Blinken’den Hamas’a Ateşkesi Kabul Çağrısı
Dışişleri Bakanı Antony Blinken İsrail-Hamas savaşının başladığı 7 Ekim’den bu yana yedinci kez Ortadoğu turuna çıktı. 29 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail’i ziyaret eden Blinken, bölge liderleriyle Gazze’deki insani kriz, yardımların artırılması ve ateşkes görüşmelerini ele aldı. Bölgede gerilimin daha fazla tırmanmasını engellemeyi amaçlayan ziyaret aynı zamanda Washington ile başta Riyad olmak üzere bölgesel müttefikler arasındaki ikili işbirliğine de odaklanıyor.
Blinken’in ziyaretteki ana hedeflerinden biri İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak acil bir ateşkes sağlamaktı. Yedinci ayı geride bırakan savaşta, Mısır, Katar ve ABD’nin arabuluculuğunda devam eden müzakerelerde yeni bir ateşkes ve karşılıklı esir takası anlaşması teklifinin 26 Nisan günü Hamas’a sunulduğu, Hamas’ın da ateşkes karşılığında İsrailli rehinelerin serbest kalması teklifine “iyimser” yaklaştığını kaydediliyor. Yeni teklifte İsrail’in bazı tavizler vermesi gerekeceğinin altı çizilirken anlaşmayı “olağanüstü cömert” olarak nitelendiren Blinken, Hamas’a anlaşmayı kabul etme çağrısında bulundu.
Ateşkes görüşmelerinin sonucu nihayetinde çatışmaya dahil olan iki tarafın hesaplarına bağlı. Müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması halinde İsrail’in Refah’a askeri operasyon düzenlemesi yüksek bir olasılık olarak görülüyor. Teklifi incelediklerini ve hedeflerine hizmet edecek şekilde yanıt vereceklerini ifade eden Hamas yetkilileri ise İsrail’in Refah saldırısı tehdidi ile herkese “şantaj yapmaya çalıştığını” ileri sürerek Refah’a yönelik bir operasyonun başlaması halinde İsrail ile ateşkes görüşmelerinin sona ereceğini kaydetti.
Gazze’de ateşkes için çalışmalar sürerken İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Refah’a askeri operasyon planlarından geri adım atmaya yanaşmıyor. Gazze’nin en güneyindeki Refah kentine kara harekâtı başlatmaya kararlı olan Netanyahu, İsrail askerleri için düzenlenen bir anma töreninde yaptığı konuşmada, “anlaşma olsun ya da olmasın” İsrail Savunma Kuvvetleri’nin, Hamas’ı yok etme hedefine ulaşmak için şehre gireceğini söyledi. İsrail’in planı, kentte barınan bir milyondan fazla Filistinli sivile zarar verme potansiyelinin nedeniyle endişeleri artırıyor.
İsrail’in Refah’a kara operasyonu planı son dönemde Washington ve Tel-Aviv arasındaki en önemli anlaşmazlık konusu olarak öne çıkmış durumda. Washington Refah’a sığınan sivillerin güvenliğini hesaba katmayan herhangi bir operasyon görmek istemediğini defalarca belirtmesine rağmen geri adım atmayan İsrail, sivillerin Refah’tan güvenli bir şekilde tahliyesini sağlamak için çalışacağını ileri sürüyor. ABD’nin insani plan olmadan Refah’a bir kara operasyonunu destekleyemeyeceğini vurgulayan Blinken, Washington’a böyle bir plan sunulmadığını belirterek, Tel Aviv’e, Refah’a kara saldırısından kaçınmak için başka çözümler önerdiğini söyledi. Ancak öneriyle ilgili detay vermekten kaçındı.
Biden’ın Gazze savaşını ele alış biçimi ABD iç siyasetinde de etkili olmaya devam ediyor. Ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerde Filistin yanlısı protestolar sürerken, Biden Kasım ayındaki başkanlık yarışını etkileyebilecek derin bir iç krizle karşı karşıya kaldı. Verilen koşulsuz desteğe rağmen seçim yılına giren Biden yönetiminin hassasiyetlerine aldırış etmeyen Netanyahu, Demokratları içinden çıkılmaz bir duruma sokmuş durumda. Biden’ın İsrail’e desteği özellikle genç Demokratlar arasında önemli bir siyasi sorun olarak görülüyor. Demokrat Parti ön seçimlerinde Biden’a “bağlılık göstermeyenlerin” protesto oylarını körükleyen İsrail desteği, üniversitelerde Filistin yanlısı protesto dalgasının giderek büyümesine yol açıyor. Bu durum, Biden’ın Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump’a karşı sıkı bir seçim mücadelesine girdiği seçim yılında Demokratların endişelerini arttırıyor.
Gelişmelerden rahatsızlık duyan Temsilciler Meclisi’ndeki 212 Demokrat üyeden 57’si, Biden yönetimine mektup yazarak, Netanyahu hükümetini Refah’a saldırıdan vazgeçirmek için mümkün olan her türlü tedbiri alma çağrısında bulundu. Mektupta, “Refah’a yönelik topyekün bir saldırıyı engellemek amacıyla, halihazırda imzalanmış olan yasalardan kaynaklanan yardımlar dahil, İsrail hükümetine yönelik bazı saldırı amaçlı askeri yardımları derhal durdurmak için mevcut yasa ve politikaları uygulamaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Biden yönetimi İsrail’in Refah’a askeri operasyon düzenlemesine tamamen karşı çıkmamakla birlikte operasyonun yaşanan insani krizi derinleştirmesinden endişe duyuyor. Netanyahu hükümetinin uzlaşmaz tutumu nedeniyle siyaseten zarar gören Washington İsrail’i çekincelerini giderecek bir plan sunmaya çağırıyor. Tüm baskılara rağmen İsrail’e destek vermekten geri durmayan Biden yönetiminin İsrail’in koordineli olmayan eylemleri nedeniyle silah satışlarında kısıtlamalar da dahil olmak üzere bir takım karşı önlemler alabileceği ileri sürülüyor. İsrail askeri olarak harekete geçerse, ABD’nin operasyonun gidişatını etkilemeye ve muhtemelen eylemlerini engellemeye çalışacağı tahmin ediliyor.
Tüm olumsuzluklara ve artan farklılıklara rağmen İsrail hala ABD’nin en önemli müttefiklerinden biri olarak görülüyor. Biden yönetimi Ortadoğu’da istikrarı sağlamaya yönelik olarak İsrail’in entegrasyonunu derinleştirmek ve Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirmek için çaba sarf ediyor. ABD ayrıca İsrail’in geleceği açısından büyük önem taşıdığı belirtilen iki devletli çözümün ve İsrail-Suudi normalleşmesinin ilerletilmesi için yollar arıyor. Uzmanlar ise Netanyahu’nun savaş sonrası hedeflerinin ABD’nin şekillendirmeye çalıştığı bölgesel gelecekle çeliştiğine dikkat çekiyor. Bu durum son zamanlarda ABD’li üst düzey yetkililerin, İsraillilerin çoğunluğu tarafından arzu edildiği üzere İsrail’de erken seçim çağrısı yapmasına yol açmış durumda.