Enflasyonla Mücadelede Kötü Haber
Başkan Biden, yeniden seçilmek için gireceği başkanlık seçimlerine yüksek enflasyon gibi olumsuza dönen ekonomik göstergelerin gölgesinde hazırlanıyor. Son aylarda enflasyonda yaşanan duraklama ve istihdam artışı gibi olumlu göstergeler olmasına rağmen, Biden yönetiminin ekonomi politikaları sürekli eleştirilere maruz kalıyor. Çarşamba günü Çalışma Bakanlığı, Mart ayı tüketici enflasyonunun beklentileri aşarak aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 3,5’e yükseldiğini duyurdu. Mart ayındaki enflasyon artışının arka planında, enerji fiyatlarındaki yüzde 1,1, barınma maliyetlerindeki yüzde 0,4 ve benzin fiyatlarındaki yüzde 1,7’lik artışlar önemli etkenler olarak öne çıktı. Enflasyonda yaşanan artış nedeniyle Haziran ayında beklenen Fed’in faiz indirimi kararının bir süre daha ertelenmesi sözkonusu olabilir. Eleştirilerin odağında bulunan Biden yönetimi için bu ekonomik gelişmeler başkanlık yarışını daha da zorlu bir hale getirdi.
Çalışma Bakanlığı verilerine göre enflasyon Ocak ayında yıllık yüzde 3,1 ve Şubat ayında yüzde 3,2 olarak tahminlerden daha yüksek bir artış gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl sonuna doğru iyileşen ekonomik göstergelerden sonra Fed’in faiz indirimine gidebileceğine yönelik ciddi bir beklenti oluşmuştu. Ancak yılın ilk iki ayındaki enflasyon artışı faiz indirimi beklentilerinin ertelenmesine neden oldu. Mart ayına ait enflasyon verileri de, Fed’in faiz kararlarını bir süre daha gözden geçirmesi gerektiğini gösterdi.
Fed, Mart ayı toplantısının ardından, politika faizini son 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutma kararı aldı. Toplantı tutanaklarında, yetkililerin genel olarak yüksek enflasyonun kalıcılığı konusundaki belirsizliklere işaret ettikleri ve son verilerin enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye indiğine dair güveni artırmadığı belirtildi. Ekonomistler, Fed’in Haziran ayında faiz indirimine başlamasını beklerken, Fed Başkanı Jerome Powell, politika faizlerini düşürmeye başlamak için acele edilmeyeceğini ifade etti. Powell, Mart ayı başında Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmada, faiz indirimine gitmeden önce enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde düşüş göstermesi gerektiğini vurguladı ve faiz indirimi için bekledikleri seviyeden uzak olmadıklarını söyledi. Öte yandan, eski Başkan Trump, Fed Başkanı Powell’ı seçimlerde Biden’a yardımcı olmak için faiz oranlarını düşürmeye çalışmak için aceleci davranmakla suçladı.
Enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından Biden, yazılı bir açıklama yaparak ekonomik önlemlere ilişkin planlarını detaylandırdı. “Maaliyetleri düşürmek için gerekenleri biliyoruz,” diyen Biden, Fed’in yıl sonuna kadar faiz indirimine başlayacağına olan inancını belirtti. Biden Cumhuriyetçilere yönelik eleştirilerde bulunarak, “Bizim sürdürülebilir bir planımız var, onların ise hiçbir planı yok” ifadelerini kullandı.
Biden, enflasyonla mücadelenin kendisi için en önemli ekonomik öncelik olmaya devam ettiğini vurgulayarak, “Maaşlar fiyatlardan daha hızlı artıyor, gelirler pandemi öncesine göre daha yüksek ve işsizlik oranı uzun süredir %4’ün altında” dedi. Ayrıca, sağlık hizmetleri, reçeteli ilaçlar, öğrenci borçları ve gizli ücretlerin maliyetlerini düşürmeyi hedeflediğini belirtti. Kongre’deki Cumhuriyetçileri eleştiren Biden, onların çalışan aileler için değil, milyarderler, büyük şirketler ve özel çıkar grupları için vergi indirimleri sağlamaya çalıştığını vurguladı. Biden konut ve ilaç maliyetlerini düşürmek ve öğrenci kredi borçlarını azaltmak gibi önlemlerle ekonomik rahatsızlıkları hafifletmeye ve seçmenlerin güvenini kazanmaya çalışıyor.
Enflasyon oranları yaklaşan başkanlık seçimlerinin kaderini de belirleyebilir. Gallup’un Mart ayı sonunda gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasına göre, enflasyon suç, şiddet, yasadışı göç ve evsizlik gibi diğer sorunları geride bırakarak Amerikalıların en büyük endişesi olmaya devam ediyor. Wall Street Journal‘ın yaptığı bir başka araştırmaya göre ise, enflasyonun düşüşe geçmiş olmasına rağmen Amerikalıların %74’ü enflasyonun geçtiğimiz yıl yanlış yönde ilerlediğine inanıyor. Cumhuriyetçi rakibi Trump tarafından ekonomi politikaları nedeniyle sıkça eleştirilen Başkan Biden, COVID-19 pandemisinin ardından ekonomik göstergelerde kademeli bir iyileşme sağladı. Ancak bu iyileşme, seçmenlerin algısını değiştirmeye yetmedi. Mart ayında yapılan başka bir araştırmaya göre, Biden yönetiminin ekonomi politikaları Amerikalıların yalnızca %37’si tarafından onaylanıyor.
Son veriler ışığında Fed’in karşısında iki olası senaryo bulunuyor. İlk senaryoda, Fed, enflasyonun düşeceğini ancak inişli çıkışlı bir grafik izleyeceğini öngörerek, kademeli ve yavaş bir tempo ile faiz indirimine başlayabilir. İkinci senaryo ise, Fed’in enflasyonun yüzde 2 seviyesine düşmeyeceği ve yüzde 3 civarında stabil kalacağı tahminine dayanarak, faiz indirimlerini uzun bir süreliğine rafa kaldırmasını içeriyor. Eğer enflasyon beklentiler ölçeğinde sabitlenmez ve Fed’in yaz aylarında planladığı faiz indirimi ileri bir tarihe ertelenirse, Biden’ın seçim yarışının son düzlüğünde rakibi karşısında kazanma şansı azalabilir. Trump döneminin seçmenler tarafından istikrarlı fiyatlar dönemi olarak hatırlanması, Biden’ın ekonomi politikaları hakkında oluşan olumsuz algıyı pekiştiriyor. Biden kampanyası, seçim stratejisini Trump karşıtlığı üzerine kurmaya devam ederken, Trump’ın ekibi de Biden’ın ekonomi ve sınır güvenliği politikalarını eleştirmeye devam ediyor.