Kongre Milli Savunma Yetkilendirme Yasasını (NDAA) Onayladı
Geçtiğimiz hafta Senato ve Temsilciler Meclisi ABD ordusunun önceliklerini belirleyen kapsamlı bir yasa olan ve her yıl geçmesi gereken Milli Savunma Yetkilendirme Yasası’na (NDAA) onay verdi. Temsilciler Meclisi, geçen yılki 858 milyar dolarlık yetki tasarısına kıyasla ulusal güvenlik bütçesini yaklaşık %3 oranında artırarak 886 milyar dolara çıkaracak olan NDAA’yi 310’a karşı 118 oyla onayladı. Tarihsel olarak her iki partinin de geniş tabanlı desteğini alarak geçen NDAA, üçte iki barajını geçmeyi gerektiren ivedi prosedürle kabul edildi. Yasa tasarısı Temsilciler Meclisi’nden bir gün önce Senato’da da 87-13 oyla onaylanmıştı. Yasamanın iki kademesinden de geçen yasa tasarısı, Biden’ın onayına gidecek.
NDAA Kongre’nin önümüzdeki yılın savunma politikalarını belirlediği bir savunma bütçesi önceliklerini belirleme aracı olarak tanımlanabilir. ABD ordusu için asıl finansman ödenek tasarıları yoluyla tahsis edilirken, NDAA savunma önceliklerini belirleme, askeri birimlerde bazı değişiklikleri hızlandırma ve fonların tahsisi konusunda tavsiyelerde bulunma işlevini görüyor. Bu tasarı Savunma Bakanlığı’nın yanısıra Enerji Bakanlığı’nın nükleer silah girişimleri ve FBI’ın karşı istihbarat çalışmaları gibi diğer bakanlıkların savunmayla ilgili faaliyetlerini de kapsıyor.
ABD siyasetinde eşine az rastlanır şekilde NDAA’in iki partili yürütülmesi bir gelenek halini almış durumda. Bunun en iyi göstergesi NDAA’in 60 yıldır üst üste istikrarlı bir şekilde yasalaşabilmiş olması. Tabii bu durum, NDAA’in savunma merkezli vurgusunun dışında kalan, ilgisiz mevzuatın da halledilmesi için bir kanal olarak kullanılmasına yol açıyor. Bu sebepten NDAA oldukça çeşitli konuları ele alan bir yasa.
Bu yıl Kongre’den geçen yasa tasarısının öne çıkan maddeleri arasında askeri personelin maaşına %5’in üzerinde zam yapılması, Çin’le rekabette yeni tedbirler alınması ve Savunma Bakanlığı’na yapay zeka yatırımları için ek ödenekler sağlanması geliyor. NDAA, ilk olarak Çin’le mücadelede ABD ordusunun elini güçlendirmeyi, Pasifik bölgesindeki müttefiklerle ilişkileri yakın tutmaya yönelik girişimleri finanse etmeyi ve ABD’nin gücünün bir göstergesi olarak askeri tatbikatlar gerçekleştirmeyi amaçlayan çeşitli tedbirler içeriyor.
Bununla birlikte NDAA, ABD ordusundaki denizaltı açığına ve yerel gemi inşa endüstrisindeki kısıtlı kapasiteye rağmen, ABD’nin Avustralya’ya nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar satmasına da izin verecek. Bu yılın başlarında Biden tarafından açıklanan bu teknoloji transferi, ABD’li yetkililer arasında çok gizli nükleer denizaltı teknolojisini başka bir ülkeyle paylaşmaya yönelik nadir bir istekliliğe işaret ediyor. Temsilciler, Çin’den gelebilecek olası bir tehdide karşı ABD ordusunu daha iyi konumlandırmak için yüksek enerjili lazerler, mobil nükleer reaktörler ve gelişmiş radar da dahil olmak üzere yeni teknolojilere fon sağlamayı da yasa tasarısı kapsamına soktular.
Bazı temsilcilerin öfkesine yol açan bir hamleyle, NDAA’e 702. madde tabir edilen yasanın uzatılması maddesi de eklendi. 11 Eylül saldırılarından sonra oluşturulan Yabancı İstihbarat Gözetim Yasası’nın (FISA) 702. Bölümü, ulusal güvenlik ve mahremiyet konusunda süregelen tartışmaların odak noktası haline gelmişti. 702. madde, istihbarat kurumlarının ABD vatandaşı olmayan kişileri hedef alarak, arama izni olmaksızın yurt dışındaki şahıslar hakkında kapsamlı veri toplamasına olanak tanıyor. 702. madde ABD vatandaşlarının hedef alınmasına imkan vermiyor çünkü bu anayasanın dördüncü maddesinin ihlali anlamına geliyor.
Bununla birlikte, ABD vatandaşlarının yabancı hedeflerle etkileşime girmesi durumunda “tesadüfi” gözetim gerçekleşebiliyor. Bu da bazı temsilciler ve sivil hak ve özgürlük savunucuları nezdinde endişeye yol açıyor. NDAA’in 702. maddenin uzatılmasını içermesini istemeyenler, maddenin Amerikan vatandaşları hakkında bilgi toplamak için bir “arka kapı” olduğunu iddia ediyor. Örneğin Virginia’lı Temsilci Bob Good, 702. maddenin uzatılmasıyla ilgili olarak “ABD vatandaşlarının gözetlenmesi, bu ülkedeki en değerli anayasal özgürlüklerimizin hiçbir reform yapılmadan ayaklar altına alınmasıdır. NDAA kötü bir tasarı, FISA’nın eklenmesi ise onu çok daha kötü hale getiriyor. Her Cumhuriyetçi buna karşı oy kullanmalıdır” dedi.
NDAA birçok başka konuyu da ele alıyor. Bunlar arasında Kongre’de halihazırda tartışılmakta olan Ukrayna yardımından bağımsız olarak Ukrayna ordusunun güçlendirilmesine yardımcı olmak için 300 milyon dolar gönderilmesi de var. Kongre’nin bugüne kadar Ukrayna’ya gönderilmesini onayladığı 100 milyar dolardan fazla kaynağın nasıl harcandığını araştırmak üzere özel bir müfettiş görevlendirilmesi de Cumhuriyetçilerin bastırdığı ve yasa tasarısında yer alan bir hüküm.
Konuya dair Senato Dış İlişkiler Komitesi üyesi, Cumhuriyetçi Senatör Jim Risch, “Yardımlarımızın gitmesi gereken yere ulaştığından ve vergi mükelleflerinin paralarının boşa harcanmadığından emin olmak için denetimi arttırmalıyız” dedi. Yasa tasarısı ayrıca ABD’nin NATO’dan ayrılmasını zorlaştırarak Başkan’ın bunu yapmadan önce Kongre’den onay almasını zorunlu kılıyor. Bu hüküm, ABD’nin NATO’dan çıkması gerektiğini söyleyen Trump’ın 2024’te zafer kazanması halinde bu adımı atmasını zorlaştırıyor.
Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson NDAA’in geçişini destekleyen ve yasa tasarısıyla birlikte muhafazakarlarının önemli kazanımlar elde ettiğini söyleyen bir isim. Tasarıda muhafazakarların bastırmasıyla yer alan hususlar arasında ABD tarihini ırkçılık merceğinden değerlendiren ‘kritik ırk teorisi’nin askeri akademilerde öğretilmesinin kısıtlanması geliyor. Bununla birlikte askeri üslerde LGBT bayraklarının asılması da yasaklanıyor ve COVID-19 aşısı olmayı reddettiği için terhis edilen askerlerin görevlerine iade edilmesinin değerlendirmeye alınması sağlanıyor.
Ancak yine de NDAA daha muhafazakar isimler için yeterli olmadı. Temsilci Matt Gaetz tasarının Pentagon’daki solcu politikalar olarak adlandırdığı politikaları ele almak için “yetersiz” olduğunu söyledi. Temsilci Chip Roy da tasarının Cumhuriyetçi Parti’nin önceliklerini içermediği için eleştirilerde bulundu. Roy kürsüde yaptığı konuşmada “Ordumuzun yönünü sosyal mühendislikten uzaklaştırmayan bir tasarıyı desteklemenin hiçbir gerekçesi yoktur” dedi.
Neticede, 60 yıldır olduğu gibi bu yıl da NDAA iki partinin uzlaşısıyla hem Senato hem de Temsilciler Meclisi’nde onaylanarak Başkan Biden’a gönderildi. ABD siyasetinin ziyadesiyle kutuplaştığı ve yakın zamana kadar Temsilciler Meclisi başkanı dahi seçilemediği göz önünde bulundurulursa NDAA ABD siyasetinde hala bir istisna konumunda. Bu yılki NDAA Cumhuriyetçi partinin sağında bulunan isimleri tatmin etmemiş olsa da bir uzlaşı metni olma özelliğini koruyor denebilir. Ancak bu yılki tartışmalarda üstesinden gelinebilen kültürel ayrışmalar önümüzdeki senelerde aşılamayabilir.