Trump Kampanyası: ‘Faşist’ İthamı ve Musk’ın Putin Bağlantısı
2024 ABD başkanlık seçimlerine sayılı günler kala, adaylar kararsız seçmenleri yanlarına çekmek için son hamlelerini yapıyor. Cumhuriyetçilerin adayı eski Başkan Donald Trump, bu hafta düzenlediği etkinliklerle kritik seçmen gruplarına yönelik stratejik adımlar atmaya devam etti. Trump, seçim kampanyasına devam ederken bir yandan da eski çalışma arkadaşlarının sert eleştirilerine maruz kaldı. Başkanlık döneminde Trump’ın Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan General John Kelly’nin Trump’ı “faşist” olarak nitelendirmesi seçim gündeminin ana konusu haline geldi. Trump’a verdiği güçlü destekle tanınan Elon Musk’ın ise Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmeler gerçekleştirdiğinin ortaya çıkması da Cumhuriyetçiler açısından sıkıntılı bir tabloya işaret ediyor.
2017 yılında İç Güvenlik Bakanı, 2017 ile 2019 yılları arasında da Trump’ın Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan General John Kelly, New York Times’a verdiği röportajda eski başkanın Adolf Hitler’e hayranlık beslediğini ve savaş meydanlarında hayatını kaybeden Amerikan askerleri için “ezik” ve “enayi” ifadelerini kullandığını belirtti. Trump’ın Amerikan askerlerine yönelik küçümseyici bu ifadeleri, 2020 seçimleri öncesinde de gündeme gelmiş ve Trump tarafından yalanlanmıştı.
Kelly, Trump’ın yeniden seçildiği takdirde Amerika’yı bir diktatör gibi yönetmeye yöneleceğini ve Anayasa ya da hukukun üstünlüğü kavramlarına duyarsız kaldığını vurgularken, eski başkanı “faşist” tanımına uygun olarak nitelendirdi. Bu açıklamalar, seçim atmosferinde Trump’ın yönetim tarzını eleştiren ve onu Amerikan demokrasisi için tehdit olarak gören Demokratlara önemli bir koz vermiş oldu.
Trump kampanyası, seçim gündeminin merkezine oturan açıklamalarının hemen ardından Kelly’i eleştirerek iddiaları yalanladı. Trump, kendi sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada Kelly’yi “başarısız ve yalancı bir general” olarak nitelendirerek eski çalışma arkadaşının iddialarını reddetti. İddialar Trump hakkında oluşan kötü algıya destek vermesi açısından önem taşıyor. Özellikle eski çalışma arkadaşları tarafından aldığı kararlar ve tercih ettiği yönetim usulü nedeniyle sık sık eleştirilen Trump için seçimlere kısa bir süre kala ortaya çıkan bu suçlamaları yönetmesi kritik bir etkiye sahip olabilir.
Trump kampanyası için bir sıkıntılı haber de şu anda kampanyanın merkezinde yer alan Elon Musk’tan geldi. X, Tesla ve SpaceX’in sahibi Musk, geçtiğimiz hafta Trump kampanyasına yüklü miktarda bağış yaparak salıncak eyaletlerdde seçmen kayıtlarını artırmayı hedefleyen bir projeye imza attı. Musk, bu eyaletlerde her gün Trump kampanyasına destek veren bir kişiye kura ile 1 milyon dolarlık ödül vereceğini açıkladı. Musk’ın bu hamlesi, seçimlere müdahale olarak eleştirilirken, Adalet Bakanlığı Musk’ın çekilişinin federal yasaları ihlal edebileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu gelişme, Musk’ın seçimlere olan etkisi ve Trump ile olan yakın ilişkisini yeniden tartışma konusu haline getirdi.
Wall Street Journal tarafından ortaya konan yeni iddia ise Trump için bir başka darbe oldu. Özel haber olarak paylaşılan habere göre, Elon Musk’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 2022’nin sonlarından bu yana düzenli olarak görüştüğü belirtiliyor. ABD, Avrupa ve Rusya’daki yetkililerin doğruladığı bu görüşmelerin iş, kişisel meseleler ve jeopolitik gerilimler gibi çeşitli konuları kapsadığı ifade ediliyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in talebi üzerine Musk’tan Starlink uydu internetini Tayvan üzerinde aktif etmemesinin istenmiş olması da haberde öne çıkan detaylardan biri olarak değerlendiriliyor.
Musk’ın sahibi olduğu firmalar üzerinden ABD askeri ve istihbarat kurumlarıyla derin bağlantılara sahip olması, kendisine verilen güvenlik izinleri nedeniyle Amerikan güvenlik birimlerinde endişe yaratmış durumda. Özellikle SpaceX’in Pentagon ve NASA ile kritik işbirlikleri yürütmesi ve Starlink teknolojisinin ABD’nin hassas uzay programlarına olan katkısı göz önünde bulundurulduğunda, Musk’ın Putin ile bu türden bir iletişim içinde olması Pentagon ve NASA yetkililerince rahatsız edici olarak değerlendiriliyor.
Seçimlere çok kısa bir süre kala Elon Musk’ın Putin ile olan bağlantılarının ortaya çıkması, Trump kampanyası açısından kritik bir durum yarattı. Trump’ın kazanması halinde Musk’ın yönetimde bir pozisyon alabileceği spekülasyonları, bu iddiaların etkisini artırıyor. Musk’ın Trump kampanyasına desteği ve jeopolitik açıdan tartışmalı bağlantıları, Trump’ın güvenlik ve dış politika konularında eleştirilerle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Bu gelişmeler, bağımsız ve kararsız seçmenler üzerinde Trump’ın güvenilirliği ve ulusal güvenlik konularındaki hassasiyeti konusunda soru işaretleri oluşturabilir.
Trump kampanyası zorlu bir süreçten geçse de anketler seçimin başabaş geçmesini öngörüyor. Özellikle belirli kritik eyaletlerin kararına kalan seçimlerden önce Trump kampanyası da son hamlelerini yaparak stratejik grupların desteğini almaya çalışıyor. Bu bağlamda seçimlere sayılı günler kala Trump kampanyası, Hispanik seçmenler üzerinde artan etkisini pekiştirmeye çalışıyor. Son anketlere göre, Trump’ın ekonomi ve hayat pahalılığı konularındaki söylemleri, Hispanik seçmenlerin dikkatini çekmiş durumda.
Miami’de bu hafta Hispanik toplum liderleriyle bir araya gelen Trump, bu kitlenin desteğini almak için son hamlelerini yapıyor. NBC News tarafından yapılan kamuoyu araştırmasına göre, Harris Hispanik seçmenlerin %54’ünün desteğini alarak önde görünse de bu oran, son dört seçim dönemine kıyasla en düşük seviyeyi işaret ediyor. Ankette Hispanik seçmenlerin Trump’a yönelik ilgisinin arkasında ekonomi yönetimi ve yüksek yaşam maliyetlerinin olduğu belirtiliyor. Bu eğilim, Trump’ın Hispanik seçmen üzerindeki stratejik odaklanmasının başarılı olabileceği ihtimalini öne çıkarıyor.
Trump kampanyası, ekonomi politikaları üzerinden Biden ve Harris yönetimine karşı oluşan olumsuz algıyı pekiştirerek Trump’ın başkanlık dönemindeki ekonomik refahı öne çıkarıyor. Bu strateji, birçok eyalette Trump’a destek sağlayan önemli bir faktör haline geldi. Seçmenler, Trump’ın yönetim tarzının demokrasi için risk teşkil ettiğini düşünseler de oy kullanırken öncelikli olarak ekonomi politikalarını ve enflasyon sorununu dikkate alacaklarını belirtiyor. Bu durum, Trump kampanyasının ekonomi vurgusu üzerinden seçmenlerin tercihlerini etkileyebileceğini gösteriyor. Ancak son günlerde Trump’a yönelik eski çalışma arkadaşlarından gelen eleştiriler ve son süreçte en büyük destekçileri arasında yer alan Elon Musk ile ilgili iddialar, Trump’ı zorlayabilir.