Biden Dışişleri Ziyaretinde Dış Politikasının Ana Hatlarını Açıkladı
ABD Başkanı Joe Biden Dışişleri Bakanlığı’nı ziyaret ederek bakanlık çalışanlarına moral verdi ve dış politika önceliklerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan olarak ilk dış politika konuşmasını gerçekleştiren Biden konuşmasında dünya kamuoyuna “Amerika geri döndü. Diplomasi geri döndü. Dış politikamızın merkezinde diplomasi olacak” mesajını verdi. Biden, “müttefiklerimizle ilişkilerimizi tamir edeceğiz ve dünya ile dünün değil, bugünün ve yarının sorunlarıyla yüzleşmek için yeniden yakın ilişkiler kuracağız” diyerek Trump döneminin “Önce Amerika” sloganıyla özetlediği dış politika anlayışından uzaklaştıklarının altını çizdi.
Biden konuşmasında, Rusya ve Çin’le rekabet, koronavirüs salgını, iklim değişimi, nükleer yayılmacılık gibi ana konularla birlikte Myanmar’da (Burma) yaşanan askeri darbe, Almanya’daki Amerikan askerlerinin geri çekilmesi, Suudi Arabistan’a askeri desteğin durdurulması, bazı Müslüman ülkelere uygulanan vize yasağının kaldırılması, mülteci kotasının artırılması, ve LBTGQ haklarının temini gibi meselelere de değindi.
Biden, “Amerikan liderliği, Çin’in Amerika’yla rekabetinde artan emelleri ve Rusya’nın demokrasimize zarar vermeye yönelik eylemleri dahil olmak üzere yükselişte olan otoriterlik dalgasına karşı durmak zorundadır” şeklinde konuşarak, ABD’nin küresel düzlemde bu iki ülke ile rekabet halinde olacağının işaretini verdi. “Çin ve Rusya gibi otoriter devletlere karşı daha kararlı adımlar atılacağını” kaydeden Biden, demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün yeniden ABD dış politikasının merkezine taşınacağını belirtti.
Dünya barışının korunabilmesi için stratejik nükleer silahların sınırlandırılmasını sağlayacak Yeni START anlaşmasını beş yıl uzatma kararı aldıklarını hatırlatan Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “agresif” eylemleriyle ilgili olarak da “Rusya’dan hesap sorma konusunda tereddüt etmeyeceğiz” şeklinde konuştu. Rusya’daki sivil protestolara da değinen Biden, 3,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Rus muhalif Aleksey Navalny’nin “derhal ve koşulsuz olarak” serbest bırakılmasını talep etti.
Biden, Trump’ın Rusya’ya karşı pasif tutumuna atıfta bulunarak Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde kendisine “Rusya’nın agresif eylemleri, seçimlerimize müdahaleleri, siber saldırıları ve kendi vatandaşlarını zehirlemesi gibi olaylara ABD’nin tepkisiz kaldığı günlerin sona erdiğini net bir şekilde ifade ettiğini” söyledi. Biden, “Rusya’yı hesap vermeye zorlamakta ve halkımızın hayati çıkarlarını korumakta tereddüt etmeyeceğiz. Aynı fikirde olan ortaklarımızla ittifak halinde uyum içinde çalışırsak Rusya’ya karşı çok daha etkili oluruz” ifadelerini kullandı.
Çin’in ABD için en ciddi rakip olduğunu dile getiren Biden, “Çin’in refahımız, güvenliğimiz ve demokratik değerlerimiz için ortaya koyduğu meydan okumanın farkındayız” ifadelerini kullanırken – Çin’i büsbütün dışlamadıklarını gösterir şekilde – Amerika’nın çıkarlarına uygun olması durumunda Pekin ile çalışmaya hazır olduklarını ifade etti. Biden, Çin’in insan hakları, fikri mülkiyet hakları ve küresel yönetişim konularındaki meydan okumalarına da ABD olarak yanıt vereceklerini belirtti.
Konuşmasında sık sık müttefikler ve ortaklarla birlikte çalışmanın öneminden bahseden Biden küresel ölçekte kaybettikleri itibar ve ahlaki otoriteyi yeniden kazanmak için uluslararası kurumlardaki pozisyonlarını yenilemeleri gerektiğine vurgu yaparak bu konuda ilk girişiminin göreve gelir gelmez imzaladığı bir kararname ile ABD’nin Paris İklim Anlaşmasına geri dönmek olduğunu hatırlattı.
Biden bu yıl Dünya Günü’nde gerçekleştirilecek olan iklim liderleri toplantısına ev sahipliği yapacağını da sözlerine ekledi. Amerika’nın bu varoluşsal tehditle yüzleşmede liderlik yapması gerektiğini belirten Biden, pandemi meselesinde olduğu gibi iklim değişikliği sorununun da küresel işbirliği gerektirdiğinin altını çizdi. Pandemi konusunda Dünya Sağlık Örgütüyle yeniden işbirliğine başladıklarını söyleyen Biden, Covid-19’a karşı bu şekilde daha iyi mücadele edebileceklerini ve gelecekte ortaya çıkacak birçok pandeminin tespiti ve engellenmesinde daha hazır durumda olmalarını sağlayacağını ifade etti.
Amerikan diplomatik liderliğini demokratik değerlerle birleştirmek ve dış politikada daha doğru bir çizgi yakalayabilmek için yeni bazı adımlar atacaklarını ilan eden Biden, ilk olarak Savunma Bakanı Lloyd Austin’in bir “küresel güç konuşlanması değerlendirmesi” hazırlayacağını ve bu rapor doğrultusunda ABD’nin askeri adımlarının dış politika ve ulusal güvenlik önceliklerine uygun bir şekilde belirlenmesinin amaçlandığını kaydetti. Savunma Bakanı Austin ve Dışişleri Bakanı Blinken’in yakın işbirliği halinde çalışacağını vurgulayan Biden, bu şekilde bütün ulusal güvenlik unsurlarının koordinasyon halinde olacağını ifade etti. Biden bahsi geçen raporun hazırlanma sürecinde Almanya’da konuşlu Amerikan askerlerinin bir kısmını başta Polonya olmak üzere diğer NATO müttefiki ülkelere nakledilmesi planının da durdurulacağını ifade etti.
İnsani felakete yol açan Yemen’deki savaşın durdurulması için diplomatik girişimde bulunacaklarını açıklayan Biden, Birleşmiş Milletler’in ateşkes çabalarına destek vermeleri yönünde Ortadoğu ekibini görevlendirdiğini ifade etti. Biden bu görev için Suudi Arabistan, Kuveyt ve diğer bazı Ortadoğu ülkelerinde diplomat olarak görev yapan Tim Lenderking’in özel temsilci olarak atandığını belirtti. Biden bu konuda ne kadar kararlı olduklarını göstermek adına Yemen’de yürütülen aktif operasyonlara Amerikan desteğini kestiklerini ve ilgili silah satışlarını da durduracaklarını sözlerine ekledi. Biden ülkesinin İran tehlikesi karşısında Suudi Arabistan’ın egemenliğini koruması konusunda ise yardım ve desteğinin süreceğini belirterek bu ülkeye sıcak mesaj vermeyi ihmal etmedi.
Biden’ın değindiği bir başka konu da mülteciler meselesi oldu. Dünyada 80 milyondan fazla göçe zorlanmış insanın acı çekmekte olduğu büyük bir krizle karşı karşıya olduklarını belirten Biden sığınmacı kabulü programını yeniden başlatmak ve bu konudaki küresel ihtiyacı gidermek için yeni bir kararname imzaladığını bildirdi. Biden, Trump döneminde 15 bin ile sınırlandırılan ve pratikte mülteci kabulünün yapılmadığı yıllık sığınmacı kabul sayısının 125 bine çıkartılacağını açıkladı. ABD’nin mülteci kabul programının yeniden yapılanması için çalışmalara başladığını belirten başkan bunun zaman alacağını ancak Amerika’nın mülteci kabulü konusunda eski liderlik pozisyonuna döneceğini sözlerine ekledi.
Myanmar’daki olaylara da değinen Biden askeri darbeyi kabul etmediklerini belirterek, “Burma ordusu darbe ile ele geçirdiği gücü geri vermeli, tutukladığı yetkilileri ve aktivistleri serbest bırakmalı, telekomünikasyon üzerindeki kısıtlamaları kaldırmalı ve şiddete başvurmaktan kaçınmalıdır” dedi. Biden, Myanmar’da yeniden demokrasinin tesis edilmesi için uluslararası ortaklarla birlikte çalışacaklarını da sözlerine ekledi.
Biden konuşmasının son kısmında Amerika’nın daha izolasyonist bir politika izlemesi gerektiğini savunanlara cevap olarak neden diplomasiye önem verilmesi gerektiğine açıklık getirdi. İç ve dış politika arasında artık ayırım kalmadığını belirten Biden, dış politikada attıkları her adımda Amerikalı çalışan aileleri düşünmek zorunda olduklarını belirtti. İçeride ekonomiyi yeniden canlandırmak, araştırma ve geliştirmeye yatırım yaparak istihdam yaratmak ve Amerika’nın küresel rekabetteki üstünlüğünü devam ettirmek amacında olduğunu söyledi. Biden “kendi insanımıza yatırım yaparsak, Amerikan işletmelerinin küresel olarak rekabet etmesini ve kazanmasını sağlarsak, uluslararası ticaret kuralları bize karşı engel oluşturmazsa, çalışanlarımız ve fikri mülkiyetlerimiz korunursa Çin değil hiçbir ülke bizimle boy ölçüşemez” ifadelerini kullanarak izlemeleri gereken yolu gösterdi.
Uluslararası kurumlarla işbirliği yaparak ve demokratik değerleri benimsemiş ülkelerle ittifak kurarak Amerika’nın daha güçlü olacağını ve bu güç sayesinde Amerika’ya tehdit oluşturan bir çok tehlikenin kendi kıyılarına ulaşmadan bertaraf edileceğine inandığını ifade etti. Diğer ülkelerin ekonomik gelişmelerine yatırım yapıldığında Amerikan ürünleri için yeni pazarlar kazanmış olacaklarını ayrıca bu ülkelerde oluşabilecek muhtemel istikrarsızlık, şiddet ve toplu göçleri engellenebileceğini belirtti. Dünyanın uzak köşelerindeki ülkelerin sağlık sistemlerinin gelişimine yatırım yaptığımız zaman Amerikan halkına ve ekonomisine zarar verebilecek gelecekteki olası pandemilerin önünü kesebileceklerini söyledi. Amerika’nın dünya sahnesinde bulunmamayı daha fazla kaldıramayacağını belirten Biden diplomasi vasıtasıyla daha özgür ve birbiriyle bağlantılı bir dünyanın kuracaklarına inandığını söyleyerek konuşmasını tamamladı.