Cumhuriyetçi Parti’nin Münazarasına Katılacak Adaylar Belli Oluyor
2024 başkanlık yarışı Demokrat Parti tarafında yavaş ilerlese de Cumhuriyetçi Parti’de süreç hız kazanıyor. Daha şimdiden 2016 yılındaki kadar aday var ancak o dönemden farklı olarak Trump halihazırda yarışın en büyük favorisi konumunda. Son anketlere göre Trump Cumhuriyetçi Parti seçmeni arasında çoğunluğun desteğini alıyor. Hakkında hazırlanan iddianameler adaylığına zarar vermek bir yana, daha fazla Cumhuriyetçi seçmeni Trump’ın yanında toplanmaya teşvik etmiş görünüyor. Yine de önümüzdeki ay yapılacak ilk ön seçim münazarası için adaylar kıyasıya bir mücadele içerisinde. Münazaraya katılacak adayların Cumhuriyetçi Parti Komitesinin (RNC) belirlediği koşulları yerine getirmek için 21 Ağustos’a kadar vakti var ancak bazı isimler bu şartları şimdiden sağladı, bazıları ise münazaraya katılabilmek için tüm imkanları zorluyor.
RNC, partinin başkan adaylığı için yapılacak ilk ön seçim münazarasına katılım kriterlerini geçen ay açıklamıştı. Buna göre 23 Ağustos’ta Milwaukee’de yapılması planlanan ilk münazarada adayların RNC tarafından tanınan birden fazla ulusal ankette en az %1 oy alması gerekiyor. Komite ayrıca adayların 20 eyalet ve bölgede, eyalet veya bölge başına en az 200 bireysel bağışçı olmak üzere kampanyalarına toplamda en az 40.000 bireysel bağışçı olmasını zorunlu kılıyor. Bu bağışçı eşiği, daha az finansal destek toplayabilen adaylar için önemli bir zorluk teşkil ediyor. Bu resmi duyurudan önce, kriterler Cumhuriyetçi kampanyalara gayrı resmi olarak iletilmiş ve bazılarının fon toplama çabalarını hızlandırmasına neden olmuştu. Bu yüzden bazı siyasi aksiyon komiteleri kampanyalara küçük katkılarını artırmak için online reklamlara yatırım yapıyordu. Adayların hummalı çalışması sonrasında yeterli sayıda adayın nitelikleri karşılaması halinde aday sayısı çoğalırsa münazaranın iki güne çıkarılabileceği konuşuluyor.
Geçtiğimiz Salı günü yayınlanan Morning Consult anketi, ilk münazaraya kimin katılacağının belirlenmeside kullanılacak RNC tarafından onaylandığı bilinen anketlerden biri. Bu anket diğer birçok anket gibi eski Başkan Donald Trump’ı önde gösteriyor. Trump ankete katılanların %56’sının desteğini alırken, onu %17 ile Florida Valisi Ron DeSantis takip ediyor. Ankette %1 bariyerini aşan diğer isimler ise şöyle: Vivek Ramaswamy (%8); eski Başkan Yardımcısı Mike Pence (%7); eski Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Nikki Haley (%3); South Carolina Senatörü Tim Scott (%3); eski New Jersey Valisi Chris Christie (%3) ve eski Arkansas Valisi Asa Hutchinson (%1).
RNC’nin anket sonuçları dışında koyduğu kurallardan birisi de teoride her adayın yerine getirebileceği bir kural: sonuç ne olursa olsun, partinin nihai adayını desteklemeye yönelik bir “sadakat taahhüdü” imzalamak. Bu elbette bazı adayları rahatsız etti. Örneğin; Chris Christie RNC’nin şartını lüzumsuz bir fikir olarak gördüğünü söylemişti. DeSantis de Trump’ın aday gösterilmesi durumunda destek verip vermeyeceği sorusunu önce cevaplamaktan kaçınmış daha sonra sürecin neticesine saygı duyulması gerektiğini belirtmişti. Ancak sadece bir aday bu taahhüdü açıkça reddetti: Kampanyasını Trump karşıtlığı üzerine inşa eden eski Texas Kongre üyesi Will Hurd. Hurd’ün seçilme ihtimali zaten düşüktü ama Milwaukee’deki münazaraya katılamayacak tek aday kendisi.
RNC’nin münazaraya katılım koşulları birçok adayı yaratıcı yollara başvurmaya itmişti. Burgum, partinin 23 Ağustos’taki ilk ön seçim tartışmasına katılabilmek için gerekli olan kritik eşiğe ulaşmak için büyük çaba sarf eden Cumhuriyetçi başkan aday adaylarından biri. Anketlerde son sıralarda yer alan Burgum, kampanyasına en az 1 dolar bağışta bulunan ilk 50.000 kişiye 20 dolarlık hediye kartı dağıtıyor. Burgum’un bağışçı sayısına öncelik verme çabası kazanma şansı düşük olan adayların münazaraya ‘bir şekilde’ katılabilmek için içine düştükleri çaresizliğin bir örneği.
Hukukçular Burgum’un uygulamasının yasallığını tartışırken, diğer bir yenilikçi yaklaşım ise Ramaswamy’den gelmişti. Ramaswamy, kampanyasına destek olacak alt seviye bağış toplayıcılara getirdikleri paranın %10’unu teklif ediyor. Uzmanlara göre Ramaswamy’nin yaklaşımı kampanya finansman yasalarının sınırları dahilinde zira adayların rutin olarak profesyonel bağış toplayıcılara bu tür ücretler ödediği biliniyor. Ramaswamy’ye göre ise bu yaklaşım meşru olmanın ötesinde bir “siyasi bağış toplamayı demokratikleştirme” çabası anlamına geliyor. Kendisinin kampanya yetkililerine göre bu ve benzeri teknikler marifetiyle Ramaswamy, erken münazaralar için gerekli bağış toplama eşiklerini karşılayacak kadar bağış toplamış durumda.