Hunter Biden Suçlu Bulundu
Delaware eyaletinde federal mahkemede yargılanan Başkan Biden’ın oğlu Hunter Biden, uyuşturucu kullandığı dönemde yalan beyanla silah satın almaktan suçlu bulundu. İlk kez bir ABD başkanının oğlunun hakim karşısına çıktığı davada, Hunter Biden federal lisanslı bir silah satıcısına yalan söylemek, ateşli silah başvurusunda yanlış beyanlarda bulunmak ve Ekim 2018’de yasa dışı yollarla elde edilen bir silahı bulundurmak üzere üç ayrı suçla yargılanıyordu. Geçtiğimiz hafta başlayan dava, Salı günü jüri üyelerinin oybirliği ile Biden’ı suçlu bulmasıyla sonuçlandı.
Davada tanıklar arasında Hunter Biden’ın eski eşi, sevgilileri ve aile üyeleri de yer alırken Biden ailesinin mahrem detayları kamuoyuyla paylaşılmış oldu. Hunter Biden’ın, 25 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya olmasına rağmen, kriminal kaydının olmaması nedeniyle şartlı tahliye veya denetimli serbestlik gibi daha hafif cezalara çarptırılması bekleniyor. Jürinin kararı sonrasında, yargıç önümüzdeki dört ay içinde Hunter Biden’a verilecek cezayı belirlemek üzere mahkemeyi yeniden toplayacak. Biden’ın mahkumiyeti, Eylül ayında Los Angeles’ta başlayacak olan vergi kaçakçılığı davası ve Başkan Biden’ın seçim kampanyası üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Hunter Biden dava boyunca sessiz kalırken, avukatları iddiaların asılsız olduğunu ispatlamaya çalıştı. Ancak, duruşmaya tanık olarak katılan Biden’ın aile üyeleri ve eski kız arkadaşlarının ifadeleri, jüri üyelerinin kararını etkilemedi. Dava, Başkan Biden’ın ailesi için acı dolu geçmiş olayları tekrar gündeme getirdi. Başkan Biden’ın diğer oğlu Beau Biden, 2015 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybetmişti. Beau’nun vefatından sonra psikolojik sorunlar yaşayarak uyuşturucu kullanmaya başlayan Hunter Biden, bir dönem abisinin eşi Hallie Biden ile ilişki yaşamıştı. Bu ilişki ağlarının mahkemede tekrar gündeme gelmesi ve Hallie Biden’ın tanık olarak duruşmaya katılması, Biden ailesi için zorlayıcı oldu. Hunter Biden’ın biyografisinde uyuşturucu kullandığını kabul etmesi ve uyuşturucu temin etmek için başvurduğu yollar da savcılığın inceleme konuları arasında yer aldı.
Hunter Biden, uyuşturucu kullandığı dönemde silah satın almasını kapsayan davasına ek olarak vergi tahakkukundan kaçınma, vergi beyannamesi vermemek ve yanlış vergi beyannamesi verme suçlarından Eylül ayında Los Angeles’ta yargılanacak. Bu vergi davası, Hunter Biden’a yönelik açılan en ciddi dava olarak kabul ediliyor. Delaware’deki yargılamasında suçlu bulunan Biden’ın vergi davasında daha önce suç işlediği tescillenmiş olduğu için daha ağır bir ceza ile hüküm giymesi bekleniyor.
Federal kurallara göre, kriminal kaydı bulunmayan suçlular genellikle şartlı tahliye veya denetimli serbestlik gibi daha hafif cezalara çarptırılabilir. Vergi suçlamalarına ilişkin başlayacak davanın iddianamesinde, Hunter Biden’ın yıllarca uyuşturucu kullandığı ve bu dönemde büyük harcamalar yaptığı belirtiliyor. Savcıların iddianamesinde, “2016-2020 yılları arasında sanık, elde ettiği parayı uyuşturuculara, eskort hizmetlerine, kız arkadaşlara, lüks otellere, kiralanmış mülklere, egzotik arabalara, giyime ve diğer kişisel eşyalara harcadı; ancak vergi ödemelerine ayırmadı” ifadeleri yer alıyor.
Başkan Biden, Anayasa’nın kendisine tanıdığı yetkiler çerçevesinde oğluna verilecek olan cezayı affedebilir. Ancak geçtiğimiz hafta dava hakkında konuşan Başkan Biden, oğlu suçlu bulunursa affetmeyeceğini belirterek Amerikan yargısına ve jüri üyelerine olan güvenini ifade etti. ABD Anayasası, başkanlara federal suçları affetme konusunda geniş yetkiler tanıyor. Başkan Biden, ilerleyen süreçte verilecek herhangi bir cezayı hafifletme yetkisini kullanabilir, ancak oğluna verilecek herhangi bir cezayı affetmesi veya hafifletmesi, siyasi olarak Biden’ı zora sokabilir.
Benzer bir durum, 2001’de görev süresinin son gününde uyuşturucu suçlamasıyla mahkum olan kardeşini affeden Bill Clinton’ın yoğun eleştirilere maruz kalmasına neden olmuştu. Biden’ın atacağı böyle bir adım, Demokratların yargı sistemini manipüle ettiği şeklindeki Cumhuriyetçilerin suçlamalarını güçlendirebilir. Özellikle, Biden, geçtiğimiz haftalarda mahkum edilen Trump hakkında Amerikan yargısının bağımsızlığına vurgu yaparak yargıya olan güvenini dile getirmişti.
Davanın içeriği kadar zamanlaması da Amerikan yargı sistemi ile ilgili tartışmalara farklı bir boyut kazandırdı. İlk defa hüküm giyen bir ABD başkanı olarak kayıtlara geçen Trump’ın sus payı davasının hemen ardından, Hunter Biden’ın yargılandığı ve suçlu bulunduğu dava, Amerikan yargı sistemi üstündeki baskıyı artırdı. 2016 seçimlerinden önce Stormy Daniels ile yaşadığı ilişkiyi gizlemek için iş kayıtlarında tahrifat yaptığı gerekçesiyle yargılanan Trump, davanın siyasi yönüne dikkat çekmişti. Kararın açıklanmasının ardından Trump, davanın Başkan Biden tarafından siyasi amaçlarla kurgulandığını öne sürerek, süreci bir “siyasi cadı avı” olarak nitelendirmişti.
Her iki duruşmada da siyasetin Amerikan yargı sistemi üzerindeki etkisi tartışılmaya devam ediyor. Cumhuriyetçiler, davanın sonuçlanmasının ardından yargının Biden lehine taraflı davrandığı iddialarını sürdürdü. Temsilciler Meclisi Çoğunluk Lideri Mike Johnson, Hunter Biden’ın mahkumiyetinin yargının Cumhuriyetçiler aleyhinde konumlandığı algısını değiştirmediğini iddia etti. Bazı Cumhuriyetçi yetkililer, Trump’ın yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla Hunter Biden’ın bilinçli olarak mahkum edildiğini öne sürdüler.
Başkan Biden’ın yeniden seçilmek için yarıştığı Kasım seçimleri öncesinde, ailesi ile ilgili olumsuz haberlerin kamuoyuna yer alması seçim kampanyasını olumsuz etkileyebilir. Önümüzdeki haftalarda iki lider arasında yapılacak televizyon tartışmalarında Trump’ın suçlu bulunması kadar Hunter Biden’ın mahkumiyeti de önemli bir tartışma konusu olabilir. Mahkemeden çıkan karar, Biden için olumsuz sonuçlar doğursa bile Trump karşısında yargı taraflılığına yönelik iddialar noktasında elini güçlendirdi.
Yargının siyasallaşması ekseninde devam eden tartışmalar son gelişmelerle farklı bir boyut kazanmış oldu. Trump döneminde atanan yargıç ve savcıların görev yaptığı mahkemede Hunter Biden’ın suçlu bulunması, yargı üzerindeki tartışmaları sona erdirmeye yetmeyecektir. Fakat, Hunter Biden’ın mahkumiyeti, Trump’ın seçim kampanyasında mağduriyet argümanını zayıflatabilir. ABD yargısı üzerindeki tartışmalar devam etse de, Hunter Biden’ın da suçlu bulunması, seçim sürecinde yargı hakkında devam eden tartışmaların gölgede kalmasına yol açabilir.