Biden Münazarada Sınıfta Kaldı
Başkanlık seçimleri yaklaşırken, Perşembe günü Başkan Biden ve eski Başkan Trump arasında 2024 seçim döneminin ilk başkanlık münazarası gerçekleşti. İki lider, münazara esnasında sık sık birbirlerini yalancılıkla suçlarken, birbirlerini Amerikan tarihinin en kötü başkanı olarak tanımladılar. Münazarada ekonomi, kürtaj hakları, göçmen politikaları, sosyal güvenlik politikaları, dış politika hamleleri, Trump’ın hüküm giymesi ve Biden’ın yaşı gibi birçok konuda karşı karşıya gelen iki lider, münazaranın ardından kendilerini galip ilan etti. Ancak, Biden’ın performansı Demokratlar tarafından beğenilmeyince Demokrat Parti içerisinde Biden’ın adaylığı tekrar tartışılmaya başlandı. Kasım ayında gerçekleşecek başkanlık seçimlerinin başa baş geçmesi beklenirken, münazaranın ardından Biden kampanyası için zorlu bir süreç başlamış oldu.
Münazarada ilk konu ekonomi oldu. Biden’ın ekonomi yönetimi, pandemi döneminden sonra yaşanan enflasyon artışı nedeniyle eleştirilerin odağındaydı. Başkan Biden, ekonomi alanında son dönemde yaşanan düzelmeye dikkat çekerken, Trump Amerikan ekonomisinin çökmekte olduğunu iddia ederek Biden’a yüklendi. Biden, başkanlık görevine başladığında çok zor durumda olan bir ekonomiyi devraldığını belirterek kendini savundu.
Biden göreve başladığında enflasyon %1,4 seviyesindeydi. Haziran 2022’de pandemi sonrası dönemin etkisiyle %9’a yükselerek son 40 yılın en yüksek enflasyon oranına ulaştı. Şu anda enflasyon %3,3 seviyesinde olmasına rağmen, Trump döneminin ekonomik olarak daha başarılı olduğunu düşünen seçmenlerin Biden’ın açıklamalarına ikna olması beklenmiyor. Ekonomi konusu, Amerikalı seçmenler için önemli bir problem olarak anketlere yansıyordu. Son olarak, Gallup tarafından Mayıs ayında yapılan bir ankette, katılan her 10 seçmenden 3’ü, Amerika’nın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunun ekonomi olduğunu belirtmişti.
Münazaranın bir diğer gündem maddesi kürtaj hakları oldu. Biden kampanyası, kürtaj haklarını kısıtlamaya çalışan Cumhuriyetçileri ve Trump’ı hedef göstererek kadın seçmenlerin oylarını almaya çalışıyordu. Trump kampanyası ise son dönemde kürtaj konusunda radikal ifadeler kullanmaktan kaçınarak, kararın eyaletlere ve seçmenlere bırakılması gerektiğini vurguluyordu. Trump, münazara esnasında aynı pozisyonu devam ettirerek, seçilmesi halinde kürtaj ilaçlarının satışını yasaklamayacağını ifade etti. Trump, Yüksek Mahkeme’ye atadığı üyeler sayesinde ülke genelinde kürtaj hakkının kaynağı olarak gösterilen Roe v. Wade kararının iptal edildiğini belirterek, bu konuda son kararın eyaletlerde olması gerektiğini vurguladı.
Başkan Biden ise kürtaj hakkının eyaletlere bırakılmasını korkunç bir karar olarak nitelendirirken, kürtaj kısıtlaması getirilen eyaletlerde mağdur olan kadınların yaşadıkları sıkıntılara değindi. Demokratlar, 2022 ara seçimlerinde Cumhuriyetçilerin kürtaj konusundaki tutumlarını ön plana çıkararak bir zafer kazanmıştı. Biden kampanyası, aynı stratejiyi 2024 başkanlık seçimlerinde de uygulamak için uzun bir süredir çaba gösteriyordu. Ancak Trump’ın kürtaj konusunda uzun süredir takındığı esnek tutumu, münazara esnasında da devam ettirmesi Demokratların çabalarını boşa çıkarabilir.
Son anketlerde ekonomi ile birlikte artan yasadışı göçmen sayısı da seçmenlerin öncelikli gündemleri arasında yer alıyordu. Münazarada da göçmen ve sınır güvenliği politikaları kritik bir yer tuttu. Biden yönetimi, ülke genelinde sınır güvenliği konusundaki endişeleri gidermek ve seçmenlerin tepkisini azaltmak için geçtiğimiz haftalarda Meksika sınırından yapılan iltica taleplerini sınırlandırma ve sınırı kapatma politikasını devreye sokmuştu.
Başkan Biden, sınır güvenliğini artırma konusunda Kongre’de iki partili bir anlaşma yapmak için çok çaba gösterdiğini belirterek uygulamaya koyduğu son sınır güvenliği politikasına değindi. Biden, kendi politikasının Trump döneminde uygulanan ve birçok aileyi mağdur eden politikalardan ayrıştığını vurgulayarak bu konuda en insani çözüm için çalıştıklarını belirtti. Trump ise kendi döneminde sınır güvenliği anlamında çok başarılı olduklarını iddia ederek son dönemlerde Amerika’ya dünyanın dört bir yanından “teröristlerin” rahat bir şekilde giriş yaptığını savundu. Trump, yasadışı göçmenler nedeniyle Amerikalıların hayatlarının tehlikede olduğunu ifade etti. Yasadışı göçmen sayısındaki artış ile birlikte göçmenlere yönelik artan endişeyi Trump kampanyasının seçim sürecinde kullanmaya devam etmesi bekleniyor.
Göçmenlik tartışmalarının ardından münazarada, dış politika ve yardım politikalarına odaklanıldı. Trump, Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Biden’ın başarısız dış politika hamlelerinden cesaret alarak Ukrayna’yı işgal ettiğini belirtti. Başkan olarak devam etseydi, Ukrayna’nın asla işgal edilmeyeceğini iddia eden Trump, Biden yönetiminin Ukrayna’ya verdiği yardımları da eleştirdi. Trump, Biden’ın Afganistan’dan çekilme politikasını ülke tarihindeki en utanç verici gün olarak tanımladı.
Biden ise Trump’ın açıklamalarını “saçmalık” olarak nitelendirerek, Amerikan askerlerini korumak amacıyla böyle bir karar aldığını savundu. Ayrıca, Trump’ın 2020 yılında orduda görev yapan generallere saygısız davranışlar sergilediğini belirterek, askerlere “ezik” ifadesini kullandığını iddia etti. Münazaranın bu kısmında oldukça sert bir üslup kullanan Biden, Irak savaşına katılan oğlu da dahil olmak üzere Amerikan askerlerini kahraman olarak nitelendirdi ve Trump’a “asıl ezik olan sensin” diyerek sesini yükselti. Trump ise böyle bir ifade kullanmadığını belirterek, Biden’ın kendisinden özür dilemesi gerektiğini söyledi.
Münazarada dış politika alanında kritik konulardan biri de Gazze’de devam eden savaş oldu. Trump, bağımsız bir Filistin devletini destekleyip desteklemediği sorusuna net bir yanıt vermedi. Biden’a “Bırakın İsrail işini bitirsin” diyen Trump, Başkan’ın İsrail hükümetini ve Gazze’deki Filistinlilere yönelik askeri bombardımanı dizginlemek için çok fazla şey yaptığını ima etti. Ayrıca Biden’ın “bir Filistinli gibi olduğunu ama kötü bir Filistinli olduğu için onu sevmediklerini” söyledi. Başkan Biden ise savaşı sona erdirmek için rehine takasını içeren bir ateşkes konusunda önemli bir mesafe kaydettiklerini belirtti. Amerika’nın İsrail ile olan yakın ittifakından bahseden Biden, ABD’nin “İsrail’e ihtiyaç duydukları tüm silahları ihtiyaç duydukları anda sağladığını” özellikle vurguladı. Trump’ın, Biden’a yönelik “Filistinli” vurgusu, en tepki çeken açıklamalarından biri oldu.
6 Ocak Kongre Baskını’ndan Trump’ı sorumlu tutan Biden kampanyası, Trump’ın Amerikan demokrasisi için büyük bir tehdit olduğunu iddia ediyordu. Münazarada Trump, Kongre Baskını ile bir bağlantısı olmadığını belirtti ve göstericilere müdahale etmesi için 10 bin askeri görevlendirmek istediğini ancak bu teklifinin reddedildiğini söyledi. Biden ise Trump’ın seçim kaybetmeyi hazmedemediğini belirterek, Kongre Baskını sırasında Trump’ı herhangi bir aksiyon almamakla suçladı. Biden’ın iddiaları karşısında Trump, Kasım ayında yapılacak seçim sonuçlarını “adil, yasal ve iyi bir seçim olması halinde” kabul edeceğini belirterek seçmenlerin kararına saygı duyacağını ifade etti.
Başkan Joe Biden, münazara sırasında Trump’ın sus payı davasından hüküm giymesini gündeme getirdi. Biden, “Bu sahnede hüküm giymiş bir suçlu olan tek kişi şu anda karşımda duran bu adamdır,” ifadelerini kullanarak rakibini eleştirdi. Ayrıca, Trump’ın eşi hamileyken yetişkin film oyuncusu ile ilişki yaşadığını belirterek onu ahlaksızlıkla suçladı. Trump, bu iddiaları reddetti ve geçtiğimiz haftalarda hüküm giyen Hunter Biden’ı gündeme getirerek tartışmanın odağını değiştirmeye çalıştı. Münazara öncesinde Biden’ın, Trump’ın suçluluğunu daha fazla gündeme getirmesi bekleniyordu ancak Biden bu konuda beklentileri yeterince karşılayamadı.
İklim değişikliği ve çevre konusunda eleştirilerin odağında yer alan Trump, seçildiği takdirde nasıl bir iklim politikası uygulayacağı konusunda net cevaplar vermedi. Biden ise göreve geldiği günden itibaren iklim değişikliği ile mücadele etmek için uyguladığı politikalarla övünerek, rakibinin seçilmesi durumunda bir önceki döneminde yaptığı gibi çevre politikalarını yürürlükten kaldıracağını iddia etti.
Münazarada yaşı ile ilgili eleştirilere de cevap veren Biden, rakibinin kendisinden sadece birkaç yaş küçük olduğunu vurguladı. Trump ise cevap olarak golf alanında yakın zamanda kazandığı şampiyonluklara vurgu yaparken Biden’ın topa vurmaktan bile aciz olduğunu iddia etti. Biden’ın Trump’ı golf müsabakasına davet etmesi, Biden tarafından yapılmış iyi bir hamle olarak değerlendirilebilir. Ancak münazara boyunca sesi genel olarak kısık olan Biden’ın performansı, yaşıyla ilgili eleştirilerin daha gür bir şekilde dillendirilmesine neden oldu. Biden’ın kampanyası, başkanın geçirdiği soğuk algınlığı nedeniyle sesinin kısık olduğunu belirterek gelen eleştirileri engellemeye çalıştı.
Münazaranın ardından açıklama yapan Biden, Trump’ın yalanlarının önümüzdeki günlerde açığa çıkacağını belirtti. Ancak Demokratlar, Biden’ın performansından memnun kalmadı. Demokratlara yakın yorumcular da Biden’ın performansını eleştirirken partinin geç olmadan yeni bir adaya odaklanması gerektiğini belirten analizler yaptılar. Biden’in yerine aday olması istenen California Valisi Gavin Newsom, Biden’ın başkan adaylığını desteklediğini açıklayarak, “Sadece bir gece nedeniyle Biden’a sırtımızı dönemeyiz. Çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Başkan Yardımcısı Kamala Harris ise münazaradan sonra yaptığı açıklamada, Amerikalıların Başkan Joe Biden’ın münazara sahnesindeki performansına değil, görevde bulunduğu süre boyunca ülke için neler başardığına odaklanması gerektiğini söyledi.
Cumhuriyetçiler, münazaranın ardından Trump’ın zaferle ayrıldığını belirtirken destek açıklamalarında bulundular. Analistler, Trump’ın her zamankinden farklı olarak itidalli kalmasının seçmenleri etkileyeceğini ifade ettiler. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, “Münazarada görüldüğü üzere, Trump başkan olmaya en nitelikli ve yetenekli tek aday” ifadelerini kullandı. Trump’ın rakibi olarak Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerinde yarışan Nikki Haley de münazaranın ardından Biden’ın Demokratların adayı olmayacağını belirtti.
New York Times tarafından Trump’ın yapılan son başkanlık seçimi anketine göre, Trump %48 oy oranına sahipken, Başkan Biden %44 oranında destek buluyor. Sus payı davası neticesinde hüküm giyen Trump’ın, seçmenler gözünde desteğini kaybetmediği anketlere yansıyor. Düzenlenen münazaranın ardından kamuoyunda oluşan Trump zaferinin anketlere nasıl yansıyacağı henüz bilinmiyor. Ancak, Demokrat Parti içerisinde Biden’ın adaylığına yönelik artan huzursuzluğun ve münazara performansının Biden’ın yeniden seçilme şansını azalttığı görülüyor.