ABD’nin “Enflasyonu Düşürme Yasası” AB’ye Zarar Veriyor
Biden yönetiminin yürürlüğe koyduğu Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) kapsamında iklim ve enerji politikaları için Amerikan şirketlerine 369 milyar dolarlık bütçe ayrılması haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle Avrupa Birliği ülkelerinin tepkisini çekmeye devam ediyor. Avrupa Birliği, Amerikalı otomobil üreticilerine verilecek sübvansiyonların uluslararası ticaret kurallarını ihlal ettiğini ve Avrupalı işletmeleri tehdit ettiğini söyleyerek IRA ile ilgili endişelerini dile getiriyor. Özellikle temiz enerjiye geçiş için belirlenen ekonomik paketin Kuzey Amerika’da üretilen elektrikli otomobillere vergi indirimlerini içermesi ve ABD’deki pil tedarik zincirlerini desteklemesinin Avrupa şirketlerini zor durumda bıraktığı savunuluyor.
Geçen hafta Washington’u ziyaret ederek Başkan Biden ile ikili bir görüşme yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB ülkelerinin IRA’dan kaynaklanan endişelerini gündeme taşıdı. Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuya değinen Macron, Biden yönetiminin iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını desteklediklerini belirtirken yasa kapsamında ABD şirketlerine tanınan avantajların Avrupalı şirketleri zor durumda bırakacağına dikkat çekti. “Birbirimize karşı değil, birlikte başarmak istiyoruz” ifadelerini kullanan Macron, ABD ve Fransa’nın temiz enerji alanında çabalarını yeniden senkronize edeceğini kaydetti.
Büyük ve kapsamlı bir yasa tasarısında ufak tefek kusurlar bulunabileceğini kabul eden Biden da “elektrikli araç sübvansiyonu maddesinden kaynaklı bazı sorunlar olduğunu” dile getirdi ve uygulamada kısmi değişiklikler yapılabileceği mesajı verdi. Yasanın hiçbir zaman Avrupalı müttefikleri dışlama amacı taşımadığını belirten Biden, yasada ABD ile serbest ticaret anlaşması (STA) imzalayanlar için istisnai bir madde bulunduğunu ve burada bahsi geçen “STA” kelimesinin, “müttefikler” anlamına geldiğini kaydetti. ABD’nin kendi tedarik zincirini oluşturacağını ve kimseye bağımlı olmayacağının altını çizen Biden bundan Avrupalı ülkelerin ve diğer müttefiklerin de fayda sağlayacağını belirtti. Liderler AB ve ABD arasında söz konusu yasadan kaynaklanan ticaret anlaşmazlıklarının çözülmesi için ortak bir çalışma grubunun çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Başkan Biden geçen ağustos ayında iklim kriziyle mücadelenin yanı sıra vergi ve sağlık düzenlemelerini kapsayan 430 milyar dolar büyüklüğünde bir yatırımı içeren Enflasyonu Düşürme Yasasını imzalayarak yürürlüğe koymuştu. Yasa, enerji ve iklim programlarına yatırımı teşvik ederek temiz enerji kullanımı ve yenilenebilir kaynaklara geçişi hızlandırmayı amaçlıyor. Yasada enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yatırımlar için 369 milyar dolar bütçe ayrılmış durumda. Biden yasayı iklim kriziyle mücadele ve enerji güvenliğini artırma adına atılmış en güçlü adım olarak nitelendirmişti.
Yasa, elektrikli araç (EV) alımları için araç başına 7500 dolarlık bir vergi indirimi içeriyor. Ancak kredi sadece Kuzey Amerika’da çıkarılan madenlerle veya geri dönüştürülen malzemelerden üretilmiş batarya kullanan elektrikli araçlara tahsisi ediliyor. Yasa ayrıca araç üreticilerine daha temiz ve çevreci araçlar üretmeleri için vergi indirimi, kredi ve karşılıksız destek olarak on milyarlarca dolar verilmesini de kapsıyor. 1 Ocak 2023 itibariyle batarya ve mineral kaynakları, fiyat ve gelir limitleri gibi sınırlamalar yürürlüğe girecek ve halihazırda pazarda bulunan elektrikli araçların büyük bir kısmı vergi indirimi alamaz hale gelecekler. Otomotiv İnovasyon İttifakı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, yasa ile birlikte ABD’de hali hazırda satılmakta olan elektrikli araçların %70’inin vergi indirimi almaya uygunsuz hale gelmesine yol açacağı uyarısında bulunmuş ve bu durumda 2030 yılına kadar %40-50 EV satış rakamlarına ulaşma hedeflerini tutturmanın zorlaşacağını dile getirmişti.
Avrupalı otomobil üreticilerinin Amerika’da üretilen elektrikli araçlara sağlanan sübvansiyonlardan yararlanmak için elektrikli araç üretim tesislerini ABD’ye taşımasından endişe duyan Avrupa Birliği, IRA’dan kaynaklanan haksız rekabetten dolayı Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyette bulunmayı, Amerikan ürünlerine yeni vergiler uygulamayı ve Avrupa elektrikli araçlarına sübvansiyon sağlamayı içeren bir karşı önlem stratejisi düşünüyor. ABD ile ticaret müzakerelerinin veya DTÖ davalarının kısa sürede sonuçlanmayacağını göz önünde bulunduran AB ülkeleri, Washington yönetiminin yaptığı gibi devlet sübvansiyonu sistemini değiştirmenin ve elektrikli araç şirketlerine mali destek sağlamanın yollarını arıyor.