Biden Ortadoğu Turuna Çıkıyor
Başkan Joe Biden’in Temmuz ayında Ortadoğu turuna çıkacağı açıklandı. Biden göreve başlamasından sonra bölgeye yapacağı ilk ziyaret kapsamında İsrail, Filistin ve Suudi Arabistan’a uğrayacak ve Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi’ne de katılacak. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre Biden bölgede ülke liderleriyle görüşmeler yaparak özellikle güvenlik, ekonomi ve diplomasi alanlarında işbirliğini artırmaya çalışacak.
Beyaz Saray ziyaret planını ilk olarak Suudi Arabistan’ın OPEC+ ülkelerini petrol üretimini artırmaya ikna etmesi ve Yemen’deki savaşta uygulanan ateşkesin uzatılmasına onay vermesinin ardından duyurmuştu. Washington yönetiminin Suudi Arabistan ziyareti ile 2018’de Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi üzerine kötüleşen ilişkileri yeniden tesis etmeye çalışacağı belirtiliyor. Ziyaretle ilgili en çok merak edilen hususlardan biri olan Biden’in Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşüp görüşmeyeceği konusu ise henüz netlik kazanmadı.
Ortadoğu turuna İsrail’den başlayacak olan Biden, Kudüs’te İsrail Başbakanı Naftali Bennett’le görüşecek. Daha sonra Batı Şeria’da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la bir araya gelecek olan Biden buradan Cidde’ye geçerek Suudi liderlerle buluşacak. Biden, Cidde’de Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve Umman’dan oluşan Körfez İşbirliği Konseyi toplantısına katılacak. Zirveye bu yıl Körfez ülkelerinin yanı sıra Mısır, Irak ve Ürdün’ün de katılacağı belirtiliyor. Biden’ın zirveye katılan ülke liderleriyle ikili görüşmeler gerçekleştirmesi bekleniyor.
İsrailli liderlerle İsrail’in güvenliği ve Arap ülkeleriyle normalleşme sürecini görüşecek olan Biden, Filistin halkına “eşit ölçüde güvenlik, özgürlük ve fırsat tanıyacak iki devletli çözüme verdiği güçlü desteği” yinelemek üzere Batı Şeria’yı da ziyaret ederek Filistinli yöneticilerle bir araya gelecek. Biden yönetimi iki devletli çözümün, İsrail-Filistin sorunu için sadece en iyi seçenek değil, uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm için tek yol olduğuna inandığını açıklamıştı.
Başkan Biden göreve geldikten sonra Trump yönetimi tarafından 2018 yılında kapatılan Doğu Kudüs’teki ABD Konsolosluğu’nu yeniden açarak Filistin halkıyla etkileşime geçmek ve onları desteklemek niyetinde olduğunu vurgulamış ve ABD’nin yeniden iki devletli çözüm çizgisine döndüğünü göstermeye çalışmıştı.
Başkan Biden’in Suudi Arabistan ziyaretinde ele alınacak konular arasında Yemen’de yedi yıldır devam eden iç savaşta sağlanan en uzun süreli ateşkesin devam ettirilmesi çabası da yer alıyor. Biden ayrıca bölgesel ekonomi ve güvenlik işbirliğini genişletme girişimlerinin yanı sıra İran’dan gelen tehditleri bertaraf etme, insan haklarını iyileştirme, küresel enerji ve gıda güvenliğini garanti altına alma gibi konularda da fikir alışverişinde bulunacak.
Biden yönetimini Riyad’la yakınlaşmaya zorlayan nedenler arasında Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle artan petrol fiyatları, ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarının korunması ve Çin’in bölgedeki etkinliğinin sınırlandırılması ile İran’ın nükleer programıyla ilgili endişelerin artması gibi konuların bulunduğu belirtiliyor.
Öte yandan başkanlık seçim kampanyası döneminde Riyad yönetimini özellikle insan hakları konusunda sert bir şekilde kınayan Biden’ın tavır değiştirerek Suudi Arabistan’a gitme kararı alması Amerikan medyasında eleştiri topladı. Biden, seçim kampanyası döneminde Cemal Kaşıkçı’nın katli nedeniyle Suudi Arabistan’a karşı sert açıklamalarda bulunarak, krallığı “parya” olarak nitelendirmişti.
Biden göreve geldiğinde Suudi Arabistan’la ilişkilerin Trump yönetimi öncesindeki geleneksel çizgiye çekilerek yeniden dengeleyeceğine işaret etmişti. Biden, eski Başkan Trump’ın aksine fiili lider Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı mevkidaşı olarak görmediğini ve muhatap kabul etmediğini gösterecek şekilde sadece Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile iletişime geçmişti.
Biden, Riyad yönetimini özellikle Yemen’de yürütülen savaş ve insan hakları ihlalleri konusunda eleştirmiş ve bu nedenle Suudi Arabistan ile yapılan silah satış anlaşmaları askıya alınmıştı. Biden yönetimi ayrıca Prens Muhammed bin Selman’ı da Kaşıkçı cinayetini onaylamakla suçlamıştı. Eleştirilere yanıt veren Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre ise Biden’ın Kaşıkçı’nın öldürülmesi noktasında görüşlerinin değişmediğini savundu.