Anayasa Mahkemesi Adli Yıla Tartışmalı Başlıyor
Bu hafta Amerikan Anayasa Mahkemesi yeni adli yıla giriş yaptı. Pazartesi gerçekleşen oturum mahkemenin ilk siyahi kadın hakimi Ketanji Brown Jackson’ın ilk kez katıldığı oturum olması açısından önemliydi. Geçtiğimiz dönem kürtajı anayasal hak olmaktan çıkaran kararın ardından yapılan anketlerde, mahkemeye ‘neredeyse hiç’ güven duymadıklarını söyleyen Amerikalıların oranında keskin bir artış yaşanması ve yaklaşık 3 Amerikalıdan 2’sinin yargıçlar için dönem sınırlaması veya zorunlu emeklilik yaşı taraftarı olması, Anayasa Mahkemesi’ni oldukça tartışmalı bir konumda tutuyor.
Washington Post yeni adli yılın, Anayasa Mahkemesi’nin ‘meşruiyetine ilişkin sorular’ eşliğinde başladığını manşetine taşıdı. Benzer şekilde Fareed Zakaria, CNN’de, gittikçe partizanlaşan Anayasa Mahkemesi’nin meşruiyetinin tehlikede olduğu üzerine yazı kaleme aldı. Uluslararası emsalleriyle kıyaslayarak Amerika’daki yargıçların ‘ömür boyu’ görev yapmasını eleştiren Zakaria, mahkemenin tarafsızlığa engel teşkil eden yapısal özelliklerini detaylandırdı. Wall Street Journal Washington Post’a cevap verdiği bir başyazıda mahkemenin çoğunluğu Demokrat hakimler tarafından idare edildiği yıllar boyunca Cumhuriyetçilerin kararlarını eleştirdiğini ancak hiçbir zaman kurumun ‘meşruiyetini’ tartışmaya açmadıklarını hatırlattı.
Mahkemenin gündemindeki davalara bakacak olursak, üniversite kabullerindeki usule ilişkin tartışmalar ve Asya kökenli öğrencilerin üniversite girişlerinde ayrımcılığa uğramaları iddiası ve bir web sitesi tasarımcısının dini inancı sebebiyle eşcinsel çiftlere hizmet vermek istememesi olayına dayanan LGBTQ ayrımcılığı davası ilk akla gelenlerden. Önemli bir diğer dava da Alabama eyalet mahkemesinden Anayasa Mahkemesi’ne taşınan ve seçim bölgelerinin yasal sınırlarının, ırksal azınlıkların seçimlerdeki gücünü azaltacak şekilde düzenlenmesi meselesi. Bu davaların medyada sıkça yer alacağını ve kolaylıkla siyasi kutuplaşma yaratacağını tahmin etmek güç değil.
Mahkemenin siyasileşmesi üzerine olası tartışmaların önünü alabilmek için, Eylül ayında Colorado’daki bir hukuk konferansında konuşan Yargıç John Roberts geçen dönemin zor geçtiğini kabul ederek, yeni adli yıldaki ‘talihsizlikleri’ geride bırakmak gerektiğini belirtti. Muhafazakar Yargıç Roberts kürtaj davasında çekimser oy kullanmıştı. Yargıcın aynı konuşmada dile getirdiği ‘insanların bir görüşe katılmaması, mahkemenin meşruiyetini eleştirmeye temel oluşturamaz’ ifadesi liberal medyada epey eleştirildi. Daha önce kamuoyunda ciddi tepki alan dava kararları olmasına karşın mahkemeye güvenin bugünkü kadar hiç düşmemiş olmasının başka sebepleri olabileceği tartışıldı. New York Times, Anayasa Mahkemesi’ni Cumhuriyetçi Parti’nin yargı organına dönüşmekle suçladı ve mahkemenin meşruiyetinin partizan zaferlere heba edildiğini yazdı.
Adli yıl açılışı dolayısıyla mahkemenin medyada yoğun şekilde gündeme gelmesi, seçimlere 40 günden az kalmışken Demokratların işine yarayabilir. Geçtiğimiz adli yılın kapanışından kısa süre önce alınan ve kürtajı anayasal hak olmaktan çıkaran karar toplumun genelinin onayını almaktan uzak ama daha da önemlisi Demokratların çok tepkisini çeken bir adım olmuştu. Dolayısıyla, mahkemenin muhafazakarların elinde olduğunun medya aracılığıyla sürekli hatırlatılması Demokrat seçmeni motive edebilir. Mahkemenin gündemine gelebilecek, LGBTQ hakları, silah düzenlemeleri, çevre konuları gibi konular liberal siyasetçi ve medyanın seçim malzemesi olarak kullanabileceği konulardan bazıları.
Anayasa Mahkemesi’nin yeni adli dönemde Türkiye’ye ilişkin bir kararı da oldu. Mahkeme, İran’a yaptırımları delmekle suçlanan Halkbank’ın, “Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası kapsamında ABD’de yargılanamayacağı yönündeki itirazını incelemeyi kabul etti. Halkbank, söz konusu kanun kapsamında, federal yargının diğer ülkeleri ve sahip oldukları şirketleri yargılayamayacağını savunarak temyiz mahkemesine başvurmuştu. Temyiz Mahkemesi, Halkbank’ın bu kanun kapsamında koruma altında olsa bile “Bankaya karşı suçlamaların ticari faaliyet istisnası kapsamına girdiğine” hükmederek başvuruyu reddemişti. Halkbank, başvurusunun temyiz mahkemesi tarafından reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.