Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95 Milyar Dolar
Başkan Biden uzun süredir devam eden müzakereler ve tartışmaların ardından Kongre’den geçen 95 milyar dolarlık dış yardım paketini imzaladı. Paket Ukrayna’ya 61 milyar, İsrail’e 26 milyar ve Tayvan için 8 milyar dolarlık yardımlarla birlikte Gazze için de 1 milyar dolarlık insani yardım sağlıyor. Paketin Kongre’ye takılması en çok Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna’yı etkiliyordu. Kongre en son 2022 yılında, Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi’nin kontrolünü ele geçirmeden önce Ukrayna’ya büyük bir yardım fonu onaylamıştı. Geçen yıl sonunda Senato’daki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında sınır güvenliği politikası konusunda yaşanan çatışma, Biden yönetiminin Ukrayna’ya yardım gönderme çabalarını sekteye uğratmıştı.
Ek yardım, Cumhuriyetçiler’in Meksika sınırındaki göçmen sorununu öncelemesi nedeniyle aylardır erteleniyordu. Cumhuriyetçiler, oyları karşılığında pakete bir sınır güvenliği maddesi eklenmesini talep etmişlerdi. Ancak Cumhuriyetçi Parti başkan adayı eski Başkan Donald Trump’ın sınır krizini ana kampanya konularından biri haline getirmesi ve problemin çözülmesinin Biden ve Demokratlara yardımcı olacağı endişesiyle karşı çıkmasından dolayı tekliften vazgeçmişlerdi.
Tasarıyı imzaladıktan sonra Beyaz Saray’da bir konuşma yapan Biden, yardımın ABD’nin ortaklarına “egemenliklerine yönelik tehditlere karşı hayati destek sağladığını” belirterek “Bugün dünya barışı için harika bir gün. Tasarı ABD ve dünyayı daha güvenli bir yer haline getirecek” ifadelerini kullandı. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’a yasa tasarısına ilişkin tıkanıklığın aşılması sebebiyle teşekkür eden Biden, Cumhuriyetçilerin öncelikli konularından biri olan sınır güvenliği konusuna çözüme ilişkin görüşme sinyali verdi. Yasanın ABD’nin ulusal güvenliği açısından önemli olduğunu vurgulayan Biden, Rusya işgali altındaki Ukrayna’ya askeri malzeme sevkiyatına kısa süre içinde içinde başlayacağını duyurdu.
Pentagon da Biden’ın tasarıyı imzalamasından kısa süre sonra Ukrayna’ya 1 milyar dolarlık bir yardım paketi gönderileceğini açıkladı. İlk aşamada gerçekleştirilecek sevkiyat kapsamında hava savunma teçhizatı, topçu ve roket sistemleri için mühimmat ve zırhlı araçlar bulunduğu kaydedildi. Yetkililer bazı silahların cepheye birkaç gün içinde ulaştırılacağını, ancak diğer malzemelerin ulaşmasının daha uzun sürebileceğini söyledi. ABD’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatı konusunda son iki yılda oluşturduğu sağlam bir lojistik sistemi olduğunu belirten yetkililer, Avrupa’da askeri teçhizat depoları olduğunu ve geçmişte olduğu gibi birkaç günde Ukrayna’ya yardım ulaştırmak için bu depoları kullanabileceklerini kaydetti.
Kongre’nin üst kanadı Senato Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a destek için Biden’ın talep ettiği 95 milyar dolarlık yardım paketini geçen şubat ayında onaylamıştı. Paketin Biden tarafından imzalanarak yasalaştırılabilmesi için Temsilciler Meclisi’nde de onaylanması gerekiyordu ancak Meclis Başkanı Mike Johnson tasarıyı yaklaşık iki ay gündeme getirmeyerek süreci geciktirdi. Yardım paketine sıcak bakmayan Johnson, dış yardım paketinin sınır güvenliği hükümleri içermemesi nedeniyle yasayı onaylamalarının “haftalar ya da aylar alabileceğini” söylemişti.
Tasarı sürüncemede kaldıkça Johnson’a yönelik baskılar da arttı. Temsilciler Meclisi ve Senato’daki Demokratlar, Ukrayna’nın mühimmat ve silah eksikliğinden dolayı Rusya’nın cephede üstünlük kurmaya başlaması nedeniyle Johnson’ı eleştirmiş ve beklettiği finansman paketini gündeme getirmesi çağrısında bulunmuştu. Durdurulmadığı takdirde Putin’in Ukrayna’yla yetinmeyeceğini ileri süren milletvekilleri Ukrayna’nın başarısız olması durumunun Amerikan askerlerinin savaşa katılmasına yol açabileceğini savunarak taleplerini haklı bir zemine oturtmaya ve yapılan yardımların Amerikan halkı için de faydalı olduğuna ikna etmeye çalışıyordu.
Biden yönetimi ve NATO müttefiklerinin baskılarına daha fazla dayanamayan Cumhuriyetçi Meclis Başkanı kendi saflarındaki siyasi tepkileri en aza indirecek yeni bir plan hazırlayarak Meclise sundu. Demokratlarla hareket eden Johnson, kendi partisindeki itiraz oylarını bastırırken, yasa tasarısı iki partinin desteğiyle 122 ret oyuna karşın 311 evet oyuyla kabul edildi. Amerikan basınına göre Johnson’un istihbarat yetkilileri ile yaptığı görüşmeler ve siyasi ve kişisel kaygılar nedeniyle Ukrayna’ya yardım konusunda fikri değişti. Biden’ın Johnson’ı ikna etmek için aylarca lobi yaptığı, üst düzey yönetim yetkilileri ve CIA Direktörü Bill Burns’ü devreye soktuğu belirtiliyor.
Temsilciler Meclisi’nin ayrı ayrı oyladığı dört tasarıyı bir araya getiren paket, Ukrayna için yaklaşık 61 milyar dolar, İsrail için 26 milyar dolar ve Hint-Pasifik bölgesi için 8 milyar dolardan fazla yardım sağlıyor. İlk üç tasarı, Senato’nun bu yılın başlarında kabul ettiği ve Johnson’ın başlangıçta Temsilciler Meclisi’ne getirmeyi reddettiği pakete çok benziyor. Dördüncü tasarı ise Rus varlıklarına yönelik yaptırımları artırıyor ve TikTok’un ABD’de yasaklanmasına yol açabilecek bir dil içeriyor. Çinli ana şirket ByteDance’a TikTok’u satması için yaklaşık dokuz ay süre veriyor, aksi takdirde uygulamanın Amerikan uygulama mağazalarından yasaklanması öngörülüyor.
Senato’da yapılan nihai oylama da 79-18 olarak gerçekleşti. On beş Cumhuriyetçi, iki Demokrat ve bir bağımsız senatör tasarıya karşı oy kullandı. Tasarıya karşı oy kullanan Demokratlardan bazıları bunun nedeni olarak İsrail’e yapılan yardımı gösterdi. Bu senatörler arasında, İsrail’in Gazze’deki savaşının ABD tarafından daha fazla finanse edilmesine karşı olduğunu söyleyen Senatör Bernie Sanders de bulunuyor. Sanders, tasarının kabul edilmesinden kısa bir süre sonra X’te yaptığı paylaşımda “Yeter artık! Netanyahu’nun savaş makinesi için daha fazla para yok” ifadelerini kullanmıştı.
Tasarıda, Ukrayna’ya sağlanacak yardımın bir kısmını dondurulmuş Rus devlet varlıklarına el konulmasını öngören REPO Yasası da devreye sokuldu. Amerikalı yetkililer daha önce bu fikre şüpheyle yaklaşmış, başka bir egemen ülkenin büyük miktarlardaki parasına el koymanın emsali olmadığı ve bu hamlenin öngörülemeyen yasal ve ekonomik sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunmuşlardı. Rus varlıklarının sadece 5 milyar dolar kadarı ABD kurumlarının elindeyken 300 milyar dolardan fazla Rus merkez bankası varlığı ise Batı ülkelerinde saklanıyor.
Yardım paketinin onaylaması, bölgesel istikrar ve ABD’nin küresel stratejik çıkarlarını destekleme konusundaki kararlılığını göstermesi açısından önemli görülüyor. Tasarının kabulü, ABD’nin küresel liderlik iddiasını ve dış ilişkilerde daha güçlü bir rol üstlenmesini savunanların Kongre’deki izolasyonistlere karşı aldığı bir zafer olarak sunuluyor. Kongre’deki görüş ayrılıkları ağırlıklı olarak Cumhuriyetçi çoğunluk içindeki çatışmadan kaynaklanıyor. Bir grup ABD’nin müttefiklerine destek vermeye hevesliyken, partinin giderek artan izolasyonist fraksiyonu Trump’ın NATO gibi uluslararası ortaklıklardan ve anlaşmalardan uzaklaşmayı ve ABD sınırına odaklanmayı gerektiren “Önce Amerika” ideolojisini öne çıkarıyor. Dış yardım paketi yalnızca Amerikan müttefiklerin askeri ve savunma kapasitelerini güçlendirmesine değil aynı zamanda ABD’nin küresel çapta stratejik hedeflerine ulaşmasına da hizmet edeceği savunuluyor.