İsrail’e 1 Milyar Dolarlık Silah Sevkiyatı
ABD Temsilciler Meclisi, Başkan Biden’ın İsrail’e bazı silahların sevkiyatını durdurma kararını tersine çevirecek bir tasarıyı onaylayarak, yönetimin Gazze’deki savaşa yaklaşımına karşı resmi bir uyarıda bulunmuş oldu. Tasarının kabulü geçen hafta Biden’ın Refah’a kara harekâtı yapılması durumunda İsrail’e silah göndermeyeceğini duyurmasının ardından geldi. 224’e karşı 187 oyla onaylanan İsrail Güvenlik Yardım Destek Yasası’na 16 Demokrat evet oyu verirken, üç Cumhuriyetçi de yasaya karşı çıktı. Yasanın kanunlaşması beklenmezken tasarının kabul edilmesi ABD’nin İsrail politikası konusundaki bölünmüşlüğünü göstermesi açısından önem arz ediyor.
Tasarının Demokratların kontrolündeki Senato’da kabul edilmemesi bekleniyor. Yine de tasarı, hükümetin finansmanı ve Ukrayna’ya yardım gibi diğer konularda sert şekilde bölünmüş olan Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerini birleştirirken, 16 demokratın “evet” yönünde oy kullanması Demokrat Parti’deki birlik görüntüsüne zarar vermiş oldu.
Başkan Biden geçen hafta Refah’a askeri operasyon konusundaki uyarılarını dikkate almayan Netanyahu hükümetine cephane göndermeme gibi kısıtlamalar getirmeye başlamış ve silah sevkiyatını durdurma uyarısında bulunmuştu. Açıklama savaşın başından bu yana İsrail’e verilen desteğin “şarta bağlandığı” şeklinde yorumlanmıştı. Biden’ın bu kararı, ABD’nin müttefiki İsrail’in ihtiyaç duyduğu bir zamanda ona sırtını dönmekle suçlayan Cumhuriyetçilerin sert eleştirilerine yol açmıştı.
Eleştirilere yanıt veren Biden, İsrail’in güvenliğini sağlama taahhütlerine halen bağlı olduklarının altını çizmiş ve ABD’nin İsrail’e Demir Kubbe hava savunma sistemi de dahil olmak üzere savunma silahları sağlamaya devam edeceğini kaydetmişti. Nitekim ABD basınına yansıyan haberlerde Biden yönetiminin İsrail için 1 milyar dolarlık yeni silah anlaşması için harekete geçtiği belirtiliyor. Yetkililer, son silah paketinin 700 milyon dolarlık tank mühimmatı, 500 milyon dolarlık taktik araç ve 60 milyon dolarlık havan topu mermisi transferini içerdiğini kaydederken silahların onaylanması ve teslim edilmesinden önce bazı prosedürlerin tamamlanması gerektiğine dikkat çekiyor.
Beyaz Saray’ın İsrail’e bomba sevkiyatını durdurmasından bir hafta sonra büyük bir silah sevkiyatı hazırlığına girmesi tutarsızlık olarak değerlendiriliyor. ABD’li yetkililer, İsrail’in Hamas’tan gelen tehdidi sona erdirmeden Gazze’deki insani krizi derinleştirebileceğini ve sivil kayıplara yol açabileceğini söyleyerek, İsrail’in şehre geniş çaplı bir saldırı düzenlemesine karşı olduklarını sık sık vurgulamaya başlamıştı. Bu uyarıları dikkate almadığı anlaşılan İsrail yönetiminin Refah sınır kapısını ele geçirerek şehre girmesine rağmen, Biden yönetiminin İsrail’e tank mermileri de dahil olmak üzere 1 milyar dolarlık silah transferi hazırlığında olduğu kaydediliyor. Söylemlerinin tersine hareket eden Biden yönetimi şimdiye kadar sadece 900 kiloluk bombalardan oluşan bir sevkiyatı durdurmaktan başka ciddi bir adım atmış değil.
Washington-Tel-Aviv ilişkileri bir süredir oldukça gergin seyrediyor. Verilen tüm desteğe rağmen Netanyahu hükümeti bildiğini okumaya devam ederken İsrail’e verilen koşulsuz destek nedeniyle yoğun baskı altında olan Biden, seçim yılında siyaseten de büyük zarar görüyor. Ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerde Filistin yanlısı protestolar sürerken, kendisine “Soykırımcı Joe” lakabı yakıştırılan Biden, Kasım ayındaki başkanlık yarışını etkileyebilecek derin bir iç krizle karşı karşıya.
Soykırımı desteklemekle suçlanan Başkan Biden’ın İsrail’e silah sevkiyatını askıya alması ve verilen desteği şarta bağlaması aynı zamanda Amerikan bombalarının Gazze’de sivilleri öldürmek için kullanıldığının kabul edilmesi ve ABD’nin savaştaki rolünün açık bir şekilde tanınması şeklinde yorumlanmıştı.
Bu konuda açıklama yapma ihtiyacı duyan Beyaz Saray, “Biden yönetiminin İsrail’in Hamas ile savaşında Gazze’deki Filistinlileri öldürmesini bir soykırım olarak görmediğini” duyurdu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan “Gazze’de yaşananların bir soykırım olduğuna inanmıyoruz. Bu iddiayı kesin bir dille reddediyoruz” diyerek ABD’nin bu değerlendirmeye varmak için “niyete odaklanmayı içeren uluslararası kabul görmüş soykırım terimini kullandığına” dikkat çekti.
Savaşın başından bu yana İsrail’i güçlü bir şekilde destekleyen Biden yönetimi, İsrail’in mevcut stratejisinin insan hayatı ve yıkım açısından maliyetine değmeyeceğine, hedefine ulaşamayacağına ve nihayetinde ABD ve İsrail’in Ortadoğu’daki daha geniş hedeflerini baltalayacağına inanıyor. İsrail’e savunma yardımı ve diplomatik destek sağladığı için halihazırda ülke içinde ve küresel düzeyde ciddi eleştirilere maruz kalan Biden, Refah’ta sivilleri yeterince korumadan “büyük bir askeri operasyona” girişmesi halinde saldırı silahlarını geri çekmekle tehdit etti. Ancak sevkiyatların durdurulması tehdidi bile İsrail’i ne pahasına olursa olsun destekleyen Cumhuriyetçi milletvekillerinin öfkesine yol açmış durumda. Refah operasyonunun “kırmızı çizgileri” olduğunu belirten ve İsrail’in Refah’taki sivilleri korumak için “inandırıcı bir planı” olmadığına inanan Biden yönetimi İsrail’in Refah’a yönelik son saldırılarına ve 600,000’den fazla Filistinlinin tahliyesine karşı kayda değer bir tepki gösterebilmiş değil.