Rusya’ya Navalny Yaptırımları
Biden yönetimi Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ikinci yıldönümünde muhalif lider Aleksei Navalny’nin hapiste ölmesi üzerine Rusya’ya büyük bir yaptırım paketi açıklayacaklarını duyurdu. 500’den fazla hedefe uygulanması planlanan yaptırımlar, Navalny’nin ölümüne yanıt niteliği taşıyor. Uygulanacak yaptırımların tek seferde açıklanan en büyük paket olduğu belirtiliyor. Biden yönetiminin hangi sektörleri ya da kişileri hedef almayı planladığı henüz netlik kazanmış değil. Yeni yaptırımlar, ABD Kongresi’nin Kiev için ek güvenlik yardımını onaylayıp onaylamayacağına dair şüphelere rağmen, ABD ve müttefiklerinin Rusya üzerindeki baskıyı sürdürmeye çalıştığı bir dönemde uygulamaya konuluyor.
Biden yönetimi Ukrayna’daki savaş üçüncü yılına yaklaşırken Rusya’nın ekonomisine zarar vermek ve izole etmek için yaptırım ve kısıtlamalara daha fazla ağırlık vermeye başladı. Rus petrolünün küresel piyasalarda satılabileceği fiyatı sınırlandırmak için G7’deki müttefikleriyle birlikte çalışan Washington, yüz milyarlarca dolarlık Rus Merkez Bankası varlığını dondurmuş ve Rusya’nın ordusuna tedarik etmek için kullandığı teknoloji ve ekipman akışını engellemeye çalışmak için ticaret kısıtlamalarını yürürlüğe koymuş durumda.
Maliye Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo yaptırımlarla ilgili yaptığı açıklamada, diğer ülkelerle birlikte atılan adımın Rusya’nın askeri sanayi kompleksini ve istediği mallara erişimini kolaylaştıran üçüncü ülkelerdeki şirketleri hedef alacağını belirtti. Adeyemo, “Yaptırımlar ve ihracat kontrolleri Rusya’yı yavaşlatmaya ve Ukrayna’da istedikleri gibi savaşmasını zorlaştırmaya yönelik. Ama nihayetinde Ukrayna’ya hız kazandırmak ve kendisini savunmasını sağlamak için Kongre’nin Ukrayna’ya ihtiyaç duyduğu kaynakları ve silahları sağlamak üzere harekete geçmesi de gerekiyor” şeklinde konuştu.
ABD ve diğer Batılı devletler, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgalinden bu yana Moskova’yı hedef alan birçok yaptırım açıklamış durumda ancak yaptırımların ne kadar etkili olduğu tartışmalı. Uzmanlar, yaptırımların Moskova’nın saldırılarını durdurmaya yetmeyeceği uyarısında bulunuyor. Yaptırımlara rağmen Rus ekonomisi beklentilerin üzerinde bir performans göstermiş durumda. Uluslararası Para Fonu (IMF) ocak ayında, 2023’teki yüzde 3’lük güçlü büyümenin ardından 2024 için yüzde 2,6’lık büyüme tahmininde bulundu. IMF askeri harcamaların yükselmesi ve silah üretiminin artması gibi nedenlerle Rusya’nın artık bir savaş ekonomisi içinde olduğunu kaydediyor.
Yaptırımların etkisini tartışmaya açan ABD medyası, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, Batı yaptırımlarının en önemli amacı olan Kremlin’in savaş makinesini durdurmada başarısız olduğunu ileri sürüyor. Batılı yetkililer ve uzmanlar Şubat 2022’den bu yana Rusya’ya uygulanan mali, ekonomik, askeri ve enerji yaptırımlarının Rusya’nın ekonomisine ve silah üretim kapasitesine zarar verdiğini ve önümüzdeki yıllarda Kremlin için ciddi sorunlar yaratacağını söylüyor. Ancak kısıtlamaların umduklarından daha yavaş etkisini gösterdiğini de kabul ediyorlar.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Başkan Biden, Rusya’nın silah endüstrisini, teknoloji ihracatını, yabancı varlıklarını, bankalarını, enerji şirketlerini ve zengin iş adamlarını hedef alan ve müttefikler tarafından koordine edilen yaptırımları uygulamaya koymuştu. ABD ve diğer Batılı devletler daha sonra Rusya’yı küresel finans piyasasından tamamen izole etme yoluna gitti. Bu yaptırım rejiminin Rusya’nın savaşma kabiliyetini engellemekle kalmayıp, Putin’e verilen desteği büyük ölçüde azaltması bekleniyordu. Savaşın üzerinden neredeyse iki yıl geçmesine rağmen, yaptırımlar beklenen etkiyi sağlamış değil.
ABD Maliye Bakanlığı aralık ayında Rus ekonomisinin yaptırımlardan etkilendiğini ve 2022’de yüzde 2,1 küçüldüğünü açıkladı. Bakanlık Yaptırımlar Baş Ekonomisti Rachel Lyngaas, Rusya ekonomisinin tahmin edilenden yüzde 5 daha küçük olduğunu söyledi. Lyngaas’in yayınladığı değerlendirme yazısında, yaptırımlar ve ihracat kontrollerinin Rusya’nın ekonomisine zarar verdiği ve savaşı sürdürmek için ihtiyaç duyduğu finansman ve maddi mallara erişimini kısıtladığı belirtiliyor. ABD ve diğer müttefik ülkelerin Rusya’nın başlıca gelir kaynaklarını ve savunma malzemelerine erişimini hedef alarak asimetrik bir şekilde zarar verdiği kaydediliyor.
Rusya kısa vadede savaşını sürdürecek kaynaklara sahip olsa da, uzun vadeli beklentileri karşılayamayacağı ve yetersiz yatırım, yavaş verimlilik artışı ve işgücü kıtlığının daha da derinleşmesiyle yaptırımların etkisinin giderek daha fazla hissedileceği öngörülüyor. Özel tüketimden ödün vererek savunma harcamalarına odaklanan Rus ekonomisinin vatandaşlarının yaşam standartlarında uzun vadeli bir düşüşle karşılaşacağı tahmin ediliyor. Rusya’nın makroekonomik performansı, savaş, yaptırım ve ekonomik tedbirlerin etkisi nedeniyle zarar görüyor. Rusya, artan harcamalar ve yaptırımların gelirler üzerindeki etkisi nedeniyle artan bir mali baskı hissediyor ve çok sayıda Rus vatandaşı ülkeyi terk ediyor.
Her ne kadar yaptırımlar beklenen etkiyi tam olarak göstermemiş olsa da, Rusya gibi geniş imkanlara sahip bir ülkenin iki yıl gibi kısa bir sürede ekonomik kısıtlamalar nedeniyle geri adım atmasını beklemek pek gerçekçi durmuyor. Rus ekonomisi, yaptırımların etkisiyle belirli sektörlerde daralmalar ve uluslararası yalnızlıkla mücadele ediyor. Rusya yaptırımların etkisini ciddi biçimde hissediyor, özellikle havacılık ve otomobil imalat sektörleri, erişilemeyen bileşenler nedeniyle yüzde 80’lik bir düşüş yaşamış durumda. Batılı doğrudan yatırımların son bulması, sermaye kaçışı ve ciddi beyin göçü ile birleştiğinde, Rus ekonomisinin ciddi bir sıkıntıya gireceğine kesin gözüyle bakılıyor. Batı’nın Rusya’ya yönelik kapsamlı yaptırım paketleri Kremlin’in savaş makinesini hedef alsa da, kompleks global tedarik zincirleri ve bazı devletlerin yaptırımları dolaylı yollarla aşma gayretleri yaptırımların etkisini hafifletiyor.