Amerikalıların Tatil Harcamaları, Ekonomi Algıları ile Çelişiyor
Pandemi sonrasında baş gösteren ekonomik problemler, kamuoyunun en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Başkan Biden’ın ekonomi politikaları, kamuoyunda ciddi eleştirilere maruz kalmaya devam ediyor. Biden yönetimi, 2023’te ekonomik göstergelerde bazı iyileşmeler kaydetmiş olsa da, kamuoyu anketlerine göre seçmenlerin Biden’a olan güveni %35 seviyelerine düşmüş durumda. Biden yönetiminin pandemi sonrası ekonomik toparlanma çabaları, bazı kesimler tarafından yetersiz bulunuyor ve bu durum seçmenlerin ekonomi politikalarına olan güvenini etkiliyor. Bu ekonomik koşullar, 2024 seçimlerinde Demokrat Parti’nin başarı şansını önemli ölçüde etkileyebilir ve seçim kampanyalarının merkezinde ekonomik meselelerin daha fazla yer almasına neden olabilir.
ABD vatandaşlarının 2023 yılındaki tatil harcamaları, ekonomik göstergelerdeki olumlu gelişmelere rağmen seçmenlerin algısındaki farklılığı gözler önüne seriyor. Özellikle Cadılar Bayramı, Şükran Günü, Noel ve Yeni Yıl gibi önemli tatillerde yapılan harcamalar, ekonomik göstergelerle ilgili ilginç noktaları ortaya koyuyor. Araştırmalara göre, devam eden enflasyonun etkisine rağmen, Amerikalılar 2023 yılında önceki senelere oranla tatil sezonu harcamalarını artırmış durumda. Bu durum, ekonominin zayıflayacağı ve tüketici harcamalarının düşeceği endişesine sahip sektör çalışanları için bir rahatlama kaynağı oldu.
Mastercard SpendingPulse verilerine göre, ABD’deki perakende satışlar, geçtiğimiz yıla oranla %3,1 oranında artış gösterdi. Tatil harcamaları bağlamında değerlendirildiğinde Amerika Ulusal Perakende Federasyonu’nun verilerine göre, 2023 tatil sezonunda tatil harcamaları önceki yıla kıyasla %6,3 arttı. Federasyonun açıklamasına göre, Kasım ve Aralık aylarında toplam tatil harcamalarının 957 milyar dolar ile 966 milyar dolar arasında bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Bu artış, pandemi dönemindeki kısıtlamaların hafiflemesi ve tüketicilerin harcama isteklerinin artmasıyla da doğru orantılı şekilde değerlendirilebilir.
“CNBC All-America” tarafından yapılan bir ankete göre, 2023 yılında kişi başına düşen tatil sezonu harcamaları bir önceki yıla göre %31 artarak 1,300 dolara yükseldi. Kişi başına düşen harcamalarda büyük bir artış gözlemlense de ankete katılan Amerikalıların %66’sı ABD’nin mevcut ekonomik durumu ve Biden yönetiminin ekonomi politikaları konusunda olumsuz bir görüşe sahip. Ankete katılanların %37’si bu yıl daha az harcama yaptıklarını belirtirken, bunun ana sebebinin enflasyon olduğunu düşünüyor. 2022’de enflasyonun harcamaların önündeki engel olduğunu ifade edenlerin %15 seviyesinde olduğu göz önüne alındığında, bu yıl enflasyonun Amerikalılar nezdinde daha büyük bir etkisi olduğu söylenebilir. Gallup tarafından yapılan yıllık harcamaları karşılaştıran modellemeye göre de, tatil sezonu harcamalarının geçen yıla kıyasla %4 ile %6 arasında artması bekleniyor.
Hemen hemen tüm sektörlerde artış yaşanırken, en büyük artış %7,8 ile restoran ve gıda sektöründe yaşandı. Enflasyonun etkisiyle artan gıda fiyatlarına rağmen, tüketiciler harcamalarında kısıtlamaya gitmemiş görünüyor. Pandemi sonrası süreçte başlayan enflasyon artışları birçok noktada harcamaları düşürmüştü. Bu yıl içerisinde enflasyon yavaşlarken, birçok ürünün fiyatında gerileme olduğu verilere yansıyor. Geçtiğimiz kış aylarında fiyatları hızla artan ve ülkedeki enflasyon sorununun en önemli örneklerinden biri haline gelen yumurta fiyatları da geçtiğimiz yıla göre yüzde 22 oranında ucuzladı. Dolayısıyla enflasyondaki yavaşlama neticesinde düşen fiyatlar tüketicileri birçok alanda daha rahat harcama yapmaya teşvik etti.
Amerikan ekonomisiyle ilgili kamuoyu algısının olumsuz olmasına karşın, ekonomik veriler ve tüketici harcama trendleri bu algıya meydan okumaktadır. Son raporlar, ABD ekonomisinin üçüncü çeyrekte büyüme kaydettiğini, işsizlik oranlarının düşük kaldığını ve harcamaların arttığını gösteriyor. 2023 yılına girerken yapılan bazı ekonomik tahminlerin aksine, bu göstergeler ekonomik iyimserliği desteklemekte ve Biden yönetiminin ekonomik politikalarının etkilerini yansıtıyor. ABD iç siyasetinde yaşanan siyasi çekişmeler, Mart ayındaki bankacılık krizi ve Ukrayna’daki savaş gibi küresel ve yerel faktörlere rağmen, ekonominin olumlu seyri, sene başında yapılan birçok karamsar ekonomik tahmini boşa çıkardı. Bu durum, ekonomik tahminlerin ve kamuoyu algısının gerçek ekonomik durum ve tüketici davranışlarından ne kadar farklı olabileceğini gösteriyor.
2024 Başkanlık seçimleri yaklaşırken, ekonomik gelişme ve büyüme, seçim kampanyalarının ana odak noktalarından biri haline geliyor. Biden yönetimi, ekonomiye dair olumsuz algıyı değiştirmekte zorlanırken, Cumhuriyetçiler bu durumu eleştiri konusu yapmaya devam ediyor. Biden, ekonominin iyileşme yolunda olduğunu vurgulasa da, bu mesajların kamuoyunda yeterli karşılığı bulup bulamayacağı belirsiz. Nitekim, Başkan Biden bu hafta yaptığı bir açıklamada ekonominin olumlu bir yönde ilerlediğini ifade etti ve medyayı ekonomideki ilerleme ve toparlanmayı yeterince vurgulamamakla eleştirdi. Biden, ekonomik göstergelerdeki iyileşmeleri ve istihdam oranlarındaki artışı dile getirerek, yönetiminin ekonomi üzerindeki etkisini olumlu bir şekilde sunmaya çalışıyor. Biden’a sadık Demokratlar ise ekonomik düzelme ile birlikte Biden’ın oy oranının önümüzdeki süreçte yükseleceğine inanıyor.