ABD Ukrayna’da Yaşanan Baraj Felaketini İnceliyor
Rusya Ukrayna savaşında korkulan oldu ve Ukrayna’nın güneyinde Rusya kontrolündeki Herson yakınlarında bulunan Kakhovka barajı yıkılarak bölgenin sular altında kalmasına yol açtı. Rus ve Ukrayna güçleri arasındaki cephe hattında bulunan dev hidroelektrik barajının yıkılmasının ardından bölge sakinleri evlerini terk etmeye başladı. Rusya ve Ukraynalı yetkililer yaşanan felaketten karşı tarafı sorumlu tutarken Beyaz Saray, barajın yıkılmasına neyin yol açtığı konusunda net bir sonuca henüz varılamadığını ancak bölgenin kontrolünü elinde bulunduran Rusya’nın patlamada rolü olduğuna ilişkin iddiaların değerlendirildiğini duyurdu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby barajın çökmesi nedeniyle çok sayıda can kaybının yaşandığını belirterek “Rusya’nın barajdaki patlamadan sorumlu olduğuna ilişkin duyumlar aldıklarını ve faili bulmak için ellerinden geleni yaptıklarını” söyledi. Daha fazla bilgi toplamak için Ukraynalılarla çalışıyoruz ancak şu aşamada kesin olarak ne olduğunu söyleyemiyoruz” diyen Kirby, barajda meydana gelen hasarın Ukrayna’nın enerji güvenliği üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olabileceği uyarısında bulundu. Barajın Rusya’nın kontrolünde olduğunu söyleyen Kirby, patlamanın kasıtlı bir saldırı olup olmadığı konusunda bir sonuca varmadıklarını belirtirken barajın yıkılmasının Ukrayna’nın uzun süredir planladığı karşı saldırıya yönelik olası etkilerinden söz etmek için henüz erken olduğunu kaydetti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Vadent Patel de barajın yıkılmasının etkilerini yakından takip ettiklerini ve evlerini terk etmek zorunda kalan insanlara nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda Ukraynalılarla temasta olduklarını söyledi.
Barajın yıkılmasının ardından bir açıklama yayınlayan Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Rusya’yı suçlayarak “Rusya Federasyonu’nun barajı patlatmasını, Ukrayna’nın kritik altyapısına yönelik, mümkün olduğunca çok sivil kayıp ve büyük yıkıma yol açmayı amaçlayan bir terör eylemi olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı. Uluslararası toplumu Rusya’yı kınamaya çağıran bakanlık Moskova’nın tazminat ödemesi gerektiğini kaydetti. BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağıran Kiev ayrıca BM Nükleer Denetleme Kurulu’nun olayı görüşmesini ve Rus füze endüstrisi ve nükleer sektörüne yeni uluslararası yaptırımlar uygulanmasını talep etti.
Barajın yıkılması, savaş bölgesinin merkezinde yeni bir insani felakete yol açmış durumda. Kakhovka barajının çatışmalardan zarar görme ve yıkılma ihtimali savaşın başından bu yana büyük bir endişe yaratıyordu. Her iki taraf da uzun süredir birbirini barajı yıkmayı planlamakla suçluyordu. Ukrayna güçleri geçen yıl nehrin kuzey yakasını yeniden ele geçirmiş olsa da Rusya savaşın başından beri barajı kontrol ediyordu. Felaketin ardından bölgeye giden Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, taşkın nedeniyle yaklaşık 80 köy ve kasabanın sular altında kalabileceğini söyledi. Ukraynalı yetkililer, başta Herson olmak üzere Dinyeper Nehri kıyısında 30 kasaba ve köyün sular altında kaldığını ve sel felaketi nedeniyle çevrede yaşayan binlerce kişinin tahliye edildiğini bildirdi. Yetkililer 40 binden fazla kişinin tahliyesinin gerektiğini bildirirken bunların 17 bini Ukrayna kontrolündeki bölgelerde 25 bini ise Rusya kontrolündeki yerleşim alanlarında yaşıyor.
Barajın yıkılmasının büyük bir çevre felaketine neden olacağı belirtiliyor. Ukraynalı yetkililer Moskova’nın gerçekleştirdiğini ileri sürdükleri eylemi “ekokırım” olarak tanımlıyor. Sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Rusya’yı Avrupa’da yıllardır görülmemiş büyüklükte bir çevre felaketine sebebiyet vermekle suçlayan Başkan Zelensky, nehrin 150 ton endüstriyel yağ ile kirlendiğine ve 300 tonun daha sızıntı riski altında olduğunu dikkat çekti. Tarım arazileri sular altında kaldığını ve selin yerel tarım arazileri üzerindeki etkilerinin yıllarca hissedilmesinin muhtemel olduğunu belirten Ukraynalı yetkililer, binlerce kişinin içme suyundan mahrum kalacağı ve en az 500,000 hektar alanda sulama yapılamaması nedeniyle “çölleşme” yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Baraj gölü, Ukrayna’nın en verimli tarım arazileri için önemli bir sulama kaynağıydı. Dünyanın önde gelen tahıl ihracatçılarından olan Ukrayna’daki baraj felaketi küresel gıda tedariki açısından da bazı kaygıları gündeme taşıdı. Olay dünya genelinde buğday ve mısır fiyatlarında artışa neden oldu.
Kakhovka barajı aynı zamanda Zaporijya Nükleer Santrali’nin soğutma sistemlerini besliyordu. Uzmanlar, yıkımın, reaktörlerini soğutmak için rezervuara bağımlı olan nükleer enerji santraline su tedarikini de etkileyebileceğini söylüyor. Barajın çökmesi nedeniyle halihazırda acil bir nükleer erime tehdidi olmadığını söyleyen Ukrayna devlet nükleer enerji şirketinin yetkilileri rezervuardaki su seviyesinin hızla düştüğünü, ancak santralin soğutma havuzundaki seviyenin şu anda herhangi bir sorunu önlemek için yeterli olduğunu kaydediyor. Barajın yıkılmasıyla ortaya çıkan bir diğer sorun da kara mayınlarının sel sularıyla yerinden oynaması oldu. Kontrolsüzce etrafa yayılan mayınlar ilk etapta bölgeyi tahliye etmekte olan siviller ve onlara yardıma gelen insanlar için büyük tehlike saçtığı belirtiliyor.
Her iki taraf da barajın yıkılmasıyla ilgili birbirlerini suçlarken felaketin “sonuçta kimseye fayda sağlamadığını” söyleyen bazı Batılı askeri analistler daha ihtiyatlı açıklamalarda bulunarak suçu hemen bir tarafa atmaya çalışmanın, hatta barajın çökmesinin kasıtlı olup olmadığını söylemenin doğru olmadığını dile getiriyor. Moskova’nın bu tip acımasız savaş yöntemlerinin çok örneği olduğuna dikkat çeken Ukraynalı yetkililer Ukrayna’ya yönelik suçlamaları reddederek “neden kendi altyapımızı, kasabalarımızı ve çiftliklerimizi yok edelim ki” sorgulamasında bulunuyor. Rusların karşı saldırı başlatan Ukrayna güçlerini durdurmak için böyle bir eylem gerçekleştirdiğini kaydeden Ukraynalılar Moskova’nın su baskını ile iki ordu arasında kalan nehirden geçişi engellemek suretiyle Ukrayna ordusunu durdurmak amacı güttüklerini savunuyor. Yetkililer Moskova’nın bu eylem ile Ukrayna ordusunun agresif bir şekilde karşı saldırıya geçmesi halinde “her şeyi yapmaya hazır olduklarını gösterme” mesajı vermeye çalıştıklarını ileri sürüyor.
Kremlin ise Ukrayna’nın barajı Kırım Yarımadası’na giden su akışını kesmek için yıktığını iddia ediyor. Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı yasadışı olarak ilhak etmesinin ardından Ukrayna su akışını durdurmuş, ancak Rusya barajı ele geçirdikten sonra geçen yıl akışı yeniden başlatmıştı. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Ukrayna’nın barajı Herson bölgesinde olası Rus saldırılarını engellemek amacıyla imha ettiğini ileri sürerken diğer bazı Rus yetkililer baraja yönelik saldırının Ukraynalılar tarafından bazı güçlerini yeniden konumlandırmak ve sel sularının nehir yakınlarındaki Rus topçularını geri püskürtmesini sağlamak suretiyle başlatmak istedikleri taarruzu desteklemek amacıyla yapıldığını iddia ediyor.
Yaşanan felaketin ardından Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmeleri gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, barajda yaşanan patlamaya ilişkin uluslararası bir komisyon önerisinde bulundu. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmelerin ele alındığı görüşmelerde Erdoğan, Kakhovka Barajı’nda yaşanan patlamaya ilişkin kapsamlı soruşturmanın hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu belirterek detaylı bir araştırma için “Rus ve Ukraynalı uzmanların, Birleşmiş Milletler ve Türkiye dahil uluslararası toplumun katılımıyla bir komisyon kurulabileceğini” ifade etti.