Harris Kampanyası: Biden’ın Gafı, Cheney ve Jill Stein
Kamala Harris kampanyası Trump karşıtlığı üzerine kurduğu stratejiyi desteklemek amacıyla etkinliklerini seçim sonucuna doğrudan etki edebilecek kritik salıncak eyaletlere yoğunlaştırıyor. Harris bu hafta Trump’ın 2020 seçimlerinde seçim sonuçlarını kabul etmemesine ve Amerikan demokrasisi için oluşturduğu ‘tehdide’ dikkat çekmeye çalıştı. Trump’ın eski çalışma arkadaşları tarafından “faşist” olarak nitelendirilmesi üzerine yürüttüğü stratejisini güçlendirmeyi hedefleyen Harris, bu hafta Başkan Biden’ın bir gafı nedeniyle zor duruma düştü. Biden, Trump’ın New York mitinginde Porto Rikolular için kullandığı “çöp” ifadesine tepki gösterirken Trump destekçilerini “çöp” olarak nitelendirerek Demokratları zor durumda bıraktı. Harris, Biden’ın bu açıklamasına katılmadığını belirtse de Biden’ın ifadeleri Harris için önemli bir baş ağrısı yarattı.
Harris kampanyası, Trump’a karşı olan Cumhuriyetçileri ön plana çıkararak kararsız Cumhuriyetçi seçmeni kendi tarafına çekme çabasına devam ediyor. Demokrat Parti Ulusal Kongresi’nde seçildiği takdirde kabinesinde Cumhuriyetçi isimlere de yer vereceğini belirten Harris, mitinglerinde eski Cumhuriyetçi Temsilci Liz Cheney’ye sahnede yer veriyor. Son olarak, Arizona eski Senatörü ve ABD’nin Türkiye eski Büyükelçisi Cumhuriyetçi Jeff Flake de Harris’e destek amacıyla sahada aktif olarak çalışmalara katıldı.
Trump’ın New York’ta düzenlediği miting öncesinde sahne alan komedyen Tony Hinchcliffe’in Porto Riko’yu “yüzen bir çöp adası” olarak tanımlaması büyük tepki topladı. Trump kampanyası, komedyenin ifadelerinin ardından hemen bir açıklama yaparak bu sözlerin Trump’ın görüşlerini yansıtmadığını belirtti. Trump kampanyasının sınır güvenliği konusundaki avantajını pekiştirmek amacıyla Harris’e yönelik eleştirilerini artırdığı günlerde yaşanan bu olay, Demokratların tepkisini çekerken, Başkan Biden’ın Porto Rikoluları savunmak amacıyla kullandığı ifadeler daha büyük bir infiale yol açtı. Biden, Porto Rikoluları sevdiğini ifade ederken Trump destekçilerini “asıl çöp” olarak nitelendirdi. Biden, daha sonra sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak yanlış anlaşıldığını belirtse de sert eleştirilerden kaçamadı.
Başkan Biden’ın son dönemdeki tartışmalı açıklamaları, 2016 seçimlerinde Clinton’ın Trump seçmenine yönelik “iflah olmazlar” ifadesini kullanmasını yeniden gündeme getirdi. Bu seçim sürecinde de Biden’ın benzer bir üslup kullanması, Demokratlar arasında endişeyi artırırken birçok parti üyesi Biden’ın açıklamalarına katılmadığını ifade etti. Biden’ın olumsuz mirasından sıyrılmak için yoğun çaba harcayan Harris ise Biden’ın açıklamalarına açıklık getirdi ve böyle bir düşünceye asla katılmadığını vurguladı. Harris, “Kimin oy verip vermediğine bakmaksızın tüm Amerikalıların başkanı olarak hizmet edeceğim” diyerek Biden’ın sözleriyle arasına mesafe koymaya çalıştı.
Seçim gündeminde öne çıkan konulardan biri, adayların seçim sonuçlarını kabul edip etmeyecekleri sorusu etrafında şekilleniyor. CNN tarafından yapılan ankete göre, seçmenin yaklaşık %70’i, eski başkan Trump’ın kaybetmesi halinde 2020 seçimlerinde olduğu gibi sonuçları kabul etmeyeceğini düşünüyor. Harris kampanyası da Trump’ın 2020 seçim sonuçlarını reddetmesine odaklanarak, son günlerde kararsız seçmeni Amerikan demokrasisini koruma misyonuyla sandığa çağırıyor.
Bu çerçevede, Kamala Harris seçimlere bir hafta kala, başkent Washington D.C.’de Trump’ın 6 Ocak 2021’de Kongre baskını öncesinde destekçilerine ‘ölümüne savaşmaları’ çağrısında bulunduğu mekanda bir miting düzenledi. Harris, yaklaşan seçimleri ‘Amerika’nın özgürlüğe dayalı bir ülke olarak mı, yoksa kaos ve bölünme ile yönetilen bir ülke olarak mı kalacağını belirleyecek bir seçim’ olarak tanımladı.
Michigan, Wisconsin ve Pensilvanya gibi kritik salıncak eyaletlerde yarış başa baş devam ederken her iki aday da kampanyalarını bu eyaletlere yoğunlaştırmış durumda. Seçmeni sandık başına gitmeye teşvik etmeye çalışan adayların son günlerdeki performansı seçim sonuçları üzerinde belirleyici olabilir. CNN tarafından yapılan son ankete göre, Wisconsin ve Michigan’da Kamala Harris, Donald Trump karşısında çok küçük farklarla önde giderken Pensilvanya’da yarış başa baş sürüyor.
New York Times’ın son kamuoyu araştırmasına göre ise Wisconsin’de iki aday arasında eşitlik görülürken, Michigan’da Harris, Pensilvanya’da ise Trump çok küçük farklarla önde. Bu eyaletlerdeki seçmenlerin tercihleri, seçim sonuçlarını doğrudan etkileyecek. Adayların son günlerdeki çabaları ve stratejileri, bu kritik eyaletlerdeki seçmenlerin kararlarını şekillendirmede önemli rol oynayacak.
ABD’deki Müslüman seçmenler, 2024 seçimlerinde Kamala Harris ve Demokrat Parti’ye olan desteklerini gözden geçiriyor. Özellikle Biden yönetiminin Gazze’ye yönelik saldırılara ve İsrail’e sağladığı kapsamlı askeri yardıma sessiz kalması, bu seçmenlerin Harris’ten uzaklaşmasına yol açtı. Demokratlar tarafından “daha az kötü” bir seçenek olarak sunulan Harris yerine Gazze soykırımına doğrudan karşı çıkan Yeşil Parti’nin başkan adayı Jill Stein’ı desteklemeyi tercih ediyor. Stein, ABD’nin İsrail’e askeri desteğini sonlandırmayı ve Gazze’deki savaşı bitirmeyi savunarak, Filistin halkına açıkça destek vermesiyle dikkat çekiyor.
Michigan, Pennsylvania ve Arizona gibi kritik eyaletlerdeki Müslüman seçmenlerin bu tercihi, Demokrat Parti’yi bu eyaletlerde tehlikeye atabilir. Müslüman topluluk liderleri ve imamlar, Müslüman seçmenlere iki parti sisteminin ötesine geçmeleri ve vicdanlarına uygun bir tercihte bulunmaları çağrısı yapıyor. Harris kampanyasının Stein’ı hedef alan stratejisi, Demokratların üçüncü parti adayına artan ilgiden endişe duyduğunu gösteriyor.
Kamala Harris’in seçim kampanyası, Trump karşıtlığı üzerine kurduğu stratejiyi güçlendirmek ve kritik salıncak eyaletlerde etkisini artırmak için yoğun bir çaba sergiliyor. Ancak, Biden’ın tartışmalı açıklamaları Demokrat Parti içerisinde endişe yaratırken, Harris’in seçmene ulaşma çabaları bu olumsuz gelişmeler yüzünden gölgeleniyor. Gazze’de yaşanan insani kriz karşısında Biden yönetiminin duruşunu eleştiren Müslüman seçmenlerin Jill Stein gibi üçüncü parti adaylarına yönelmesi, Harris’in işini daha da zorlaştırıyor.