Biden 2022 NATO Liderler Zirvesi’ne Katıldı
Başkan Biden İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen 2022 NATO Liderler Zirvesi’ne katıldı. Yönetimi devraldığı günden beri sık sık demokratik, dost ve müttefik ülkelerle birlikte hareket edeceklerine vurguda bulunan Biden, Rusya ve Çin’den kaynaklı tehditlere karşı NATO’nun daha güçlendirilmesi ve müttefiklerinin ortak hareket etmesini sağlamaya çalışıyordu.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla birlikte Soğuk Savaş sonrası en büyük güvenlik krizlerden biriyle karşı karşıya olan Kuzey Atlantik İttifakı, İspanya’nın başkenti Madrid’de son yılların en kritik zirvelerinden birini gerçekleştirdi. 2022 NATO Zirvesi’ne katılan 30 üye ülkenin liderleri Avrupa-Atlantik güvenliğine yönelik tehdit ve meydan okumalar karşısında stratejik düzeyde görüş alışverişinde bulundu.
İsveç ve Finlandiya’nın resmi olarak ittifaka davet edilmeleri ve NATO’nun doğu kanadının güçlendirilmesi gibi kritik konuların ele alındığı zirvede önümüzdeki on yılın yeni Stratejik Konsept’i onaylandı. Liderler zirvesinin sonunda yapılan açıklamada Rusya, doğrudan tehdit kategorisine alınırken, Çin de ‘sistematik rakip’ olarak belirlendi.
NATO Zirvesi öncesinde ortak basın toplantısı düzenleyen NATO Genel Sekreter Jens Stoltenberg ve zirveye ev sahipliği yapan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez zirvenin içeriğine dair bazı açıklamalarda bulundu. NATO ittifakının gelişimi ve değişimi için çok kritik bir zirve olacağını belirten Stoltenberg, Madrid’de Rusya ve Çin gibi otoriter rejimlerin kurallara dayalı düzene meydan okuduğu daha rekabetçi bir dünyada NATO’nun güçlendirilmesi için çok önemli kararlar alınacağını söyledi.
İttifakın yol haritası niteliğindeki Stratejik Konsept belgesinin yeni halinin kabul edileceğini hatırlatan Stoltenberg, ittifakın caydırıcılığı ve savunmasını kuvvetlendireceklerini, İsveç ve Finlandiya’nın davet edilmesiyle NATO’nun kapılarının açık olduğunun gösterileceğini belirtti. Konuşmasında Ukrayna konusuna da değinen Stoltenberg, Ukrayna için kapsamlı bir destek paketi hazırlandığını ifade etti.
Başbakan Sanchez de yaptığı konuşmada, “Alacağımız kararlar gelecek 10 yıllık kapasitemizi ve kaynaklarımızın kullanımını belirleyecek. Dünya bizi izliyor. Herkese birlik ve beraberliğimizi, beklentileri karşılayabileceğimizi göstereceğiz” dedi.
Türkiye, Finlandiya ve İsveç’i üçlü muhtıranın imzalanması dolayısıyla tebrik eden Sanchez, “Bu iki ülkenin NATO’ya girişi önemli bir dönüm noktası olacaktır.” şeklinde konuştu. Sanchez ayrıca NATO üyesi olmayan Avrupa Birliği ülkeleri ve Hint-Pasifik bölgesinden ortakların Madrid’deki zirveye davet edildiğini, bu akşam yemeğinde tüm liderlerin yer almasının NATO için bir ilk olacağını söyledi.
Zirvede ele alınan en önemli konulardan biri önümüzdeki on yıl boyunca NATO’nun yol haritasını belirleyecek olan yeni Stratejik Konsept’in kabul edilmesi oldu. Geçen yıl Brüksel’de düzenlenen NATO liderler zirvesinde yeni bir Stratejik Konsept hazırlanması kararı alınmıştı.
2010 yılında kabul edilen NATO konsepti değişen şartlara ve güncel tehditlere cevap veremez hale geldiği için gelecek on yılın yol haritasını ortaya koymak adına 2030 konsepti şekillendirilmeye başlanmıştı. Bu hedef doğrultusunda çok sayıda tavsiyenin yer aldığı “NATO 2030: Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik“ başlıklı bir rapor hazırlanmıştı.
NATO’nun yeni Stratejik Konsept belgesinde ittifakın ‘caydırıcılık ve savunma’, ‘krizleri önleme ve yönetme’ ile ‘ortak güvenlik’ şeklinde belirlenen üç temel misyonunun devam ettirdiği görülüyor. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı nedeniyle ittifakın 5. maddesi olan “kolektif savunma” kapsamında savunma ve caydırıcılık kabiliyetlerinin büyük oranda güçlendirilmesinin gerektiği vurgulanıyor.
Yeni Stratejik Konsept belgesi Rusya’yı “partner” statüsünden çıkararak “müttefiklerin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesindeki barış ve istikrara yönelik en önemli ve doğrudan tehdit” olarak tanımlıyor. Önceki konseptte bahsi geçmeyen Çin ise yeni belgede ‘sistematik rakip’ olarak belirleniyor. Ayrıca, Rusya ile Çin arasında derinleşen stratejik ortaklığın NATO değerlerine ve çıkarlarına aykırı olduğu belirtiliyor.
Belgede NATO’ya karşı nükleer saldırı olması durumunda, düşmana ağır bedel ödetecek bir karşılık verme kapasitesi ve kararlılığının olduğu kaydediliyor. Öte yandan Rusya ile gerilimin artmasını önlemek için Moskova ile iletişim kanallarının açık tutulması gerektiği vurgulanıyor. NATO’nun ‘açık kapı’ politikasına devam edeceği, İttifaka üyelik konusunda sadece NATO müttefiklerinin belirleyici olacağı ve üçüncü tarafların bu hususta söz söyleme hakkının olmadığı ifade ediliyor.
Terör konusunun da yer aldığı yeni belgede terörizmin her şekli ve tezahürü ile üye ülke vatandaşlarının güvenliğine, uluslararası barış ve refaha yönelik “asimetrik direkt tehdit” olduğu ifade edilirken terörle mücadelede BM ve AB gibi aktörler de dahil olmak üzere uluslararası toplumla iş birliğinin artırılacağının altı çiziliyor.
Başkan Biden, NATO Liderler Zirvesi’nin ardından bir basın toplantısı düzenledi. NATO zirvesini “tarihi” olarak nitelendiren Biden, göreve başladığında NATO’nun güçlenmesi ve yeni bir strateji belirlenmesi gerektiğini dile getirdiğini hatırlattı. Biden 12 yılda dünyanın çok değiştiğini NATO’nun da bu değişime ayak uydurması gerektiğine inandığını belirtti.
Şubat ayından bu yana Rus işgali altında olan Ukrayna’ya 800 milyon dolar ek askeri yardım açıklayan Biden, çoğu NATO üyesinin ittifakın gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 2’sini savunmaya harcama taahhüdünü aşma yolunda olduğunu belirterek bunun Ukrayna’yı desteklemek adına önemli bir küresel çaba olduğuna vurgu yaptı.
Biden, Putin’i savaştan önce “Ukrayna’yı işgal ederse, NATO’nun sadece güçlenmekle kalmayıp aynı zamanda daha da birleşeceği” yönünde uyardığını hatırlatarak, “Bugün tam olarak bunu görüyoruz” diyerek uyarılarında haklı çıktığını dile getirdi. Biden, Ukrayna’nın Rusya’ya ağır bir darbe indirdiğini kaydederek Rusya’nın uluslararası duruşunu kaybettiğini savundu.
Ukrayna’daki savaşın Rusya’nın zaferi ile sonuçlanmayacağı öngörüsünde bulunan Biden, “Savaşın nasıl biteceğini bilmiyorum ama Rusya’nın Ukrayna’yı yenmesiyle bitmeyecek” şeklinde konuştu. NATO’nun hiç olmadığı kadar birlik içinde olduğunu belirten Biden, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılma talebini de “tarihi bir adım” olarak niteleyerek katılımla birlikte ittifakın daha da güçleneceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başkan Joe Biden NATO zirvesi marjında ikili bir görüşme gerçekleşti. Görüşmeye ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Biden’ın Türkiye-İsveç-Finlandiya arasında varılan anlaşmayı memnuniyetle karşıladığı kaydedildi. Açıklamada liderlerin Rusya’nın saldırganlığına karşı Ukrayna’ya yönelik desteğinin devam edeceği belirtildi.
Erdoğan ve Biden’ın Ukrayna’dan tahıl ihracatının önündeki Rus engellerinin kaldırılmasının önemini ele aldığı aktarıldı. “İki lider Ege ve Suriye’de istikrarın önemini ele aldı” denilen açıklamada, “Biden, ikili ilişkilerin sürdürülmesi konusundaki isteğini yineledi ve liderler hükümetler arasındaki yakın istişarelerin önemi noktasında mutabık kaldı” denildi.
NATO Zirvesi’nin sonunda bir basın toplantısı düzenleyen Stoltenberg, kapanış konuşmasında zirvede alınan kararları genel hatlarıyla özetledi. NATO’nun savunma ve caydırıcılık konularında köklü değişikliklere gidilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını belirten Stoltenberg, Finlandiya ve İsveç’in ittifaka davet edilmesi ve Ukrayna’ya uzun vadeli destek verilmesi konularında da fikir birliği içinde olduklarını duyurdu.
Yeni Stratejik Konsept’in kabul edildiğini ve iklim krizi ile mücadelede daha ciddi adımlar atılmasının kararlaştırıldığını kaydeden Genel Sekreter, 1 milyar dolarlık İnovasyon Fonu kurulduğunu açıkladı. Stoltenberg ayrıca NATO’ya daha fazla yatırım yapılarak NATO ortak fonunun artırılması konularında mutabakat sağlandığını ifade etti. Stoltenberg, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik süreçleriyle ilgili Rusya’nın atacağı her türlü adıma karşı da hazırlıklı olduklarını kaydetti.
“Rusya ile NATO arasında bir savaş olabileceğini, bunun yıkıcı ve çok daha kötü sonuçları olabileceğini biliyoruz” diyen Stoltenberg, şu anda sadece Ukrayna özelinde de olsa Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülmemiş bir kriz ve savaş olduğunu, bunun daha da kötüleşebileceğini söyledi. “Son 10 yılın en büyük küresel kriziyle karşı karşıyayız” diyen Stoltenberg NATO olarak çatışmaları önlemeye, barışı garanti etmeye, vatandaşların güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz. Hedef, caydırıcılık yoluyla savaşı engellemek” ifadelerini kullandı.
Küresel boyutta gıda krizi yaşandığını, gıda fiyatlarının tarihi rekorlar kırdığını, Ukrayna’daki tahıl ürünlerinin deniz ve kara yoluyla çıkarılması için görüşmelerin devam ettiğini kaydeden Stoltenberg, “Tahıl ürünlerinin Ukrayna’dan çıkarılmasında Türkiye çok önemli bir rol oynuyor” açıklamasında bulundu.