Ara Seçimler: Cumhuriyetçiler Beklenen Dalgayı Yakalayamadı
Salı günü gerçekleşen ara seçimlerde beklenen Cumhuriyetçi dalga gerçekleşmedi. Son 40 yılın en yüksek enflasyonunun olduğu dönemde gerçekleşen seçimler sonucunda Kongre’nin dengesi değişiyor. Halihazırdaki sonuçlara göre Cumhuriyetçilerin az bir farkla Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluğu ele geçirmesi beklenirken Senato’daki 50-50 dengesinin devam etme ihtimali yüksek. Bu durumda Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi çoğunluk Biden’ın yasama faaliyetlerini tıkayabilir hatta Biden yönetimi ve ailesini soruşturmak üzere komisyonlar kurabilir. Ayrıca Biden’ın Ukrayna’ya yardım gibi adımlarını da engelleyebilir.
Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi çoğunluk tarafından Demokratlar adına kritik başarılardan biri Pennsylavina eyaletinde gerçekleşti. Senatör adaylarından Demokrat John Fetterman, Trump’ın desteğini alan Cumhuriyetçi aday Mehmet Öz’e karşı galibiyetini ilan etti. Mehmet Öz’ün, Trump’ın şahsen desteklediği aday olması mağlubiyetini daha da anlamlı bir hale getirdi. Pennsylvania Demokrat Parti için çok önemli bir seçim bölgesiydi ve bu sebeple eski Başkan Barack Obama yakın zamanda orada bir miting düzenleyerek Demokrat aday Fetterman için oy çağrısında bulunmuştu.
Yüksek enflasyon ve Başkan Biden’ın görev onay oranlarının düşüklüğü sebebiyle, bu seçimlerde bir Cumhuriyetçi dalga yaşanması bekleniyordu ancak öyle olmadı. Başkanlık seçimlerinden 2 yıl sonra gerçekleşen ve geleneksel olarak hükümetin politika ve icraatlarına ilişkin bir referandum olarak görülen ara seçimler, Demokratların beklediğinden daha olumlu sonuçlandı. Biden, seçimlerin ertesi gününü, ‘demokrasi için güzel bir gün’ olarak değerlendirerek ‘her ne kadar kaybettiğimiz tüm koltuklar üzücü olsa da genel olarak Demokratlar güçlü bir akşam geçirdi’ dedi.
Amerikan seçmeni kutuplaşmanın da etkisiyle daha kimlik merkezli bir oy verme davranışı gösterdi ve iki parti arasında kayda değer bir geçiş yaşanmadı. Anayasanın kürtaj kararının Demokrat kadınlar arasında yarattığı mobilizasyon bunun önemli göstergelerinden biri olarak öne çıkıyor. Bilindiği üzere muhafazakar yargıçların çoğunlukta olduğu Anayasa Mahkemesi kürtajı anayasal korumadan mahrum bırakan bir karara imza attı. Bu karar ülkenin çoğunluğunda tepkiyle karşılandı, zira kendini muhafazakar olarak tanımlayan seçmenlerin de büyük kısmı kürtajın kişisel bir tercih olması gerektiği şeklinde görüş bildiriyor.
Seçmenlerin %60’ı Anayasa Mahkemesi’nin kürtaj kararından memnun değil. Dolayısıyla Amerika’daki kültür savaşlarının en şiddetli geçtiği cephelerden biri olan kürtaj meselesinin gündem olması Cumhuriyetçilerin aleyhine oldu. Demokratların ise seçim kampanyalarında çokça kullandığı bir malzeme haline geldi. Her ne kadar kamuoyu araştırmalarında oy verme kararını şekillendiren birinci faktör ekonomi olarak çıksa da kürtaj meselesi, kimliksel oy verme davranışının bir sembolü olarak ekonomiye dair rahatsızlıkları Demokratlar lehine dengelemiş oldu.
Trump’ın Cumhuriyetçi Parti içerisinde gücünü ispat etmeye çalışması ve desteklediği adaylar için sahada çok fazla yer alması da Cumhuriyetçilerin aleyhine sonuç doğurdu. Hakkında pek çok soruşturma devam ederken Trump’ın başkan adaylığına dair sürekli sinyaller vermesi, Cumhuriyetçi Parti’nin eyaletlerdeki adaylarının belirlenme sürecine müdahil olması ve ülkenin çeşitli yerlerinde mitingler düzenlemesi aslında Cumhuriyetçilerin işine yaramış gibi gözükmüyor.
Kuvvetli istihdam piyasası ve Biden’ın sosyal devleti andıran politikaları da yüksek enflasyona ilişkin rahatsızlıklara karşı dengeleyici rol oynayan sebepler olarak sıralanabilir. Biden yönetimi salgın döneminin başından itibaren Cumhuriyetçilerin eleştirilerine karşın pek çok yardım paketini vatandaşlarla buluşturdu. Ayrıca işsizliğin tarihin en düşük oranlarında olması ekonomideki diğer olumsuzlukların etkisini hafifletmiş gibi gözüküyor.
8 Kasım 2022 ara seçimlerinde Amerika’da siyasi temsilin dönüşmekte olduğunu gösteren çeşitli gelişmeler de yaşandı. Florida eyaletinden 25 yaşındaki Demokrat Maxwell Alejandro Frost, Z kuşağından Kongre’ye seçilen ilk üye oldu. Maxwell’in siyasi kampanyası silah reformunu merkeze alıyordu. Yine Demokrat Parti’den Wes Moore Maryland’in ilk siyahi valisi olarak göreve geldi. Eski Beyaz Saray Sözcüsü ve Arkansas’ın eski valilerinden Mike Huckabee’nin kızı Sarah Huckabee Sanders, aynı eyaletin ilk kadın valisi seçildi. Kongre’nin Hispanik kökenli üyelerinde de artış gözlemlendi.
Güncel durumda hangi adayın kazandığının belirsiz olduğu 3 eyalet bulunuyor: Georgia, Arizona ve Nevada. Georgia’daki iki adayın da %50’yi bulamaması dolayısıyla, eyalette Aralık’ın ilk haftasında Senato seçimleri tekrarlanacak. Nevada ve Arizona’da sandık sayımları henüz sona ermedi ve adayların oyları birbirine çok yakın. Cuma günü itibariyle oyların %76’sının sayıldığı Arizona’da Demokrat aday 100 bin oyla seçimi önde götürürken oyların %84’ünün sayıldığı Nevada’da 15 bin oyla Cumhuriyetçi aday önde gözüküyor. Cumhuriyetçilerin Senato’da çoğunluğu elde edebilmesi için, adaylarının, bu iki eyaletten ikisinde de yarışı kazanması gerekiyor.