Trump Federal Mahkemeye Çağrıldı
Eski Başkan Donald Trump’a, gizli belge soruşturması kapsamında yedi ayrı suçtan dava açıldı. Böylece ilk kez eski bir başkan federal bir suçla itham edilmiş oldu. Trump başkanlıktan ayrıldıktan sonra birçok konuda yargının radarına girmişti. Bunlar kapsamında Adalet Bakanlığı, Trump’ın görevden ayrıldıktan sonra yanında götürdüğü gizli belgelerin yasalara aykırı bir şekilde kullanılıp kullanılmadığını soruşturuyordu. Herhangi bir suç işlediğini reddeden Trump hakkında Mart ayında ise eski bir yetişkin film yıldızına sus payı ödemesiyle ilgili olarak ayrı bir suçlama yöneltilmişti. Tüm bunların 2024 başkanlık seçimlerini nasıl etkileyeceği konusu ortada duruken; Trump’ın suçlanırken, hatta hüküm giymişken aday olmasını engelleyen hiçbir şey yok. Trump ise soruşturmalara karşı çıktı ve bunların kendisini siyaseten engelleme çabasının bir sonucu olduğunu iddia etti. Eski başkan, herhangi bir cezai suçlamanın 2024 kampanyasını durdurmayacağı konusunda ısrarcı.
Trump’ın, ABD Adalet Bakanlığı tarafından gizli belgeleri kullanmasıyla ilgili çeşitli federal suçlamalarla itham edildiğini açıklaması ülke siyasetine bomba gibi düştü. Eski bir Başkan’ın federal suçlamalarla karşı karşıya kalması daha önce örneği olmayan bir gelişme. Bu yılın başlarında Manhattan’da 2016 yılında yapılan sus payı ödemeleriyle ilgili olarak eyalet suçlamalarıyla karşı karşıya kalan Trump, son federal suçlamaları bir tür “seçim müdahalesi” ve “tüm zamanların en büyük cadı avının” son bölümü olarak nitelendirdi.
Trump’a yöneltilen suçlamalar arasında adaleti engelleme, kayıtları yok etme ya da tahrif etme, komplo, yalan beyan ve Casusluk Yasası’nın ihlali bulunuyor. Bu davanın önemli bir yönü de Trump’ın herhangi bir eski başkan değil, aynı zamanda 2024’te Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı için en önde koşan isim olması. Bu durum, bir seçim kampanyası sırasında büyük bir partinin başkan adayını yüksek profilli bir federal davada sanık olarak konumlandırma potansiyeli taşıdığından, siyasi manzarayı önemli ölçüde karmaşıklaştırıyor. Böylesi bir davanın Biden liderliğindeki Adalet Bakanlığı’ndan bağımsızlığını sağlamak üzere Başsavcı Merrick Garland, Jack Smith’i özel danışman olarak atamasından sadece yedi ay sonra geldi. Adalet Bakanlığı bu tip çıkar çatışması durumlarında soruşturmayı götürme işini dışarıdan isimlere verebiliyor.
Cumhuriyetçilerin iddianameye bakış açıları ise beklenildiği gibi. Partinin önde gelen isimleri hızla Trump’ı savunmaya başladılar. Güney Carolina Senatörü Tim Scott, “Adalet Bakanlığı’nın silahlaştırılması” olarak adlandırdığı durumu kınadı. Bu düşünce Cumhuriyetçiler arasında, suçlamaların siyasi amaçlı olduğu ve Trump’ın başkanlık yarışını baltalamak için tasarlandığı yönündeki ortak inancın altını çiziyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy iddianameyi “Amerika Birleşik Devletleri için kara bir gün” olarak nitelendirdi ve Biden’ı kastederek “görevdeki bir Başkanın önde gelen rakibinin bu şekilde yargı eliyle peşine düşmesi makul değil” dedi. Florida Valisi ve Trump’ın Cumhuriyetçi ön seçimlerdeki en büyük rakibi Ron DeSantis ise Adalet Bakanlığı’nın Hillary Clinton ve Hunter Biden gibi diğer isimler yerine Trump’a odaklanmasını sorguladı. Hatta Vivek Ramaswamy gibi Cumhuriyetçi Partinin aday göstermesi düşük bir isim dahi 2025’te seçilmesi halinde Trump’ı affetme sözü verdi. Bu durum, Trump’ın rakiplerinin bir yandan adaylık için kendi kampanyalarını yürütmeye çalışırken bir yandan da Trump’ın sevenlerini küstürmekten kaçınmak zorunda kalmaları nedeniyle içinde bulundukları çıkmazın altını çiziyor. Cumhuriyetçi dayanışma dalgasına bir istisna olarak, eski Arkansas Valisi Asa Hutchinson Trump’a kampanyasını sonlandırma çağrısında bulundu.
Trump’a yönelik suçlamalar oldukça ciddi ve yetkililer bunun bir yargılamayı gerektirecek kadar önemli olduğuna karar verdi. Ancak özel danışman Jack Smith ve Biden’ın Adalet Bakanlığı artık ağır bir yükün altında. Smith, Trump’ın yasaları çiğnediğini kanıtlamak gibi yasal bir yükümlülüğün yanı sıra, Trump’ın siyasi amaçlarla haksız yere hedef alınmadığını göstermek gibi önemli bir zorlukla karşı karşıya. Aynı şekilde, Trump’ın ve Cumhuriyetçi Partinin siyasi olarak zarar görmesinden fayda sağlayacak olan Biden’ın da en büyük rakibini sandıkta değil mahkemede alt etmek için gücünü kötüye kullanmadığını göstermesi gerekiyor. Mevut başkanın sürece nasıl tepki vereceğini yakında göreceğiz.
Trump hakkındaki son federal iddianame, eski başkan için alelade bir yasal süreçten çok daha fazlası. Bu gelişme Cumhuriyetçilerin 2024 ön seçim yarışını yeniden şekillendirdi, siyasi bölünmeyi derinleştirdi ve yargının siyasi arenadaki rolünü sorgulanır hale getirdi. Hikaye şekillenmeye devam ettikçe, hem ABD başkanlık yarışının kaderini etkileyecek hem de ülkede siyaset-adalet ilişkisine dair sorgulamalara neden olacak gibi görünüyor.