ABD-Çin Çekişmesi Trump’ın Son Haftasında da Devam Etti
ABD Çin ilişkileri giderek daha gergin bir vaziyet alıyor. Trump yönetimi görevi devretmesine çok az bir zaman kalmasına rağmen Çin’e karşı yeni ekonomik yaptırımlar uygulamaya ve Çin-Tayvan ilişkileri başta olmak üzere birçok hassas bölgesel meseleye müdahil olmaya devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump Çinli şirketlere yönelik yeni kararnameler açıklarken ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Tayvan ile ilişkilerde getirilen her türlü kısıtlamanın kaldırıldığını duyurdu. Pompeo aynı zamanda Hong Kong’daki tutuklamalarla ilgili olarak Pekin yönetimini kınayarak Çin’e yönelik yeni yaptırımlar uygulanabileceğini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 12 Kasım’da imzaladığı kararnamede yer alan bazı maddeler 11 Ocak itibariyle yürürlüğe girmiş bulunuyor. Kararnamede Amerikalıların Çin ordusuna finansman desteği sağladığı düşünülen Çinli firmalara yatırım yapması yasaklanmıştı. Trump karara gerekçe olarak “Çin’in ABD sermayesini sömürerek ordusunu ve istihbaratını geliştirdiğini ve bu durumun ABD için doğrudan bir tehdit olduğunu” ileri sürmüştü. Çinli şirketlerin ABD’li yatırımcılara menkul kıymet satarak gelir elde etmeleri nedeniyle kararname kapsamında, ABD’li şirketler ve kişilerin Çin ordusuna destek sağlayan Çinli firmalardan doğrudan ya da fonlar yoluyla hisse sahibi olması engellendi. Yaptırım yasağı listesinde “Komünist Çin Askeri Şirketleri” olarak kategorize edilen 31 firma yer alıyor. Yürürlüğe giren kararın Çin’in havacılık, inşaat, teknoloji ve telekomünikasyon şirketlerini etkileyebileceği belirtiliyor.
Kararın yürürlüğe girmesiyle birlikte ilgili ABD kurumları da yeni düzenlemelere geçmeye çalışıyor. New York borsası geçen hafta China Telecom, China Mobile ve China Unicom adlı Çinli telekom şirketlerini listelerden çıkaracağınıaçıklamıştı. Trump’ın kararnamesine göre ismi geçen şirketlerin hisseleri artık ABD vatandaşları tarafından satın alınmayacak. Ayrıca ABD’lilerin portföylerindeki hisseleri de işlemlerin dondurulacağı 11 Kasım 2021 tarihine kadar satmaları gerekiyor. Çinli şirketlere karşı birçok yaptırım ve önlemi yürürlüğe koyan Başkan Trump son olarak 5 Ocak’ta imzaladığı kararnameyle aralarında Alipay ve WeChat Pay’in de aralarında yer aldığı Çin merkezli 8 mobil ödeme uygulaması ile işlem yapılmasının yasaklanmasını karara bağladı.
Öte yandan Çin, Amerikan yaptırımlarına ve gümrük vergisi artırımlarına karşı birebir misilleme yapma şeklinde olmasa da kendi karşı hamlelerini yapmakta gecikmedi. Pekin yönetimi diğer ülkelerin, Çin vatandaşlarına ve şirketlerine karşı “haksız” uygulamalarıyla mücadele etmek amacıyla yeni bir düzenleme hayata geçirdi. Çin Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamaya göre “ülke dışındaki haksız uygulamalara karşı koymak” gerekçesiyle hazırlanan düzenlemenin, Çin vatandaşları ve şirketlerinin yasal hak ve çıkarları ile ülkenin menfaatlerini korumak amacıyla yapıldığı ve an itibariyle geçerli olduğu kaydedildi. Bu düzenlemeyle yabancı yasa ve mevzuatların Çinli şirketlere yönelik haksız uygulamalarını önlemek için bir çalışma grubunun kurulacağı ve “olağan ekonomik, ticari ve ilgili faaliyetlerde” bulunması engellenen vatandaş ve kuruluşların 30 gün içinde bu çalışma grubuna rapor sunabileceği aktarıldı. Açıklamada, grubun, raporda haksız bir kriter olduğunu ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini doğrulaması durumunda, mahkemenin, yabancı kanunların uygulanmasını reddeden bir yasaklama emri çıkarabileceği belirtildi. Bu düzenlemeyle yabancı ülkelerin hukukuna uymadığı gerekçesiyle ciddi kayıplar yaşayan kişi ve firmaların da devlet kurumları tarafından destekleneceğine işaret edilen açıklamada, Çin hükümetinin söz konusu yasalara karşı “gerekli karşı önlemleri” alabileceği vurgulandı.
NY Times gazetesinde konuyla ilgili değerlendirmede bulunan uzmanlara göre Çin’in hayata geçirdiği yeni düzenlemeler Trump yönetiminin hamlelerine karşı atılmış bir adım olmaktan öte esasen Biden’a “Trump’ın uyguladığı politikadan vazgeçmesi” ve Çinli şirketlere uygulanan kısıtlamaların hafifletilmesi için yapılmış bir uyarı niteliğinde. Uzmanlara göre bu kararlar iki ülkeyle de iş yapan büyük şirketleri ABD yaptırımları ve Çin kanunları arasında açmazda bırakıyor. Bu şirketler hem ABD yaptırımlarına hem de Çin yasalarına uyum sağlayamayacağı için bu iki büyük pazardan birini kaybetme durumunda kalabilir. Uzmanlar Çin’in Trump’ın kararlarına misillemede bulunabilecek bir durumda olmadığı görüşünde çünkü ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatın Çin’e yaptığı ihracattan daha fazla olması hasebiyle Çin’in Amerikan ürünlerini vergilendirme konusunda fazla seçeneği bulunmuyor. Diğer yandan Çin, ABD menşeli yazılım ve çipleri almaya mecbur kaldığı ve Çin ekonomisinin Apple ve General Motors gibi büyük Amerikan şirketleri adına üretim yapan fabrikalara kısmen de olsa bağlı durumda olduğu vurgulanıyor.
Trump yönetiminin giderayak Çin’e karşı attığı adımlar ekonomik yaptırımlarla sınırlı kalmadı. Dışişleri Bakanı Pompeo ABD-Tayvan ilişkilerinde mevcut tüm diplomatik ve ticari sınırlamaları kaldırdığını açıkladı. Açıklamasında Tayvan’ın dinamik bir demokrasi ve müttefik bir ülke olduğunu vurgulayan Pompeo ABD-Çin ilişkilerini dengeleyebilmek amacıyla kendi inisiyatifleri ile belirledikleri tüm sınırlandırmaları kaldırdıklarını ilan etti. Pompeo, ABD’nin dünyanın birçok yerinde “resmi olmayan” müttefiklerle ilişkilerini sürdürdüğünü ve Tayvan’ın artık bir istisna sayılmayacağını sözlerine ekledi.
Trump yönetiminin görevi devretmesine sayılı günler kala alınan böylesine bir politika değişikliği kararının Biden yönetimini rahatsız edeceğini belirten analistler kararın zamanlamasına dikkat çekerek eğer Tayvan’a uygulanan bu sınırlamalar Amerikan ulusal çıkarlarına hizmet edecek ilişkilerin geliştirilmesinde engel teşkil ediyordu ise neden daha önceden kaldırılmadığını sorguluyor. Bunlara ek olarak Bakan Pompeo, ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Kelly Craft’ın kısa süre içerisinde Tayvan’ı ziyaret edeceğini duyurmuş, ancak daha sonra başkanlık geçiş sürecinin rahat bir şekilde gerçekleşmesi amacıyla planlanmış tüm dış gezilerin iptal edildiği ABD Dışişleri Bakanlığı tarafındanaçıklanmıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde ulusal güvenlik kanununu ihlal ettikleri gerekçesiyle aralarında siyasetçiler ve demokrasi savunucularının da bulunduğu 50’den fazla kişinin gözaltına alınması olayına müdahil olanlara yaptırım ve başka kısıtlamalar getirmeyi düşündüklerini açıkladı. Pompeo “Hong Kong halkı Komünist baskı altında acı çekerken ABD’nin olaylara seyirci kalmayacağını” belirtti. Gözaltı kararlarını Çin Komünist Partisi’nin kendi halkını ve hukukun üstünlüğünü aşağıladığının bir göstergesi olarak niteleyen Pompeo, “ABD Hong Kong halkına bu saldırıyı düzenleyen tüm kişi ve kuruluşlara yaptırım ve başka kısıtlamalar getirmeyi değerlendiriyor” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, ABD’nin Tayvan ve Hong Kong konularıyla ilgili söylem ve eylemleriyle temel uluslararası ilişkiler normlarına ters düştüğünü, Çin’in iç işlerine ve yargı bağımsızlığına karıştığını, “tek-Çin” prensibini ve beraberce ilan ettikleri üç Çin-ABD memorandumunu ihlal ettiğini söyleyerek Pompeo’nun açıklamalarını reddettiğini ve kınadığını açıkladı. ABD’yi Çin’in iç işlerine karışmayı ve çıkarlarına zarar vermeyi bırakmaya çağıran Hua, “Çin, kendi ulusal egemenliği ve güvenlik çıkarlarını korumak için gerekli tüm adımları kararlılıkla atacak. ABD, kendi yanlış hareketlerinin bedelini ağır ödeyecek” ifadesini kullandı.
Trump yönetimi son olarak “zorla çalıştırmayla üretildiği” gerekçesiyle Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Özerk Bölgesinden pamuk ve domates ithalatını yasaklama kararı aldığını duyurdu. ABD Gümrükler ve Sınır Koruma İdaresinden (CPB) yapılan açıklamada, domates sosu ve kıyafet gibi domates ve pamuk ihtiva eden ürünlerin sevkiyatını yapan kargoların alıkoyulması yönünde yetkili birimlere talimat gönderildiği bildirildi. CBP Komiseri Mark Morgan konuyla ilgili yaptığı açıklamada “CBP, Çin hükümetinin ABD’ye piyasa rayicinin altında fiyatlarla ürün satmak için modern kölelik sömürüsünde bulunmasına müsamaha göstermeyecek” şeklinde konuştu.
Çin Komünist Partisinin bölgede yaşayan etnik azınlıklara karşı baskı politikalarına son vermesi için bu adımın atıldığıbelirtiliyor. Gümrük yetkilileri, Uygur Özerk Bölgesi’nde “zorla çalıştırma” ile üretildiğinden şüphelenilen tüm ürünlerin tedarik zincirlerinden çıkarılması için önlemler alınacağını ifade ediyor. Sincan bölgesinde gerçekleştirilen miktar Çin’in toplam pamuk üretiminin yüzde 85’ine tekabül ediyor. Dünyanın en büyük pamuk tedarikçilerinden Sincan’a yönelik engellemenin küresel ticaret üzerinde önemli etkileri olabileceği belirtiliyor. ABD yasağının küresel pamuk arzının yaklaşık yüzde 20’sini etkileyeceği tahmin ediliyor.