Enflasyonda Beklenen Düşüş Görülmedi
Bu hafta açıklanan enflasyon rakamları beklenen düşüşün yaşanmadığını gözler önüne serdi. Önceki aya göre yalnızca %0,2 puanlık bir azalma ile %8,3 seviyesinde gerçekleşen enflasyon konusunda Başkan Biden, “daha yapılacak çok iş” olduğunu kabul etti. Enerji ve gıda fiyatlarının hariç tutulduğu çekirdek TÜFE ise Haziran ve Temmuz’a göre artarak %6,3 oldu. Enflasyon rakamlarının açıklanması ile fiyat baskısındaki azalmanın beklenenden daha uzun süreceği bir kez daha anlaşıldı. Petrol fiyatlarının düşmesine rağmen gıda, konut, kira, tıbbi masraflar, eğitim gibi masraflardaki fiyat artışı devam ediyor. Enflasyondaki ivme, Fed’in önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda faiz oranlarını en az 0,75 puan arttırma ihtimalini de arttırıyor.
Enflasyon rakamlarının açıklandığı günün Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasası’nın tanıtım etkinliğinin olduğu güne gelmesi medyada oldukça gündem oldu. Kısa değil orta ve uzun vadeli bir çözüm paketi sunan yasa ile sera gazı emisyonlarının düşürülmesi, sağlık sigorta sisteminin iyileştirilmesi ve milyar dolarlık şirketlere ve varlıklı kesime daha yüksek vergi yükü getirilmesi öngörülüyor. Cumhuriyetçiler ise vergilerdeki artışın istihdamı azaltacağını, hükümetin harcamalarını daha çok arttırarak enflasyonu yükselteceğini savunuyor.
Elektrik ve doğal gaz maaliyetlerindeki artış kışın hanelere gelecek faturaların geçen yıla göre daha yüksek olacağını gösteriyor. Ulusal Enerji Yardımı Yöneticileri Derneği’nden Mark Wolfe enerji maliyetlerindeki artışla birlikte bu kış ortalama ev ısıtma maliyetinin %17,2 artacağını tahmin ettiklerini ve söz konusu kalemlerin ikamesinin olmayışının endişe verici olduğunu belirtti. Öte yandan küresel ekonomiye ilişkin beklentiler de pek parlak sayılmaz. Avrupa yaptırımları sonucunda milyonlarca varil Rus petrolü küresel piyasadan çekilmesi ABD ekonomisine ciddi tehdit oluşturuyor.
Biden yönetimi yaz boyunca düşen petrol fiyatlarını dile getirmiş olsa da anketler enflasyonla mücadelede halkın Cumhuriyetçilere Demokratlardan daha fazla güvendiğini ortaya koydu. Hükümeti fiyat artışları konusunda en çok etkileyen kalem şüphesiz gıda alanı oldu. İstatistiklere göre gıda fiyatları geçtiğimiz yıla göre %11,4 yükselerek 1979 yılından beri en büyük artışı kaydetti. Bunlar arasında en yüksek oranda artanlar ise en temel ihtiyaç olanlar: yumurta (%39,8), un (%23,3), süt (%17) ve ekmek (%16,2).
Fed’in enflasyonu azaltmak için faiz oranlarını yükseltmesi söz konusu olsa da yetkililer gıda fiyatlarının büyük oranda kontrollerinin dışında olduğunu belirtiyor. Bunun en önemli sebebi gıda fiyatlarındaki yükselişin Ukrayna’daki savaş gibi küresel olaylarla ve mahsülü son derece azaltan kuraklıkla doğrudan bağlantılı olması. Gıdaya yönelik talebin, giyim, benzin gibi diğer kalemler gibi esnek olmaması fiyatların düşmemesinin bir diğer sebebi. Borsa, beklenenden daha yüksek gelen enflasyon rakamları karşısında iki yılın en kötü gününü yaşadı. Enflasyonun açıklanmasının ardından artan faiz artırımı ve dolayısıyla resesyon beklentisi hisse senetlerinin düşmesine yol açtı.
Kasım ara seçimleri yaklaşırken Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti seçmenleri arasındaki en önemli ayrışma noktalarından biri ekonomi olmaya devam ediyor. New York Times / Siena Koleji’nin yaptığı ankete göre Cumhuriyetçilerin %79’u ekonominin kötü durumda olduğunu düşünürken bu oran Demokratlar için sadece %36. Seçmenler nezdindeki ekonomi algısının başkanın hangi partiden olduğuna göre değişmesi bir süredir ABD kamuoyu araştırmalarında karşımıza çıkan bir fenomen. Obama döneminde Demokratlar ekonominin iyi olduğunu düşünürken Trump zamanında durum tersine dönmüştü. Biden yönetiminde de benzer eğilimin devam ettiği söylenebilir.
Partili eğilimlerin dışında da ekonomi algısının toplumun farklı kesimleri arasında büyük değişikliklere uğramasının önemli bir sebebi yüksek enflasyona rağmen işsizlik oranın çok düşük olması. Üretim yapan bir şirket açısından maliyetler ve tedarik zinciri problemlerini hesaba katarak ekonomik koşullar kötüyken yeni mezun iş arayan bir genç için piyasa oldukça iyi. Seçmenleri %78 ile partiler üstü birleştiren konu ise sandık başına gittiklerinde enflasyonun son derece önemli olacağı. Biden yönetiminin istihdam piyasasındaki olumlu atmosfere ilişkin söylemleri Demokrat seçmen üzerinde görece etkili olsa da bu, seçmenin fiyat artışlarından duyduğu rahatsızlık devam ediyor.