal fon sağlanamadı. Bununla beraber lisanslı silah alımlarındaki sicil kontrolü uygulamasının cinayetleri azalttığı gözlemlenmiş. Benzer şekilde aile içi şiddete ilişkin kararların bulunduğu kişilere yönelik silah alımı kısıtlamasının partner cinayetlerini azalttığına yönelik kanıtlar da mevcuttur.
Yine Washington Post’un paylaştığı ve 8 toplu katliamın veritabanını içeren çalışma kapsamında tanımlanan toplu katliamlar 2010’lu yılların başlarında yılda ortalama 3-4 iken 2017’de 7, 2018’de 10 ve 2019’da ise 8 olarak kayıtlara geçmiş. Araştırma ekibi, “son dört buçuk yılda, özellikle son on yılda, halka açık toplu silahlı saldırı sayısının gerçekten arttığını” tespit etti. Bununla beraber haberde, toplu katliam sayısındaki artışın nüfus artışıyla ilişkili olabileceği şerhi de düşülüyor.
Araştırmacılardan Northeastern Üniversitesi’nden James Alan Fox, bu katliamların faillerinin çok kararlı kimseler olduklarını ve tüm silah kontrolleri uygulanıyor olsa dahi yılda en fazla bir saldırının engellenebileceğini; fakat bu kısıtlamaların diğer tipteki silah şiddeti suçlarını kayda değer biçimde azaltabileceği analizini paylaştı. Örneğin 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, silahlara erişimin intihar riskini üç katına çıkardığına inanılıyor. Uzmanlar açısından ise intiharı bu tür hesaplamalara dahil etme fikri oldukça tartışmalı.
Perşembe günü Başkan Biden ağır silahların yasaklanması, daha sıkı sicil kontrolü ve silah satın alma yaşının artırılması da dahil olmak üzere bir dizi silah yasasının geçirilmesi için çağrıda bulundu. Konuşmasında Kongre üzerindeki baskıyı arttırmaya çalışan Biden, özellikle Cumhuriyetçilerden silah kontrolüne yönelik blokajlarına son vermelerini talep etti. Bu konuşma, Uvalde ve Buffalo’daki son toplu katliam saldırılarından bu yana, Biden’ın silah kontrolüne yönelik en güçlü çağrı oldu.
Konuşmasında Kongre’yi ağır silah yasağını başlatmanın yanı sıra, silah alımları için sicil kontrol gereksinimlerini genişletmeye, silahların güvenli bir şekilde saklanması için yeni kurallar oluşturmaya, sabıka kaydı olanlara silah satışını önleyecek yeni “kırmızı bayrak” yasaları çıkarmaya, öğrenciler için daha kapsayıcı akıl sağlığı hizmetleri sunmaya çağırdı. Ancak bu maddelerin büyük bir çoğunluğunun 50-50 bölünmüş durumdaki Senato’dan 60 oy alarak geçmesi mümkün gözükmüyor. Konuşurken arkasında tüm ABD eyalet ve bölgelerindeki silahlı şiddet mağdurlarını temsilen 56 mum yakılan Biden konuşmasında ‘Amerikan halkını tekrar hayal kırıklığına uğratmamalıyız’ dedi.
Aynı gün Temsilciler Meclisi’nden ‘Çocuklarımızı Koruma Yasası’ olarak adlandırılan ve silah sahibi olma yaşını yükseltme gibi çeşitli kısıtlamalar içeren yasa tasarısı ilgili meclis komitesinden 25’e karşı 19 oyla geçti. Temsilciler Meclisi’nden de geçtiği takdirde Senato’ya taşınacak tasarının yasalaşması olası gözükmese de son haftalardaki silah kontrolü tartışmalarının Kasım’daki Kongre seçimlerine yansıması açısından önemli bir gelişme olarak okunabilir.
Amerika’da silah kontrolüne ilişkin tartışmalarda gündeme gelen bir örnek de Avustralya. Geleneksel olarak bireysel silahlanmaya ilişkin ABD ile benzer bir tutuma sahip olan Avustralya 1990’lı yıllarda gerçekleşen bir toplu katliamın ardından silahlanmaya ilişkin sert yasaları uygulamaya koydu. Otomatik ve yarı otomatik pompalı tüfeklerin satış ve ithalatının yasaklanması, insanların silah alımı için meşru gerekçe beyan etmelerine yönelik teşvikler, 28 gün bekleme süresi, zorunlu bir silah geri alımı çağrısı ile 700 yüz bin silaha el konulması bu sert önlemlerin en öne çıkanları oldu. Bu yasaların devamında silahlı cinayet oranı %60 azaldı. Toplumsal olarak silahla ilişkisi Amerika’ya benzeyen bir ülke olan Avustralya’nın yakın geçmişteki silah karşıtı sayılabilecek yasama faaliyetleri hafta boyunca ABD kamuoyunun tartıştığı konulardan biri oldu.