İklim Değişikliği Yasası Seçimlerde Demokratları Kurtarabilecek mi?
İklim değişikliğine yönelik stratejileri içeren ayrıca ilaç fiyatlarını düşürmeyi ve vergileri arttırmayı amaçlayan 430 milyar dolar tutarındaki yasa tasarısı ABD Senatosu tarafından onaylandı. Başkan Biden ve Demokratların geçmesi için uzun süredir uğraştığı yasa tasarısının Kasım ara seçimlerinde Demokratlar lehine etki edeceği öngörülüyor. Enflasyonu Düşürme Yasası olarak adlandırılan tasarı Senatonun ardından Temsilciler Meclisinde onaylanarak Biden’ın imzasına hazır hale gelecek. Yasa, çekişmeli geçen görüşmeler sonunda Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in oyu ile 1 puan farkla onaylandı. Biden yasanın geçmesinin ardından memnuniyetini dile getirdi ve bu yasa ile adil vergilendirmeye ilişkin önemli bir adım atıldığını belirtti. Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, tasarının geçmesini “Senato tarih yazdı” diyerek kutladı.
Enflasyonu Düşürme Yasası ile, 430 milyar dolarlık harcama nihayetinde 730 milyar dolarlık bir geri dönüş olması bekleniyor. Kanun, karbon salınımının azaltılmasına, yeşil enerjinin teşvik edilmesine, reçeteli ilaç maliyetlerini düşürmeye ve üst gelir grubunda yer alan kişi ve şirketler için vergi yükünü arttırmaya yönelik stratejileri kapsıyor. Tasarı ile bütçe açığı azaltılacağı için buna bağlı olarak enflasyonun düşmesi bekleniyor. Cumhuriyetçiler ise Demokratların içindeki radikal bir sol kanadın önceliklerinin ülke gündemini belirlediğini iddia ederek karşı çıktıları yasa tasarısının, ekonomik resesyon tehlikesinin olduğu bugünlerde enflasyona tam tersi bir etkisi olacağını belirtiyorlar. Demokratlar bu tasarının orijinal hali olan 3,5 trilyon dolarlık kapsamlı Daha İyisi için Yeniden İnşa (Build Back Better) yasa tasarısını reddeden ve bu konuda neredeyse Cumhuriyetçilerle birlikte hareket eden Senatör Joe Manchin’i kazanmak için ciddi tavizler vermişti. Ayrıca Biden yönetimi, yasayı desteklemeyenlerin tepkisini azaltmak için yasa ile beraber takip edilecek iklim politikasının cezalandırma değil ödüllendirme üzerine şekilleneceğini devamlı olarak vurgulamışlardı.
Dünyanın gündeminde olan iklim değişikliği ile mücadele meselesine liderlik etme şansını Trump politikalarıyla yitiren Amerika için bu yasa tasarısı oldukça önemli sayılabilir. ABD’nin, Biden’ın seçim kampanyasında da vadettiği küresel liderliğe geri dönebilmesi için yeşil enerji, karbon salınımı gibi konularda uluslararası düzeyde güvenilirliğini artırmak için böyle bir adım gerekliydi. Bununla beraber, iklim değişikliği ve enerji konusunda Demokratları zafere taşıyan yasa ile, Kongre’de görüşüldüğü süre boyunca defalarca kırpılmasıyla bazı konularda beklenen gelişme sağlanamamış oldu. Çocuk bakımına, sağlık sistemine, düşük maliyetli konut programına, yükseköğretim maliyetlerini düşürmeye, ücretli doğum, aile ve hastalık izinlerine ve sosyal güvenlik kapsamını genişletmeye ilişkin düzenlemeler tasarıdan büyük oranda çıkarıldı. 3,5 trilyon dolarlık yasa önce 1,75 trilyon dolara ve nihai olarak 430 milyar dolara inmiş oldu.
Cumhuriyetçiler, basın, lobiler ve Demokratların bu denli yoğun propaganda yaptığı yasanın iklim değişikliği üzerinde kayda değer bir etkisi olmayacağı görüşündeler. Nitekim Çin, Hindistan ve gelişen Afrika fosil yakıt kullanıma devam ettiği müddetçe ABD’nin sera gazı emisyonları azaltma çabasının ne derece anlamlı olacağı tartışmalı bir durum. Gereğinden fazla misyon yüklenmiş bu kanunun enflasyonu ve bütçe açığını azaltmayacağını, dünyanın sıcaklığını değiştirmeyeceğini savunan Cumhuriyetçiler, kanun ile, vergi mükellefleri ve ilaç şirketlerinden, yeşil enerji şirket ve yatırımcılarının ceplerine yaklaşık 369 milyar dolar transfer edileceğini söylüyorlar. Ayrıca hibe ve teşvik politikalarıyla, devletin, piyasa ve sermaye üzerindeki denetimini arttıracak olması, yasanın muhafazakarlar tarafından karşı çıkılan bir diğer boyutu. Yasanın eleştirilen bir diğer tarafı da piyasaya kazandırılacak pek çok ‘yeşil’ çözümün kısa ve orta vadede yalnızca üst gelir grubunun tüketimini etkileyecek olması. Örneğin elektrikli araçlar, pil maliyeti ve tedariğindeki sorunlar sebebiyle Amerikalıların büyük çoğunluğu için epey pahalı. Her ne kadar yeni yasayla ikinci el elektrikli arabalar için vergi kredisi öngörse de otomobil üreticileri bunu yeterli görmüyor.
Biden’ın seçim vaatleri arasında yer alan ‘2030’a kadar karbon emisyonunu %50 azaltma’ hedefi için çok önemli bir adım olan yasanın, aynı zamanda başkanın düşük onay oranları üzerinde olumlu etkisi olabilir. Daha İyisi İçin Yeniden İnşa yasası yola çıkışının ardından pek çok tartışmaya yol açtı. Cumhuriyetçilerin blok olarak reddettiği tasarı Demokratları da tam olarak bir araya getiremedi. Bu da Biden’ın partisi üzerindeki hakimiyeti ve Demokratların ajandasını hayata geçirme kararlılığı konusunda şüpheler uyandırdı. Pek çok kesintinin ardından Enflasyonu Düşürme Yasası adı ile yola devam eden tasarı seçimler öncesinde Demokrat partinin kamuoyu nezdinde varlık göstermesi için kayda değer bir gelişme oldu. Nitekim bir kanaat önderi olarak Microsoft’un kurucusu Bill Gates, Kongre’nin iklim değişikliği ajandasının en sıkı destekçilerinden biri. Yasanın Senato’dan geçmesinden iki gün önce New York Times’da kaleme aldığı görüş yazısında, aşırı sıcak ve kuraklıkların on milyonlarca insanın hayatını etkilediğini belirten Gates Kongre’nin Enflasyonu Düşürme Yasası çabasından övgüyle söz etmişti.