Trump Kampanyası: Müslümanlar, Porto Rikolular ve Basının Rolü
Amerikan seçimlerine sayılı günler kala Trump kampanyası salıncak eyaletlerdeki etkinliklerini artırırken, Müslüman ve Arap kökenli seçmenlere odaklanıyor. Özellikle Amerika’nın İsrail politikası nedeniyle tepkili Michigan’daki Müslüman seçmenleri yanına çekerek avantaj sağlamayı amaçlıyor. Ancak New York’ta gerçekleştirdiği mitingde, konuşmacı olarak katılan bir komedyenin Porto Riko’nun kast ederek kullandığı ‘yüzen bir çöp adası’ ifadesi Trump kampanyasına olumsuz etki edebilir. Öte yandan Demokratlara yakınlığı ile bilinen ve milyarder Jeff Bezos’un sahibi olduğu Washington Post gazetesinin bu seçimde hiçbir adaya destek açıklamyacağı haberi Trump için iyi haberlerden biri oldu. Cumhuriyetçiler tarafından olumlu karşılanan bu gelişme, medyanın ve sermaye sahiplerinin seçimler üzerindeki etkisi tartışmasını yeniden alevlendirdi.
Trump kampanyası, normalde Demokrat Parti’ye bağlı ancak Amerika’nın İsrail politikası nedeniyle tepkili olan Müslüman ve Arap kökenli seçmenleri hedef alarak bir söylem geliştirmeye çalışıyor. Demokrat Parti ön seçimlerinde Başkan Biden’a yönelik protesto hareketleri başlatan Filistin konusundaki hassas seçmen, Michigan gibi salıncak eyaletlerde seçim sonuçlarını belirleyebilecek bir etki yaratabilir. Yapılan son kamuoyu araştırmaları, Harris’in adaylığı ile Demokratlara duyulan öfkenin bir ölçüde azaldığını gösterse de, kampanyasının Müslüman seçmeni tatmin edecek bir söylem geliştirmemiş olması Trump için avantaj yaratıyor.
Müslüman nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yapılan anketlerde, Arap kökenli Müslüman seçmenlerin Trump’a daha fazla destek verdiği gözlemleniyor. Trump kampanyası, Demokrat Parti içinde İsrail politikası nedeniyle oluşan bu çatlağın avantajını kullanmak için bir süredir Müslüman ve Arap seçmenlere yönelik söylem geliştiriyor. Trump’ın başkanlığı döneminde Ortadoğu’da barışın sağlanacağı vaadi, bu seçmen grubunu çekmeye yönelik ana argümanlardan biri olarak öne sürülüyor. Geçtiğimiz hafta sonu Michigan’da düzenlenen bir mitingde Yemenli Müslüman liderlerle sahnede konuşma yapan Trump, Müslüman seçmene hitap etmeye çalıştı.
Seçim kampanyasının son günlerinde, Trump’ın mitingindeki bir komedyenin Porto Riko’ya yönelik aşağılayıcı ifadeleri ve buna karşılık vermeye çalışan Biden’ın Trump destekçilerini “çöp” olarak nitelendirmesi, gündemi meşgul eden en kritik konu haline geldi. Trump kampanyası, Biden’ın gafını fırsata çevirmeye çalışarak Wisconsin’deki miting öncesinde bir çöp kamyonuyla ve üzerinde turuncu bir işçi yeleğiyle poz verdi. Öte yandan, Porto Rikolu seçmenlerin özellikle kritik eyaletlerden Pennsylvania’da yoğunlaşması, Trump kampanyası için önemli bir risk teşkil ediyor. Yaklaşık yarım milyon Porto Rikolu seçmenin yaşadığı eyalette, Trump mitinginde kullanılan ifadeler nedeniyle oluşan Porto Rikolu seçmenin tepkisi Trump için önemli bir handikap oluşturabilir.
Washington Post’un 2024 başkan adayı desteği açıklaması geleneğine son vermesi, seçim gündeminde önemli bir konu olarak öne çıktı. Amerikan seçimlerinde medyanın etkisi uzun bir geçmişe sahip; gazetelerin başkan adaylarını desteklemeleri ilk olarak 1860 yılında Chicago Tribune’ün Abraham Lincoln’e verdiği destekle başladı. Washington Post da yaklaşık 50 yıldır başkanlık seçimlerinde farklı adaylara desteğini açıklıyordu. Ancak geçen hafta hem Washington Post hem de Los Angeles Times gazeteleri, 2024 seçimlerinde hiçbir başkan adaya destek açıklamayacaklarını duyurdu. Bu karar, medya patronu milyarderlerin seçimlerdeki rolü ve siyasetle ilişkisi tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos sahibi olduğu Washington Post’taki yazısında, 2024 başkanlık seçimlerinde hiçbir adayı desteklememe kararının bağımsız haberciliği koruma amacıyla alındığını belirtti. Bezos, “dünyanın en önemli ülkesinin başkentinin gazetesi olarak işimiz bağımsız olmaktır. Biz de öyleyiz ve öyle olacağız,” ifadelerini kullanarak kararını savundu. Geçtiğimiz haftalarda, Los Angeles Times’ın sahibi ve biyoteknoloji yatırımları olan iş adamı Patrick Soon-Shiong, gazetenin Kamala Harris’e destek verme kararını iptal etmişti. Soon-Shiong, okuyucularını en iyi şekilde bilgilendirmeyi amaçladığını belirterek bu kararın arkasında durdu.
Washington Post’un kararının zamanlaması eleştirilerin odağında yer aldı. Kararın Bezos’un ticari çıkarları doğrultusunda alındığı iddiaları gündeme geldi. Cuma günü Donald Trump, Post’un kararını açıklamasından saatler sonra Bezos’un uzay şirketi Blue Origin’in yöneticileriyle bir araya geldi. Şirketin, astronotları ay yüzeyine taşıyacak yeni bir uzay aracı inşa etme konusunda federal hükümetle 3,4 milyar dolarlık bir sözleşmesi bulunuyor. Bu gelişme, bazı yorumcular tarafından Bezos’un Trump iktidarına hazırlığı olarak değerlendirilse de Bezos bunun sadece bir rastlantı olduğunu söyledi. Post’un önemli köşe yazarlarından Michele Norris ve Robert Kagan, gazetenin aldığı karar sonrası istifa ederek tepkilerini gösterdi.
Trump’ın ön seçimlerdeki rakibi Nikki Haley, Haziran ayından bu yana Trump kampanyasından kendisine herhangi bir iletişim kurulmadığını ve iletişim kanallarının kapandığını belirtti. Haley’nin bu eleştirisi, Cumhuriyetçi çevrelerde tepkilere yol açtı. Özellikle, Kamala Harris’in hedefinde yer alan şehir merkezlerinde yaşayan Cumhuriyetçi kadın seçmenleri Trump kampanyasına çekme potansiyeline sahip olan Haley, ön seçimlerde Trump’a karşı şehir merkezlerinde başarı elde etmişti. Haley’nin kampanya sürecinde dışlanması, Trump’ın partiyi birleştirici bir strateji geliştirmediği şeklindeki eleştirilerin konusu oldu.
New York Times tarafından yapılan bir araştırma, ekonomi yönetiminin seçmenler için en önemli konu olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, seçmenin %52’si Trump’ın ekonomi yönetimini Harris’ten daha başarılı buluyor. CNN’in yaptığı başka bir araştırma ise, yedi salıncak eyalette Trump’ın ekonomi yönetimi konusunda Harris’in önünde olduğunu gösteriyor. Harris kampanyasının zayıf noktalarından biri olarak görülen ekonomi yönetimi konusunda son günlerde Harris’in elini rahatlatabilecek bazı gelişmeler yaşandı.
Biden yönetiminin ekonomi politikaları, seçmenler arasında olumsuz bir algıya sahip olsa da son dönemde ekonomik göstergelerde gözle görülür bir iyileşme söz konusu. Geçtiğimiz ay FED’in faiz indirimi kararı ve düşen enflasyon oranları bu düzelmenin en güçlü göstergeleri olarak öne çıkıyor. Bu hafta perşembe günü açıklanan verilere göre enflasyon %2,1 seviyesine inerek, FED’in yıl sonu %2 enflasyon hedefiyle uyumlu seviyelere yaklaştı. Ancak bu ekonomik iyileşme, anketlere göre henüz seçmen algısını değiştirmeye yeterli gözükmüyor.
Trump kampanyası, seçimlere günler kala stratejik seçmen gruplarına odaklanarak ve rakiplerinin zayıf yönlerini hedef alarak seçmen tabanını genişletmeye çalışıyor. Salıncak eyaletlerdeki etkinliklerini artıran Trump, Müslüman ve Arap seçmenlere yönelik söylemleriyle Harris’in potansiyel desteğini bölmeyi amaçlıyor. Washington Post ve Los Angeles Times gibi büyük medya kuruluşlarının seçimde tarafsız kalacağını açıklaması Cumhuriyetçiler için bir fırsat olarak görülse de, Porto Rikolulara dair tartışmalar kampanyaya gölge düşürdü. Trump, son günlerdeki hamleleriyle seçimi kendi lehine çevirmeye çalışırken seçimden önceki son günleri stratejik seçmen gruplarına odaklanarak geçirmeye çalışıyor.