ABD Brezilya’daki Kongre Baskınını Kınadı
ABD, Brezilya’da Ulusal Kongre’ye Bolsonaro taraftarları tarafından baskın düzenlenmesini kınadı. Başkan Biden Twitter üzerinden yayınladığı mesajında, Brezilya’da demokrasiye ve iktidarın barış içinde transferine yönelik saldırıyı kınadığını belirtti. Biden, Brezilya’nın demokratik kurumlarına desteklerinin tam olduğunu ve Devlet Başkanı Lula Da Silva’yla çalışmaya devam etmeyi dört gözle beklediğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Antony Blinken da olaylar başladıktan kısa süre sonra saldırılara son verilmesi çağrısında bulunmuştu. Olaylar ABD’deki 6 Ocak Kongre baskınına benzerliğiyle dikkat çekti.
Brezilya’da seçimleri kazanan ve kısa süre önce görevi devralan Lula Silva hükümeti 8 Ocak Pazar günü eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun taraftarlarının saldırısına uğradı. Hükümet, Kongre binası ve Anayasa Mahkemesi’ni basan yüzlerce kişi orduya “yönetime el koyması” çağrısında bulundu. Güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu isyana katılan yaklaşık 1,500 kişi gözaltına alındı. Seçimden sonra ABD’ye giden ve bir McDonalds’da yemek yerken görüntüleri basına yansıyan Bolsonaro ise sorumluluğu reddederek yeni yönetimi suçladı.
Toprak genişliği ve 212 milyonu aşan nüfusuyla Güney Amerika’nın en büyük ülkesi olan Brezilya’da 30 Ekim 2022’de düzenlenen ikinci tur devlet başkanlığı seçiminde ülkeyi iki dönem yöneten sol görüşlü eski Devlet Başkanı Lula yüzde 50,9, aşırı sağcı Bolsonaro ise yüzde 49,1 oy almıştı.
Protestocular, Bolsonaro’nun cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmesinden bu yana başkent Brasilia’da kamp kuran ve seçim sonuçlarını reddeden Bolsonaro destekçileri ve hafta sonu için otobüslerle başkente gelen kişilerden oluşuyordu. Göstericiler yeni göreve başlayan Başkan Lula da Silva’nın “ülkeyi komünizme götürecek bir hırsız” olduğunu iddia ederek askeri müdahaleyle görevden azledilmesini ve Bolsonaro’nun yeniden iktidara gelmesini talep ettiler.
Brezilya’da binlerce kişi sokaklara çıkarak demokrasi yanlısı gösterilerle hükümet binalarına düzenlenen saldırılara tepki gösterdi. Ülkenin en büyük şehri olan Sao Paulo’da kalabalıklar Bolsonaro’nun hapse girmesi gerektiği yönünde sloganlar attı. Cumhurbaşkanı Lula ise saldırılar nedeniyle, çalışmalarına ara vermeyeceğini belirterek hükümet toplantılarına devam etti.
Siyasi uzmanlar Brezilya’daki isyanlar ile 6 Ocak saldırısı arasında birçok benzerlik bulunduğunu belirtiyor. Seçimi kaybeden Donald Trump ve Jair Bolsonaro popülist ve aşırı sağa yakın adaylar olarak öne çıktılar ve seçim öncesi konuşmalarında muhakkak kazanacaklarını ancak hile yapılırsa kaybetmelerinin mümkün olduğunu iddia etmişlerdi. Bu söylemlere inanan destekçiler de doğal olarak oylama sonuçlarını bozmak için şiddet kullanmaya yöneliyor. Amerikan basınında öne çıkan analizlere göre her iki ayaklanma da siyasi liderlerin kişisel kazanç için destekçilerini demokrasiyi tehdit etmeye nasıl yönlendirebileceğini gösteriyor.
Antidemokratik eylemlerde bulunan destekçilerinin çoğu demokrasiyi savunmak için hareket ettiklerine inanıyor. Yaşananlar demokrasinin kırılganlığını da gösteriyor. Dünyada yıllardır demokrasinin gerilediğini gösteren bir eğilim var ve gerçek manada özgür demokrasilerde yaşayan dünya nüfusunun payı da gittikçe azalıyor. 6 Ocak ve Brezilya isyanları bu genel trend çerçevesinde ele alındığında benzerlikler daha da çarpıcı bir hal alıyor.