Amerikan İstihbaratı Wagner Kalkışmasını Haber Almış
Rus paralı asker ordusu Wagner’in Yevgeni Prigojin’in liderliğinde geçen hafta sonu kalkıştığı isyan tüm dünyada gündemin ilk sırasına yerleşti. Başkan Biden olayla kendilerinin bir alakası olmadığını dile getirirken Dışişleri Bakanı Blinken isyanın Rusya için yeni sorunlar doğuracağını ve etkilerinin uzun süre devam edeceğini tahmin ettiklerini belirtti. Amerikan basını ise istihbarat teşkilatlarının Prigojin’in isyan planlıyor olabileceğine yönelik işaretler aldığını ve Beyaz Saray ile diğer devlet kurumlarını hazırlıksız yakalanmamaları için önceden bilgilendirdiğini haberleştirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en yakın müttefiklerinden biri olan Prigojin, Rus ordusunu bir Wagner askeri kampını vurmak ve çok sayıda paralı askerini öldürmekle suçladıktan sonra isyan hareketi başlatmış ve Moskova yakınlarına kadar ilerlemişti.
Prigojin’in birliklerini geri çekmesinin ardından Başkan Biden kalkışmada ABD ve NATO’nun herhangi bir bağlantısı olmadığını belirterek olayı “Rus sistemi içindeki mücadelenin bir parçası” olarak değerlendirdi. Olaylar başladığında ulusal güvenlik ekibine, gelişmeleri yakından takip etmeleri, farklı senaryolara karşı hazırlıklı olmaları ve kendisini bilgilendirmeleri talimatı verdiğini söyleyen Biden, müttefik ülkelerin liderleriyle de Rusya’daki durumu görüştüğünü belirtti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile de görüştüğünü kaydeden Biden, Rusya’da ne olursa olsun Ukrayna’ya desteğin devam edeceğinin altını çizdi. Zelenski ile sürekli iletişim halinde olmaya karar verdiklerini belirten Biden, diğer müttefiklerle de sürekli temas halinde olduğunu vurguladı. “Yaşanan olayların sonuçlarını ve bunun Rusya ile Ukrayna üzerindeki etkilerini değerlendirmeye devam edeceğiz” diyen Biden, gelişmelerin nereye gittiğine dair kesin bir sonuca varmak için henüz çok erken olduğunu ifade etti.
Rusya’da yaşanan gerilim hakkında görüş belirten Dışişleri Bakanı Blinken, Wagner paralı asker grubunun öncülüğünde yaşanan kısa süreli ve kaotik ayaklanmanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in liderliğindeki “çatlakları” gösterdiğini söyledi. Prigojin’in isyanını Putin’in ‘otoritesine eşi benzeri görülmemiş bir meydan okuma’ olarak değerlendiren Blinken, Putin ve Wagner arasındaki gerilimin yarattığı kargaşanın henüz bitmemiş olabileceği ve uzun süre devam edebileceği öngörüsünde bulundu. Durumu “olağanüstü” olarak nitelendiren Blinken, “İçeriden birilerinin Putin’in otoritesini ve Ukrayna’ya karşı bu saldırganlığı hangi temeller üzerine başlattığını doğrudan sorgulaması kendi başına çok ama çok güçlü bir şey. Çatlaklar yaratır. Bunların nereye gideceğini söylemek için çok erken ama Putin’in uğraşması gereken yeni sorular ortaya çıkarıyor” ifadelerini kullandı. Kendi odak noktalarının Ukrayna olduğunu belirten Blinken, Ukrayna’nın savunmasını güçlendirmeye ve Rusya’nın ele geçirdiği toprakları geri almasına yardımcı olacaklarını dile getirdi.
Amerikalı üst düzey yetkililerin açıklamalarına göre ABD istihbaratı, Prigojin’in Moskova’ya doğru yürüyüşünün çok daha fazla direnişle karşılaşacağı ve oldukça kanlı olacağını bekliyordu. Yetkililer, Rusya’nın profesyonel ordusunun Rostov’a ve Moskova’ya doğru ilerlerken Wagner birliklerine karşı daha iyi bir iş çıkarmamasına şaşırdıklarını söyledi. Yetkililer kalkışma kısa sürse de Rus liderliğine yönelik bu dikkat çekici meydan okumanın ülkeyi krize sürükleme ve Ukrayna’da zaten tökezlemekte olan savaş çabalarını istikrarsızlaştırma tehdidi yarattığını ileri sürdü.
CNN’in “State of the Union” programında konuşan Eski CIA direktörü ve emekli ABD Ordusu Generali David Petraeus ise gerilim azalmış olsa da Putin ve hükümetin sarsıldığını ve ayaklanma girişiminin ardından Rus liderin yirmi yıllık iktidarı boyunca hiç olmadığı kadar savunmasız hale geldiğini kaydetti. Prigojin’in isyanın umduğu türden bir destek yaratmadığını görünce cesaretini kaybettiğini ve isyanı bitirdiğini belirten Petraeus, “Wagner güçleri Moskova’nın dış mahallelerine yaklaşık iki saatlik mesafedeydi ve burada savunma mevzileri hazırlamaya başlamışlardı. Bu isyan, yol boyunca bazı alkışlar alsa da Prigojin’in umduğu türden bir destek yaratmıyor gibi göründüğünden dolayı Wagner şefi bu çabadan vazgeçti ve anlaşmayı kabul etmeye karar verdi” ifadelerini kullandı. Prigojin’in hayatını koruduğuna ama Wagner’i kaybettiğine dikkat çeken Petraeus, Prigojin’in Belarus’taki yeni çevresinde “açık pencereler konusunda çok dikkatli olması” gerektiğini söyleyerek suikast olabileceği yorumunda bulundu.
CNN’in haberine göre ABD istihbarat yetkilileri, Prigojin’in bir süredir Rusya’nın askeri liderliğine karşı büyük bir meydan okuma planladığını düşünüyordu, ancak nihai amacının ne olduğunu tahmin edemiyordu. Yetkililer geçen ocak ayında Wagner ile Rus hükümeti arasında bir güç mücadelesi olduğunu tespit etmiş ve o zamandan beri bu değişken dinamik hakkında istihbarat topluyordu. ABD ve Batılı istihbarat yetkilileri Prigojin’in silah ve mühimmat yığınağı da dahil olmak üzere böyle bir hareket için hazırlık yaptığına dair işaretler görmüştü. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali bu yılın başlarında durdurulurken üst düzey ABD’li yetkililer Kremlin ile Prigojin arasında gerginlik emareleri olduğuna dikkat çekmiş ve gerginliklerin önümüzdeki aylarda artacağını söylemişlerdi. Prigojin ayrıca son aylarda başta Savunma Bakanı Sergei Shoigu ve Rus Silahlı Kuvvetleri Komutanı General Valery Gerasimov olmak üzere Moskova’nın askeri yönetimine karşı bir dizi mesaj yayınlayarak şikayetlerini sık sık kamuoyu önünde dile getirmişti.
New York Times’ın haberinde Amerikan istihbarat yetkililerinin üst düzey yetkililere Prigojin’in Rus savunma yetkililerine karşı askeri eylem hazırlığında olduğu bilgisini verdikleri kaydediliyor. Yetkililer, ABD casusluk kurumlarının günler öncesinden Prigojin’in bir şeyler planladığına dair işaretler aldıklarını ve edinilen bilgileri nihai bir değerlendirmeye dönüştürmek için çalıştıklarını belirtiyor. Haberde istihbarat kurumlarının 2021’in sonlarında Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeyi planladığına dair uyarılarda bulunduğu hatırlatılarak ABD’nin Rusya’yı çok yakından takip ettiği ve yaklaşan olaylardan haberdar olduğuna vurgu yapılıyor.
Haberde, Amerikalı yetkililerin Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırı başlatmadan önce istihbaratın gizliliğini kaldırıp Putin’i işgalden caydırmak için yayınlamalarından farklı olarak, Prigojin’in planları hakkında sessiz kalmayı tercih ettikleri kaydediliyor. Buna gerekçe olarak yetkililerin eğer bir şey söylerlerse Putin’in kendilerini bir darbe düzenlemekle suçlayabileceğini düşünmüş olmaları ve Putin’e verilen desteğin korunmasına yardımcı olmak istememeleri gösteriliyor. Haberde ayrıca istihbarat kurumlarının Rusya’da bu şekilde yaşanacak bir iç çatışmanın endişe verici görüldüğü kaydediliyor. Nükleer silahlara sahip Rusya gibi bir rakibinin iç kaosa sürüklenmesi ihtimali yeni bir dizi riski beraberinde getiriyor ve bunlar arasında sertliğyle tanınan Prigojin gibi öngörülemez bir liderin gücü ele geçirmesi de bulunuyor.