Başkanlık Yarışında Kritik Münazara
Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerine yaklaşırken 27 Haziran’da iki lider arasında seçim gidişatını etkileyebilecek bir televizyon münazarası düzenlenecek. Münazara öncesinde Başkan Biden ve eski Başkan Trump’ın kampanya ekipleri rakiplerini köşeye sıkıştırmak için son hamlelerini yapıyor. Biden kampanyası, Trump’ın hüküm giymiş bir suçlu olduğunu ön plana çıkarmaya çalışırken, Trump kampanyası ise Biden’ın yaşına ve katıldığı etkinliklerde “normal karşılanmayan” tavırlarına odaklanıyor. Münazara kuralları gereği her iki aday da sahneye ellerine herhangi bir not almadan çıkacaklar. Moderatörlerin sorularına cevap vererek gerçekleşecek münazarada açılışı Başkan Biden yapacak ve kapanış konuşmasını ise eski Başkan Trump yapacak.
Demokratlar, Trump karşıtlığı üzerinden yürüttükleri seçim kampanyasında eski başkanın mahkumiyet kararını ön planda tutmaya devam ediyorlar. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek münazarada Biden’ın elindeki en önemli koz, Trump’ın mahkeme tarafından suçlu bulunması olacak. Geçtiğimiz haftalarda New York’ta gerçekleşen sus payı davasında jüri oy birliği ile suçlu bulunan Trump, ilk defa hüküm giyen bir eski başkan olarak tarihe geçti. Trump’ın suçluluğu yasal olarak adaylığına ve başkanlığa engel teşkil etmese de, Biden kampanyası bu durumu seçmenleri etkilemek amacıyla kullanıyor.
Trump, davanın kampanya sürecine etkisini azaltmak ve bunu avantaja çevirmek için, davanın siyasi bir cadı avı olduğunu belirterek yargının Biden’ın emriyle hareket ettiğini ifade etti. Ancak geçtiğimiz hafta, Başkan Biden’ın oğlu Hunter Biden, uyuşturucu kullandığı dönemde yalan beyanla silah satın alma suçundan mahkum oldu. Hunter Biden’ın mahkumiyeti, Demokratlar tarafından Trump’ın yargı eleştirilerini boşa çıkarmak için kullanılıyor. Hunter Biden’ın Eylül ayında başlaması planlanan vergi kaçakçılığı davasından da ceza alması, seçmen algısını etkileyebilir ve Trump’ın suçlamaların siyasi gerekçelere dayandığı iddiasını ciddi bir şekilde zayıflatabilir.
Trump’ın suçlu bulunmasının seçim sürecine etkisi üzerine yapılan anketler, seçmenlerin görüşlerinde belirgin bir bölünmeyi ortaya koyuyor. Anket sonuçlarına göre, seçmenlerin yüzde 33’ü mahkumiyet kararı nedeniyle Trump’ı destekleme olasılıklarının azaldığını ifade ederken, sadece yüzde 17’si Trump’a verdikleri desteğin arttığını belirtiyor. İki partiye de eşit mesafede olduğunu belirten bağımsız seçmenler arasında da benzer bir eğilim gözlemleniyor. Bağımsız seçmenlerin yaklaşık yüzde 32’si mahkumiyetin Trump’a olan sempatilerinin azladığını, yüzde 12’si ise arttığını söylüyor. Anketlere göre, seçmenlerin yüzde 43’ü Trump davasının Başkan Biden’ın seçim kampanyasına destek amacıyla açıldığı yönündeki anlatıyı kabul ediyor ancak çoğunluğu davanın siyasi gerekçelere dayanmadığı görüşünde birleşiyor.
Anketlerde Trump için olumsuz senaryolar ortaya çıksa da Trump’ın seçmenleri ikna edebilmesi için şimdilik yeterince vakti var. Seçmenlerin yaklaşık yüzde 46’sı Trump’ın davasının adil ve tarafsız bir yargılama sonucunda ortaya çıktığını belirtirken, yüzde 32’si davanın siyasi saiklerle hareket edilerek açıldığını düşünüyor. Dava hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirten yaklaşık yüzde 19’luk bir seçmen kitlesi ise kritik bir kesimi temsil ediyor. Trump kampanyasının bu kesimi ikna etmek için önümüzdeki günlerde daha fazla çaba göstermesi bekleniyor.
Cumhuriyetçiler, Trump’ın mahkumiyeti nedeniyle tereddüt eden seçmenleri ikna edebilmek için başkan yardımcılığına kritik bir ismi atamayı planlıyorlar. Seçmenlerle bağlantı kuracak bir aday arayışında olan Trump kampanyası, South Carolina Senatörü Tim Scott, Ohio Senatörü J.D. Vance, North Dakota Valisi Doug Burgum, Florida Temsilcisi Byron Donalds, New York Temsilcisi Elise Stefanik, Florida Senatörü Marco Rubio, Arkansas Senatörü Tom Cotton ve eski bakan Ben Carson gibi isimleri değerlendiriyor. Vance, Burgum ve Rubio, başkan yardımcılığı için öne çıkan adaylar arasında yer alıyor. Başkan yardımcısının televizyon tartışmasından önce belirlenmesi beklenmiyor.
Demokrat Parti cephesinde, Senato ve Temsilciler Meclisi seçimleri için yapılan anketler Demokratların önde olduğunu gösterse de, Başkan Biden’ın kritik salıncak eyaletlerde Trump’ın gerisinde olması parti içinde endişelere neden oluyor. Parti içindeki birçok kişi, bu durumun Biden’ın yaşından, tutarsız açıklamalarından ve özellikle gençler arasında azalan destekten kaynaklandığına inanıyor. Biden’ın kamuoyundaki güvensizlik seviyesinin rekor düzeyde olması da bu algıyı pekiştiriyor. Kamuoyu araştırmaları, Biden’ı Trump ve Obama’ya kıyasla en az sevilen başkanlar arasında gösteriyor. Demokratlar arasındaki endişeyi yatıştırmaya çalışan Biden’ın kampanya sözcüsü Mia Ehrenberg, “seçime karar verecek olan ve henüz dikkatini vermeyen seçmenlere ulaşmanın yoğun zaman ve çaba gerektirdiğini” belirterek disiplinli bir şekilde çalışmalarına devam ettiklerini ifade etti.
Cumhuriyetçiler, Başkan Biden’ın yaşına dair tartışmalara odaklanarak, Biden’ın yürürken zorlanması ve konuşurken duraksaması gibi anları içeren video kliplerle seçmenleri etkilemeye çalışıyor. Geçen hafta Los Angeles’ta eski Demokrat Başkan Barack Obama ile birlikte katıldığı bir bağış toplama gecesinde, sahneden ayrılırken hareketsiz bir şekilde durduğu anlar, Cumhuriyetçilerin eleştirilerine hedef oldu. Etkinlikten sonra, Biden’ın hareketsiz bir şekilde beklediği ve Obama’nın yönlendirmesiyle sahneden ayrıldığı görülmüştü. Trump kampanyası, bu videoyu kullanarak, Biden’ın başkanlık görevini yerine getiremeyecek kadar yaşlı olduğunu öne sürdü. Bu videolar kısa sürede çok sayıda izlenme aldı.
Beyaz Saray Sözcüsü Andrew Bates ise bu iddiaları reddetti ve o anı “Başkan’ın alkışlayan kalabalığı birkaç saniyeliğine seyrettiği bir an” olarak açıkladı. Başkan Biden’ın yaşına yönelik sürekli eleştirilere karşın, önümüzdeki hafta canlı yayında gerçekleştirilecek münazarada göstereceği performans büyük önem taşıyor. Doğaçlama olarak ilerleyecek bu programda, Biden’ın yaş eleştirilerine karşı canlı ve ikna edici bir konuşma yapması bekleniyor. Ancak, program sırasında yapabileceği herhangi bir gaf yapması ya da duraklama yaşaması, Biden kampanyasına beklenmedik zararlar verebilir.