Rusya’yı “Teröre Destek Veren Ülke” İlan Etme Tartışmaları
Avrupa Parlamentosu, Rus askeri güçlerinin Ukrayna yerleşim bölgelerindeki kritik altyapılara ve sivil hedeflere yönelik gerçekleştirdiği hava saldırılarının uluslararası hukuku ihlal ettiği gerekçesiyle, Rusya’yı “terör destekçisi devlet” olarak tanımayı öngören tasarıyı kabul etti. Tasarı 494’e karşı 58 oyla kabul edilirken 44 parlamenter ise çekimser kaldı. ABD Kongresi’nde de Rusya’nın devlet olarak terörle ilişkilendirilmesi konusu gündeme getirilmiş ancak Biden yönetimi Rusya ile diplomatik ilişkilerin kopma ihtimalinden dolayı karara sıcak bakmadığını açıklamıştı. Avrupa Birliği’nin aldığı karar sembolik bir nitelik taşıyor.
Geçen eylül ayında Demokrat Senatör Richard Blumenthal ve Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham Rusya’yı “terör destekçisi ülke” ilan etmek için Senato’ya bir yasa tasarısı sunmuştu. İki senatör tasarıyı savunurken Rusya’nın Ukrayna’da uyguladığı baskı yöntemlerine ve sivillerin katledilmesine dikkat çekerek Rusya’nın teröre destek veren ülke ilan edilmesi gerektiğine vurgu yapmıştı.
Senatörler tasarının kabul edilmesi durumunda Rusya’nın Ukrayna’daki faaliyetleri nedeniyle ABD mahkemelerinde yargılanması ve yaptırımların sıkılaştırılması gibi adımlarla hem Kiev’e hem de ABD’nin müttefiki olan diğer ülkelere güçlü bir mesaj verebileceklerine inanıyordu. Dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi de “Rusya’nın terörü destekleyen ülke ilan edilmesi adımının geciktiği” yönünde açıklamalarda bulunmuştu.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise Başkan Biden’ın Rusya’nın terör destekçisi ülke olarak tanımlanmasını uygun bulmadığı belirtildi. Yetkililer bu tip bir adımın Rusya’dan hesap sormak için en iyi yol olmadığı görüşündeydi. Kararın öngörülemez sonuçlar doğurabileceği düşünülüyordu. Moskova, terörü destekleyen ülkeler listesine alınması durumunda Washington ile diplomatik ilişkilerinin ciddi şekilde bozulacağı hatta kopacağı uyarısında bulunmuştu.
Biden yönetimi ise gerilimin yükselmesi ve özellikle nükleer silah kullanımı olasılığının artması gibi durumlara karşı Moskova ile iletişim hatlarını açık tutmak istiyordu. Ayrıca böyle bir hamlenin Ukrayna’ya insani yardımların ulaşmasını da büsbütün engellemesinden endişe ediliyordu. Biden yönetimi Rusya’yı teröre destek veren ülke ilan etmek yerine Rus ekonomisi ve Rus hükümeti üzerinde benzer etkiler yaratacak ve istenmeyen sonuçlara yol açmayacak yöntemler bulma yolunu tercih etti.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, BM Güvenlik Konseyi’nde video konferans yoluyla yaptığı konuşmada Rusya’nın hava saldırıları ile milyonlarca insanı zor durumda bırakarak insanlık suçu işlediğini belirtirken Birleşmiş Milletler’den Moskova yönetimine karşı daha somut adımlar atılması talebinde bulundu. Hava sıcaklığının sıfır derecenin altına düştüğünü ve milyonlarca insanın elektriksiz kaldığını belirten Zelenski, “Rus füzelerinin enerji tesislerini vurması sonucu milyonlarca insanın elektrik, ısı ve sudan mahrum kaldı, bu apaçık bir insanlık suçudur. Sizi insanlığı ve yaşamı korumak için somut adımlar atmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı. Avrupa Parlamentosu’nun kararını memnuniyetle karşıladığını belirten Zelenski, Twitter’da yaptığı açıklamada “Rusya, Ukrayna’da ve dünya genelinde uzun süredir devam eden terörizm politikasını sona erdirmek için her düzeyde tecrit edilmeli ve sorumlu tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield de Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada son saldırılara dikkat çekerek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “insanlara daha fazla acı çektirmek için kışı silah olarak kullandığını” ileri sürdü. Rusya’nın amacının açık olduğunu belirten Thomas-Greenfield, Ukrayna’nın enerji tesislerini yıkmakta kararlı görünen Putin’in güç kullanarak ele geçiremediği Ukrayna’yı soğuğa mahkûm ederek boyun eğdirmeye çalıştığını kaydetti.
Greenfield, Putin’in enerji tesislerini çökertmeyi başarması durumunda milyonlarca Ukraynalının soğuk kış şartlarında elektrik, su ve ısınma imkanlarından mahrum kalacağını ve başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere birçok insanın hayatını kaybedeceği uyarısında bulundu. Cephede başarılı olamayan Moskova yönetiminin insanlık dışı bir strateji izleyerek kritik altyapılara saldırdığını vurgulayan Büyükelçi, Rusya’nın işlediği insan hakları ihlallerinin sert bir şekilde kınanması gerektiğini savundu.