Fed Faiz Artırımına Ara Verdi
ABD Merkez Bankası Çarşamba günü yaptığı açıklamada, faiz artırımına ara vereceğinin ancak lüzum görülmesi halinde bu yıl içinde ek artırımların yapılabileceği sinyalini verdi. Mart 2022’den bu yana Fed yetkilileri, ABD ekonomisini soğutmak ve enflasyonla mücadele etmek amacıyla merkez bankasının gösterge faiz oranını art arda 10 kez yükseltmişti. Fed Başkanı Jerome Powell, faiz artırımına ara verilmesinin yetkililere faiz artırımlarının şimdiye kadar ekonomi üzerinde yarattığı etkileri görüp değerlendirmek için zaman tanıyacağını söyledi. Piyasalar başlangıçta Fed’in bu yıl en az bir faiz artırımı daha yapacağını ima etmesinden hoşnut olmadıysa da Powell’ın yatırımcılara Fed’in faiz artırım hızını yavaşlattığı konusunda güvence vermeye çalışmasıyla bir miktar toparlanmıştı.
ABD Merkez Bankası, Fed, hedefinin iki katı civarında seyreden enflasyon oranlarıyla mücadele etmek amacıyla, başta gösterge faiz oranının Mart 2022’den bu yana onuncu kez yükseltilmesi olmak üzere bir dizi politika tedbirini uygulamaya koymuştu. Fed, Mart 2022’de faiz oranlarını kendisinin de kabul ettiği gibi biraz gecikerek artırmaya başladı ve bunu ilk başta nazik bir şekilde yaptı. En büyük faiz artışları Haziran ile Kasım 2022 arasında gerçekleşti: art arda dört toplantının her birinde 75 baz puanlık artış geldi. Komite bu artışları Aralık 2022’de 50 baz puana ve bu yılın ilk üç toplantısının her birinde 25 baz puana geri çekti. Fed’e göre bu agresif yaklaşım, ısınan ABD ekonomisini kontrol altına almayı ve nihayetinde enflasyon oranını düşürmeyi amaçlıyordu. Çarşamba günü toplanan Fed, bir süredir uyguladığı bu politikaya ara verme kararı aldı.
Fed, toplantı sonrası yaptığı açıklamada faiz artırım döngüsünde ihtiyatlı bir duraklama olacağını ifade etti. Duraklama vurgusu önemli, zira her ne kadar bu toplantıdan faiz yükseltme kararı çıkmadıysa da yılın kalanında bir artışın olacak gibi duruyor. Toplantı sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Fed Başkanı Powell, “Neredeyse tüm Komite katılımcıları, enflasyonu zaman içinde %2’ye düşürmek için bu yıl daha fazla faiz artışına ihtiyaç duyulacağını düşünüyor” diyerek ek faiz artışları olasılığına işaret etti. Bu da mevcut gidişat göz önünde bulundurulduğunda, daha büyük artışlar olası görünmese de, bulunduğumuz yıl içinde iki çeyrek puanlık faiz artışı potansiyeli anlamına geliyor denebilir. Fed’in enflasyon hedefi yaklaştıkça, yetkililer faiz artırımlarını ılımlı hale getirmenin mantıklı bir yaklaşım olduğuna inanıyor.
Geleneksel olarak, Fed gelecekteki politikası hakkında sessiz kalmıştır. Bunun sonucunda piyasalar genellikle sürprizlerle karşılaşıyor ve faiz oranındaki değişikliklere sadece kademeli olarak tepki veriyordu. Şimdi Fed, diğer merkez bankaları gibi, politika faizlerinin nereye gidebileceği konusunda düzenli olarak ileriye dönük yorumlar yaparak daha açık davranıyor. Bunun neticesinde piyasalar Fed açıklamalarına önceden reaksiyon vermeye ve pozisyon almaya başladılar. Bu davranış sayesinde Fed hedeflerini daha hızlı gerçekleştirebilir ve faiz artırım kararıyla enflasyonun düşüşü arasındaki süreç kısalabilir.
Fed’in önümüzdeki dönemde atacağı adımlar, ekonomik göstergelerin önümüzdeki haftalarda ve aylarda sergileyeceği eğilimlere bağlı olacaktır. Bunlar arasında istihdam piyasasının sağlamlığı, çalışan sayıları ve ücret artışları gibi fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabilecek faktörler yer alıyor. Bu ihtiyatlı iyimserliğe rağmen Başkan Powell, Tüketici Fiyat Endeksinin çekirdek ölçütünün %40’ından fazlasını oluşturan barınma maliyetlerindeki yavaşlamanın enflasyonu düşürmeye daha fazla yardımcı olabileceğine dikkat çekti.
İşler şimdilik yolunda görünse de enflasyonun 2024’te %2’lik hedefi muhtemelen aşacağını ve hedefı tam olarak yakalamanın 2025’i bulacağını vurgulamak gerek. Ekonomistler önümüzdeki Temmuz toplantısında yakın bir karar alınmasını beklerken Powell, herhangi bir karar alınmadan önce üç aylık bir veri döneminin yanı sıra gelişen finansal sektör risk resminin dikkate alınmasının önemini bir kez daha teyit etti.
Fed’in faiz oranlarına dair bekle-gör kararının oldukça ihtiyatlı ve stratejik bir yaklaşım olduğu söylenebilir. Faizlerin ne kadar daha yükseltilmesi gerektiğinin kestirmek için yalnızca zamanın sağlayabileceği daha kapsamlı bir gösterge seti gerektirir. Fed, daha fazla verinin birikmesi için zaman tanıyarak, özellikle şu anda uygulanmakta olan mali ve parasal politikaların etkisiyle ilgili olarak ekonominin genel sağlığını daha iyi değerlendirebilir. Bu yaklaşım, kısa vadeli düzeltmeler yerine uzun vadeli istikrara odaklanmayı vurguluyor. Bu adıma dair bir risk enflasyonun tekrar artışa geçerek bu zamana kadarki emeklerin zayi olması olabilir. Diğer yandan, Fed’in gözlemleme, analiz etme ve veriye dayalı kararlar alma konusundaki sabrı, sonuçta daha etkili bir ekonomi yönetimine yol açarak kısa vadeli piyasa oynaklığını azaltabilir.