Meksika Sınırındaki Sığınmacı ve Göçmen Krizi Biden Yönetimini Zorluyor
Başkan Biden göreve geldikten sonra Trump döneminin insani açıdan sorunlu görülen göçmenlik konusundaki uygulamalarını sonlandırmak adına birçok başkanlık kararnamesi çıkarmıştı. Örneğin Biden göçmen ailelerin çocukları ile tekrar birleştirilmesini öngören bir kararnameyi 2 Şubat tarihinde imzalamıştı. Biden yönetiminin sınırda insani olmayan uygulamaların bitirilmesi adına başka adımlar atması ve göçmen ailelerin toplu halde göz altında tutulması uygulamasını sona erdirmesi bekleniyordu. İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas yaptığı bir açıklamada bu uygulamanın sona ermesi gerektiğini vurgulamıştı. Fakat bu açıklamaya rağmen göçmen ailelerin gözaltında tutulması uygulaması halen devam ediyor. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumu (ICE) yetkilileri bebekli ya da çocuklu ailelerin gözaltında tutulmaya devam edildiğini ve bunun için kurulan gözaltı merkezlerinin halen hizmet vermekte olduğunu ifade etti.
Biden’ın uzun süredir karşı çıktığı Trump dönemi göç politikalarının bazıları halihazırda uygulanmaya devam ediyor. Trump döneminde göçmenlerin ülkeye girmesini zorlaştıracak düzenlemelerin iptaline ilişkin davalar açılmıştı. Trump yönetimi bu davada taraf olarak düzenlemelerin hukuka uygun olduğunu savunuyordu. Biden yönetimi göreve geldikten sonra resmi olarak bu davalardan henüz çekilmedi. Trump yönetiminde düşük tutulan ülkeye kabul edilecek mülteci sayısının üst sınırı, Biden göreve geldikten sonra da henüz yükseltilmedi.
Biden yönetimi göreve geldikten sonra çocuk göçmen sayısında ciddi bir artış görüldü. ABD’nin güney sınırında gözaltında tutulan çocuk mülteci sayısı son iki haftada üç katına çıktı. Medyada yer alan haberlere göre hapishaneyi andıran bu gözaltı merkezlerinde bazı çocuklara yer sağlanamadığı belirtiliyor. İlgili mevzuata göre göçmenlerin gözaltı süresinin üst sınırı 72 saat olarak belirlenmişti. Fakat 8 Mart tarihinde hazırlanan resmi bir belgeye göre yaklaşık 1360 çocuk bir sığınma merkezine götürülmeden önce 72 saatten fazla gözaltında tutuluyor. Sınırdaki bu tip problemler Biden yönetimi üzerinde ciddi baskı oluşturuyor.
8 Mart tarihinde Başkan Biden ABD vizesinin geçerliliği biten Venezuelalılara geçici koruma statüsü verdi. Bu statüyü vererek Biden yönetimi söz konusu Venezuela vatandaşlarına 18 aya kadar ABD’de resmi olarak çalışma ve oturum hakkını verdi. Biden başkanlık kampanyasında verdiği bir sözü tutarak birçok Demokratın ve Florida’da ikamet eden Cumhuriyetçilerin çağrısına kulak vermiş oldu. Trump yönetimi zamanında Venezuelalılar üçüncü bir ülkeye sınır dışı ediliyordu.
Biden yönetimi 1,9 trilyon dolarlık mali paketin Kongre’den geçmesini başardıktan sonra göçmenlik reformu gibi diğer konularda yasaların geçirilmesi ana gündem olacak. Washington siyasetinde derin anlaşmazlıklara sebep olan göç sorunu Demokrat Parti içerisinde bile ayrışmalara sebep oluyor. Demokrat Parti’nin Kongre’deki çoğunluğunu kullanarak yeni bir göç yasası çıkarma planı bütün Demokratlar tarafından benimsenmiyor. Zira yeni bir yasanın Kongre’deki her iki parti üyeleri tarafından desteklenmesi gerektiği savunuluyor. Göç meselesinin dışında iklim değişikliği gibi konular da Demokratların üzerinde tam anlamıyla anlaşamadığı konular arasında yer alıyor. Biden yönetiminin gündeminde yer alan diğer yasa tasarılarının Kongre’den pandemi ile mücadele için kabul edilen mali yardım paketi kadar kolay geçemeyeceği öngörülüyor.
Biden yönetimi göç kanunlarında önemli değişiklikler getirmeye hazırlanırken Kongre’deki Cumhuriyetçiler Biden’ı bu konuda ağır bir şekilde eleştirmeye devam ediyor. Cumhuriyetçiler Biden’ın kabul ettiği kararnamelerin göçmen sayısını artıracağından ve pandeminin kontrol altına alınmasını zorlaştıracağı eleştirilerini yöneltiyor. Örneğin, Cumhuriyetçi Kongre üyesi Michael Burgess, Covid-19 testi pozitif olan 100’den fazla göçmene ülkeye girişine izni verildiğinden şikayetçi. Burgess gibi birçok Kongre üyesi bu konuyla ilgili İç Güvenlik Bakanı Mayorkas’a bir mektup göndererek sorunun aydınlatılarak çözülmesini istedi.