ABD’den Türkiye Seçim Sonuçlarıyla İlgili Değerlendirmeler
Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından açıklamada bulunan Beyaz Saray, Türk halkının taleplerini sandıkta barışçıl şekilde ifade ettikleri için kutladı. Çıkacak sonucun Türk-Amerikan ikili ilişkilerini etkilemeyeceği kaydeden Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, devam eden seçim sürecinde açıklamalarını dikkatli yapmaya gayret ettiklerini belirterek Başkan Joe Biden’ın kim kazanırsa kazansın, “Türk yönetimi ile çalışmayı sabırsızlıkla beklediğini” söyledi.
Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Vedant Patel günlük basın toplantısında gazetecilerin seçimlerle ilgili sorularını yanıtladı. Patel, Türk-Amerikan ilişkilerini “rahatsız edici” ve “gergin” olarak tanımlayan ve “ilişkilerde bir resetleme olacak mı?” şeklinde bir soru yönelten bir gazetecinin değerlendirmesine katılmadığını belirterek Türkiye ile derin bir ortaklıkları bulunduğuna dikkat çekti ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in kısa süre önce Türkiye’yi ziyaret ettiğini hatırlatarak “işbirliğimizi ve ortak önceliklerimizi derinleştirmek için Türk halkı tarafından seçilen hükümetle birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Seçimlerin son derece çekişmeli geçtiğini ve katılım oranının yüzde 90’a yaklaştığını vurgulayan bir başka gazetecinin seçim atmosferinin oldukça barışçıl geçtiğini ve seçimleri izleyen çok sayıda uluslararası gözlemci olduğunu belirterek “Türkiye’deki seçim atmosferi ve genel olarak Türkiye’deki seçim sürecine ilişkin değerlendirmeniz nedir?” şeklinde yönelttiği soruyu yanıtlayan Patel, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) seçim gözlem misyonunun bazı ön değerlendirmelerini yayınladığını ve çalışmalarına devam ettiğini belirterek “Türkiye’nin uzun ve gururlu bir demokratik geleneği var ve Türk makamlarının cumhurbaşkanlığı seçiminde ülkenin yasalarına uygun olarak ve AGİT taahhütleriyle tutarlı bir şekilde yürüteceğine güveniyoruz” ifadelerini kullandı.
Biden yönetimi yetkilileri açıklamalarında tarafsız ve temkinli görünmeye dikkat ederken yılın en önemli seçimi olarak değerlendirilen 14 Mayıs seçimleri ABD basınında geniş yer buldu. Medya organlarında genel olarak seçim sonucunun Avrupa ve Orta Doğu’da güvenlik politikaları açısından büyük önem taşıdığına vurgu yapılırken seçilecek kişinin Türkiye’nin NATO ittifakındaki rolü, ABD, AB ve Rusya ile ilişkileri, göç politikası, Ankara’nın Ukrayna’daki savaştaki etkinliği ve Doğu Akdeniz’deki gerilimleri nasıl ele alacağı gibi konularda belirleyici olacağına dikkat çekiliyor.
Ülkenin dış politikasında olası değişikliklere yol açma ihtimali bulunan seçimlerin, özellikle Türkiye’nin Rusya, Çin ve Batı’nın dahil olduğu güç rekabetindeki konumu göz önüne alındığında, demokrasi ve otoriterlik arasındaki küresel yarışı etkilemesi açısından da önem taşıdığının altı çiziliyor. Erdoğan yönetimine sert eleştiriler yönelten medya organları yayınlarında ağırlıklı olarak muhalefetin vaatlerini ön plana çıkartıyor.
Seçim sonuçlarının büyük bir zafer bekleyen muhalefet destekçilerini üzdüğünü belirten NY Times gazetesi, uzun süredir görevde olan Recep Tayyip Erdoğan’ın kariyerinde ilk kez seçimlerde ikinci tura kaldığına dikkat çekti. Erdoğan’ın 28 Mayıs’taki ikinci tura giderken avantajlı göründüğünün altını çizen gazete, Erdoğan’ın geçen seçimlere kıyasla oy kaybına uğradığını ancak üçüncü aday Sinan Oğan destekçilerinin ikinci turda Erdoğan’a oy verme ihtimalinin daha yüksek olduğuna dikkat çekerek bunun Erdoğan’ın kazanma şansının artırdığını kaydetti.
Türkiye’deki milliyetçiliğin yükselişine ve Sinan Oğan’ın “kral yapıcı” konuma gelmesini ön plana çıkarak gazete, Oğan ve diğer “aşırı sağcı milliyetçilerin” seçimlerde güçlü bir çıkış yaparak ulusal güvenlik ve Türk kimliğinin savunulmasına öncelik verdiklerini belirterek bilhassa Türkiye’deki 3,3 milyondan fazla Suriyeli mülteciye karşı sert bir tutum sergilemeyi savunduklarına dikkat çekti. Gazete, Milliyetçilerin bu seçimlerdeki güçlü performansının önümüzdeki yıllarda Türk hükümetinin politikasını, özellikle de ülkenin Kürt azınlığı ve Suriyeli mülteciler konusunda daha da sağa çekeceğini öngörüyor.
Seçim öncesinde anketlerin Kılıçdaroğlu’nu önde göstermesine rağmen Erdoğan’ın seçimi önde tamamladığını yazan Washington Post, Türkiye’nin sağlam bir seçim izleme sistemi olduğuna dikkat çekerek oyların çalındığına dair herhangi bir suçlama olmadığını ancak muhalefetin Erdoğan taraftarlarını sandıklara defalarca itiraz ederek sonuçları manipüle etmeye ve oy sayımını yavaşlatmaya çalışmakla suçladığını dile getirdi. Gazete ayrıca analistlerin, iktidarın elindeki güç ve bağlantılara dikkat çekerek seçimlerin özgür ve güvenli göründüğünü ancak adil olmadığı yönünde değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti. Erdoğan’ın 28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ikinci turuna giderken üstünlüğü ele geçirmiş olduğunu belirten analistler, Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda galip gelmek için yeterli mesafeyi kat etmesinin pek olası görünmediğini belirtirken üçüncü parti adayı Oğan’ın destekçilerinin de iki aday arasında bölüneceği tahmininde bulunuyor.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesi ise ağırlıklı olarak seçim sonrası Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği ekonomik zorluklara yer verdi. Gazete, yatırımcıların, seçim bittikten ve Erdoğan’ın geçici mali düzeltmelerinin etkisini kaybetmesinden sonra Türkiye’nin ekonomik sorunlarının artacağını düşündüğünü kaydetti. Erdoğan’ın Türkiye’nin Doğu ve Batı’nın kesişme noktasındaki konumunu ustalıkla kullanarak ülkeyi büyük güç rekabetlerinin içine soktuğunu ve NATO ittifakında, Orta Doğu ve Ukrayna’da nüfuz sahibi olduğunu hatırlatan gazete, Türkiye’deki seçimin sonucunun hem yurt içinde hem de yurt dışında dalgalanma etkileri yaratabileceğine dikkat çekti. Seçim sonuçlarıyla ilgili de değerlendirmede bulunan gazete, Cumhur ittifakının Meclis’te çoğunluğu elde ederek muhalefete önemli bir darbe daha vurduğunu ve bu durumun ikinci tur seçimlere giderken Erdoğan’ın avantajlı olduğu algısını güçlendireceğini kaydetti.