Pandemi ABD’de Akıl Sağlığı Krizini Derinleştirdi
Pazartesi’nin Dünya Akıl Sağlığı Günü olması dolayısıyla bu hafta kamuoyunda akıl ve akıl sağlığı meselesi çok çeşitli boyutlarıyla tartışıldı. Ticaret Bakanlığı’nın ‘Akıl Sağlığı Sağlıktır’ sloganıyla farkındalık oluşturmaya çalıştığı konuda, ABD toplumu için dikkat çeken bazı istatistikler şu şekilde: ABD’li yetişkinlerin %21’i (52,9 milyon kişi) 2020’de akıl sağlığı bozukluğu yaşadı; %5,6’sı 2020’de akıl sağlığına ilişkin ciddi hastalık yaşadı; %6,7’si 2020’de akıl hastalıklarıyla beraber madde bağımlılığı sorunları yaşadı.
New York Times, bu hafta pek çok görüş yazısını derleyerek ‘Yalnız Değilsin’ adlı akıl sağlığına ilişkin farkındalığı arttırma projesini kamuoyuyla paylaştı. Gazete başyazısında ülkedeki yüzbinlerce akıl sağlığı bozukluğu ile mücadele eden kişinin gerekli terapi desteği ve uygun ilaç rejimiyle desteklenmediği için bu kişilerin evsiz barınakları ve hapishaneler arasında gidip geldiklerini vurguladı. Sağlık sigorta sisteminin de akıl sağlığını yeterince desteklemediği, desteklediği durumlarda da bekleme sürelerinin çok uzun olması eleştirilen konular arasında yer alıyor.
Akıl sağlığı bozukluğu yaşayan ve tahminlere göre 14 milyonu bulan Amerikalının yaklaşık üçte birinin tedavi gördüğü belirtiliyor. Akıl sağlığı hizmetlerine erişimin trajik düzeyde sınıfsal olduğu ABD’de akıl hastalıkları kamu sağlığından sorumlu kurumlardan ziyade adalet sisteminin ilgilendiği bir mesele çünkü mahkemede suçlu bulunan bir kişiye, böyle bir rahatsızlığı olması durumunda, devlet tarafından psikolojik destek sağlanmak zorunda. Bu sebeple pek çok hasta yakını, bu hizmetlerden yararlanabilmesi için sevdikleriyle ilgili suçlamalarda bulunuyor. Nitekim ABD’deki mahkumların %40’ından fazlasına akıl hastalığı teşhisi konmuş durumda.
Amerikan toplumunun çok farklı kesimleri akıl sağlığına ilişkin bozukluklarla mücadele ediyor. Bu sorunla uğraşan en önemli kurumlardan biri de Pentagon. Geçtiğimiz Mart ayında Savunma Bakanı Lloyd Austin, ordunun intiharı önleme ve akıl sağlığına yönelik programları gözden geçirmesi amacıyla bağımsız bir komite kurduğunu açıklamıştı. Bakanlığın verilerine göre muvazzaf askerler arasındaki intihar oranları 2015 ile 2020 arasında %40’tan fazla artmış ve bunun %15’i sadece 2020 yılında gerçekleşmiş. Alaska gibi daha izole görev yerlerinde bu oran iki kat daha yüksek. Savaşın Maliyeti Projesi tarafından 2021 yılında yapılan bir araştırma, 11 Eylül’den bu yana savaşta ölen askerlerden dört kat daha fazla asker ve gazinin intihar nedeniyle öldüğü sonucuna vardı.
ABD’nin kırsal yaşamın yoğun olduğu eyaletleri intihar oranlarının en yüksek olduğu yerler. Bu eyaletlerdeki en yüksek intihar oranları ise çiftçiler, gaziler ve etnik yerli nüfus arasında görülüyor. Bu insanların akıl sağlığı hizmetlerine erişimlerinin görece daha zor, bu hizmetlere ihtiyaçları olduğuna dair farkındalıklarının daha düşük ve silahlara erişimlerinin çok daha yüksek olduğunu hatırlamakta fayda var. İklim değişikliğinin zararlarına karşı en savunmasız grup olan çiftçilerin akıl sağlığını daha da riskli bir hale getirmesi, konunun uzmanlarının dikkat çektiği bir diğer boyut olarak karşımıza çıkıyor.
Gençler akıl sağlığı konusunda riskli gruplardan bir diğeri. California’da yakın zamanda yapılan bir ankete göre 18-24 yaş arasındaki gençlerin %75’inden fazlası kaygı yaşadığını, yarısından fazlası depresyonda olduğunu ve %31’i intihara ilişkin düşünceleri olduğunu söyledi. Ankete göre çoğu genç maddi sebeplerle yardıma erişemiyor. Eyaletteki kimi okullar öğrencilerine destek hizmeti sunmaya başlasa da bunlar yeterli olmanın henüz çok uzağında. Akıl sağlığı hizmetlerine talebin artmasının bir sebebi de kişilerin konuyla ilgili farkındalığının artması. Federal ve eyalet düzeyindeki kampanyalar kişileri yardım almaları konusunda teşvik ediyor.
Ağustos’ta yapılan bir ankete göre Amerikalı ebeveynler çocuklarının akıl sağlığı konusunda endişeli. Ailelerin üçte birinden fazlası çocuklarının sosyalleşmede zorlandıklarını, %60’ı pandeminin çocuklarının akıl sağlığını olumsuz şekilde etkilediğini düşündüklerini belirtti. Gençlerin, toplumun akıl sağlığı hususundaki merkezi konumları devam ederken Biden yönetimi genç Amerikalıların akıl sağlığını desteklemeye odaklı programlar için 300 milyon doların üzerinde fon ayrılacağını duyurdu. Eğitim Bakanlığı ile Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı aracılığı ile kullanılacak bu fonlarla okullarda ve hastanelerde akıl sağlığı hizmetlerinin arttırılması ve bu konuda daha çok uzmanın yetiştirilmesi planlanıyor.
Amerika’da akıl sağlığının çoğunlukla madde bağımlılığı birlikte gündeme gelmesi, Biden’ın ‘yasadışı esrar bulundurmaktan hüküm giymiş’ kişileri kapsayan affını da haftanın konuşulan konularından birisi haline getirdi. Devletin konuya ilişkin politikasını yumuşattığı sinyalini verdiği için eleştirilen kararın, ülke asayişi için çok hayırlı olmadığı özellikle Cumhuriyetçi medya tarafından vurgulanıyor. Bu noktada hükümetin yasadışı uyuşturucu kullanımı, artan akıl sağlığı sorunları, suç oranları ve madde bağımlılığını birlikte değerlendirerek kapsayıcı bir politika üretmesi gerektiğinin altı çiziliyor.