Cumhuriyetçilerde Trump’la Hesaplaşma Sesleri Yükseliyor
Ara seçimlerde beklenen performansın altında kalmaları sonrasında bazı Cumhuriyetçiler Trump’ın partiye zarar verdiğini açıkça dile getirmeye başladı. Trump döneminin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tweetinde, ‘Kazanmaktan yorulacağımız söylenmişti ama kaybetmekten yoruldum. Birçok Cumhuriyetçi de öyle’ dedi. 2016’da Trump’ın başkanlık kampanyasında stratejist olarak yer alan ancak sonrasında Adalet Bakanlığı beklentisi karşılanmayan eski New Jersey valisi Chris Christie de ‘Kaybetmeye devam ediyoruz. İşin gerçeği şu ki kaybetmemizin sebebi Donald Trump’ın kendini herkesin önüne koymasıdır … artık bir kişiden korkmayı bırakmak gerekiyor’ şeklinde konuştu. Eski Temsilciler Meclisi sözcüsü Paul D. Ryan da kendini ‘Trump’la bir daha asla’ kampından tanımlayarak ‘Artık gayet açık ki Trump’la kaybediyoruz. Trump’ı aşarsak seçimleri kazanmaya başlarız’ dedi.
Trump aleyhine gelişen bu tepkinin ana sebebi eski başkan tarafından desteklenen adayların kötü performansı. Geçen hafta verdiği bir röportajda Trump’ın Başkan Yardımcısı Mike Pence de bu söylemi sürdürdü: ‘İnsanların bugün karşılaştığı sorunlara ve önlerindeki meselelere dair çözümler üretmeye odaklanan adaylar iyi performans çıkardılar. Ancak, geçmişe odaklanan, 2020 seçimlerini tekrar gündeme getiren adayların performansı bu kadar iyi değildi.’
Cumhuriyetçi Parti’nin Trump’la hesaplaşmasının bir diğer yansımasını parti liderliği arasındaki çekişmelerde görebiliyoruz. Trumpçı Florida Senatörü Rick Scott Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell’ı devirmek için bir hamlede bulundu fakat kaybetti. Ara seçim süreci boyunca Scott milyonlarca doları Trumpçı adayların desteklenmesi için harcamıştı. McConnell ise daha geleneksel ve ana akım muhafazakarların seçim şansının daha yüksek olduğuna inanıyordu.
Seçim sonuçları McConnell’ı haklı çıkarsa da parti içindeki Trumpçılar kendisine karşı harekete geçmekten geri durmadı. Scott’ın başını çektiği McConnell’ı görevden alma oylaması McConnell lehine 37-10 şeklinde sonuçlandı. McConnell Senato Azınlık Lideri koltuğunu korumuş olsa da artık bölünmüş bir grubun lideri olarak devam edecek. Scott’ın Lindsey Graham, Ron Johnson, Josh Hawley, ve Ted Cruz gibi bilinen Cumhuriyetçilerin desteğini alması da önümüzdeki dönemin McConnell için zor geçeceğini gösteriyor.
Trumpsız bir Cumhuriyetçiliğin nasıl olabileceğine ilişkin görüş yazılarından birine göre eski Temsilci Mike Rogers böyle bir yaklaşımın prototipini temsil ediyor: ciddi bir ulusal güvenlik geçmişi olan eski bir FBI ajanı ve bir serbest piyasacı muhafazakar. Nesli tükenmek üzere olan bu Cumhuriyetçi tipi, Trump’ın kırılgan bir imaj sergilemeye başlamasıyla geri dönebilir. Mike Rogers henüz başkanlık aday adaylığını kesinleştirmiş değil ancak Rogers gibi başka isimler de Cumhuriyetçi Parti’nin artık aşırılıklar partisi olmaması gerektiğini söylüyor. Trump her ne kadar parti tabanında popüler olsa da bazı kamuoyu yoklamaları Cumhuriyetçilerin yarısından azının desteğine sahip olduğunu gösteriyor.
Ara seçim sonuçlarına bakılırsa aslında seçmen Cumhuriyetçi Parti’den umudunu kesmiş değil. Temsilciler Meclisi seçimlerinde Cumhuriyetçiler Demokratlardan 3.5 milyon daha fazla oy aldı. Bu 2020 Temsilciler Meclisi seçimlerine göre Cumhuriyetçilere gelen %6’lık bir oya tekabül ediyor. Seçmenin cezalandırdığı partililer aslında sadece Trump tarafından desteklenen bazı kritik bölgelerdeki isimler. Bu isimler Cumhuriyetçilerin Senato’yu kaybetmesine mal olurken Temsilciler Meclisi’nde yalnızca küçük bir sayısal üstünlük kurabilmelerini sağladı. Bazı analizler bu durumu ‘aday kalitesi ve eski başkan Trump’ın toksikliği en kilit bölgelerdeki Cumhuriyetçileri zora soktu’ şeklinde tarif ediyor.
2022 seçimleri Cumhuriyetçi Parti’yi hayal kırıklığına uğratmış olsa da partinin kesin olarak zayıfladığı anlamına gelmiyor. Cumhuriyetçi Parti’nin 2024 başkanlık seçimlerinde elinin zayıfladığı anlamına da gelmiyor. Sadece Trump’ın 2020 seçimlerinin hileli olduğunu iddia eden ve genel olarak sistem dışı görülen yaklaşımının seçmen tarafından onaylanmadığı anlamına geliyor. Eğer 2024 yarışında Trump yerine Ron DeSantis veya Glenn Youngkin gibi bir isim aday olursa Demokratlar karşılarında ana akıma daha yakın bir aday bulabilirler.
2024 adayları arasında ismi geçen DeSantis, Youngkin, Haley, Pompeo, Cruz ve Pence’le birlikte birçok başka Cumhuriyetçi böylesi bir atmosferde planlarını yapıyorlar. Bu sebeple Trump karşısında merkeze davet eden sesler artmaya devam ediyor. Chris Christie gibi isimler ‘Fısıldamayı bırakmanın zamanı. Herhangi birinden korkmayı bırakmanın zamanı. Bu parti ve ülkeyi kurduğumuz prensip ve inançlar için ayağa kalkmanın zamanı’ diyor.