Blinken Rusya’yı “Küresel Gıda Sistemine Saldırmakla” Suçladı
Dışişleri Bakanı Antony Blinken, BM’de küresel açlıkla mücadele çabalarının tartışıldığı bir oturuma başkanlık ederken, Ukrayna’ya açtığı savaş ve uluslararası tahıl anlaşmasından çekilmesiyle gıda akışını sekteye uğratan Rusya’yı hedef aldı. Kısa süre önce Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilmiş olan Moskova yönetimini eleştiren Blinken tüm ülkeleri “Rusya’ya Karadeniz’i şantaj olarak kullanmayı bırakmasını” söylemeye çağırdı. Anlaşma, iki ülke arasındaki çatışma sırasında Ukrayna’nın deniz yoluyla tahıl ihracatına izin veriyordu. Moskova’nın 18 temmuzda anlaşmayı uzatmayı reddetmesi, tahıl fiyatlarının artmasına ve yoksul ülkelerin bundan olumsuz etkilenmesine yol açtı.
BM Güvenlik Konseyi’nde ağustos ayı başkanı olan ABD, gıda güvenliği ve insan hakları konularını gündeme taşıdı. Blinken, BM Güvenlik Konseyi’nde düzenlediği gıda güvenliği konulu oturumda yaptığı konuşmada, pandemi ve iklim değişikliği gibi küresel sorunların gıda krizini artırdığını bunların yanı sıra savaş ve şiddetin de bu sorunu derinleştiren faktörlerin başında geldiğini dile getirdi. Dünya genelinde gıda güvencesi olmayan yaklaşık 260 milyon insan bulunduğunun altını çizen Blinken, gıda güvensizliğinin çatışmaları ve zorunlu göçü tetiklediğini, fiziki ve ekonomik büyümeyi sekteye uğrattığını ve ülkeleri geri bıraktığını savundu. Madalyonun diğer yüzünde ise gıdanın bir savaş silahı olarak kullanıldığını belirten Blinken bu durumun giderek artan biçimde çatışmalarda siyasi amaçlar için koz olarak kullanıldığını gördüklerini dile getirdi. BM verilerine göre 2022 yılında 19 ülke ve bölgede yaklaşık 117 milyon kişi için yüksek düzeyde akut gıda güvensizliğinin en önemli nedeninin silahlı çatışma olduğu belirtiliyor.
Konuşmasında genel olarak savaşların, özel olarak da Rusya’nın eylemlerinin etkileri üzerinde duran Blinken, “Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının aynı zamanda küresel gıda sistemine yapılmış bir saldırı” olarak ele alınması gerektiğine vurgu yaptı. “Bu konseyin her üyesi, Birleşmiş Milletler’in her üyesi Moskova’ya ‘Yeter’ demeli” diyen Blinken, Rusya’ya atıfla “Karadeniz’i şantaj olarak kullanmak artık yeter. Dünyanın savunmasız insanlarına bir koz olarak davranmaya artık yeter. Bu haksız, vicdansız savaşa artık yeter.” ifadelerini kullandı.
Beş yıl önce konseyin kabul ettiği sivillerin kasıtlı olarak aç bırakılmasının bir savaş suçu teşkil edebileceğini vurgulayan 2417 sayılı kararı hatırlatan Blinken, bu konudaki çabaların daha da ileri götürülebileceğini kaydetti. ABD, BM üyesi 193 ülkeye bir bildiri göndererek “gıdanın bir savaş silahı olarak kullanılmasına ve sivillerin bir savaş taktiği olarak aç bırakılmasına son vermek üzere harekete geçme” taahhüdünde bulunmalarını istemişti. 90’a yakın ülkenin, kıtlık, açlık ve gıdanın savaş silahı olarak kullanılmasına son verilmesini taahhüt eden yeni bir ortak bildiriyi imzaladığını duyuran Blinken, bu sayının üyelerin yarısından az olduğunu belirtti ve “açlık silah haline getirilmemelidir” diyerek tüm üye devletleri bildiriye katılmaya çağırdı.
Blinken, konuşmasında Karadeniz Tahıl Girişimi Anlaşması’ndaki arabuluculuğu için Türkiye’ye yeniden teşekkür etti. Temmuz 2022’de imzalanan anlaşma, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yaşanan küresel gıda krizinin hafifletilmesine yardımcı olmak amacıyla BM ve Türkiye aracılığıyla yapılmıştı. Anlaşma savaşa rağmen Ukrayna tahılının piyasalara erişimini garanti altına alarak küresel kıtlık riskini azaltmayı amaçlıyordu. Rusya’nın anlaşmadan çekildikten hemen sonra Ukrayna limanlarına ve Karadeniz ile Tuna Nehri üzerindeki tahıl altyapılarına saldırılar düzenlemesi kısa sürede küresel tahıl fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı “küresel gıda sistemine yönelik saldırı” olarak değerlendiren Blinken, Karadeniz Tahıl Girişimi’nin 32 milyon ton Ukrayna gıda maddesini dünyaya ulaştırdığını hatırlatarak “sadece buğday ihracatının 18 milyar somun ekmeğe eşdeğer” olduğunu vurguladı. “Rusya Ukrayna’ya saldırmasaydı bütün bunlara en başından hiç gerek duyulmayacaktı” diyen Blinken, varılan anlaşmayla gıda ürünlerinin dünya pazarlarına ulaşmaya devam etmesini ve ihtiyacı olanlara ulaşmasını sağlamak açısından somut ve güçlü sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
Rusya’nın dünyanın çağrılarına kulak asmayarak anlaşmadan çekilmesinden bu yana tahıl fiyatlarının dünya genelinde yüzde 8’den fazla arttığına dikkat çeken Blinken, “Dünyanın üzüntü ve öfkesine Rusya’nın yanıtı ne oldu? Ukrayna tahıl ambarlarını bombalamak. Liman girişlerini mayınlamak. Karadeniz’deki gemilere saldırmakla tehdit etmek. Bayrağı ne olursa olsun. Yükü ne olursa olsun” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın anlaşmadan çekilme gerekçelerini de mesnetsiz bulan Blinken, yaptırımların gıda ve gübreyi kapsam dışında tuttuğuna vurgu yaptı ve Rusya’nın girişimden vazgeçtiği sırada daha önce hiç olmadığı kadar yüksek fiyatlarda ve miktarda tahıl ihraç ettiğini ileri sürdü. Rusya’nın bu eylemlerinin şubat depreminin ardından 12 milyon insanın yeterli yiyecek bulamadığı Suriye’ye yönelik sınır ötesi insani yardımın yeniden yetkilendirilmesini engelleme kararı ile paralellik arz ettiğine dikkat çeken Blinken, Rusya’nın aldığı kararların stratejik bir hedef doğrultusunda belirlendiğini savunuyor. “Türkiye ve diğer ülkelerin tahıl anlaşmasının yeniden yürürlüğe konması için gösterdikleri çabayı da takdirle karşılıyoruz” diyen Blinken, “bu konseyin her üyesi, Birleşmiş Milletler’in her üyesi Moskova’ya şunu söylemelidir: Yeter! Karadeniz’i şantaj olarak kullanmak yeter! dünyanın en savunmasız insanlarına koz olarak davranmak yeter; bu haksız, vicdansız savaş yeter!”
Rusya’nın BM Büyükelçi Yardımcısı Dmitry Polyanskiy ise Batılı ülkeleri fırsatçılıkla suçlayarak bu ülkelerin dünyadaki açlık tehdidinden son zamanlarda ve sadece ülkesini şeytanlaştırmak için endişe duyduklarını söyledi. ‘En akut gıda krizleri doğrudan ya da dolaylı olarak ABD’nin ya da müttefiklerinin eylemleriyle tetiklenmektedir’ diyen Rusya Temsilcisi Afganistan, Irak, Libya ve Suriye örneklerini verdi. Teknik olarak “dünyada akut bir gıda sıkıntısı olmadığını” savunan Polyanskiy, dünyada yeterince gıda üretildiğini ve “sorunun dağıtımdan kaynaklandığını” ileri sürdü. Polyanskiy Moskova’nın tarımsal ürün tedarik etme kabiliyetini etkileyen yapay olarak yaratılmış, gayrimeşru engeller ortadan kaldırılmadıkça, gıda tedarik zincirinin normal işleyişini yeniden tesis etmenin pek mümkün olmayacağını savundu.
Rusya, anlaşmaya dönmek için kendi tahıl ve gübre ihracatını geliştirme taleplerinin karşılanmasını şart koşuyor ve Batı’nın yaptırımları nedeniyle ödemeler, lojistik ve sigorta konularındaki kısıtlamaların tarımsal ihracatını engellediğini savunuyor. Tarım ürünleri konusunda Rusya’ya yönelik herhangi bir yaptırım olmasa da taşımacılık, bankacılık ve sigortacılık gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin yaptırımlara maruz kalmaktan çekinmesinden dolayı Rusya gübre ve tarım ürününü ihraç etme konusunda sıkıntı yaşıyordu. Daha önce de anlaşmadan çekilmiş ve kısa süre sonra geri dönmüş olan Rusya’nın rahatsız olduğu konularda çözüm bulunmasını ve kendilerine garanti verilmesini talep etmişti.