ABD Afganistan ve Irak’taki Askeri Varlığını Azaltıyor
Başkan Donald Trump, 2016 seçim kampanyasında dile getirmiş olduğu Irak ve Afganistan’daki Amerikan askerlerinin tamamını geri çekme taahhüdünü görev süresi tamamlanmadan önce hayata geçirmeye çalışıyor. Beyaz Saray üzerinden yazılı bir açıklamada bulunan Başkan Trump, ülkesinin Afganistan, Irak ve Suriye’deki askeri varlığının en düşük seviyelere indiğine dikkati çekerek, “Her zaman sonu gelmeyen savaşları bitirme sözüme sadık kalacağım” ifadesini kullandı. Trump açıklamasında Afganistan’daki ABD askerlerinin sayısının 19 yılın en düşük seviyesinde olduğunu ve aynı şekilde Irak ve Suriye’deki asker sayısının da en düşük rakamlara çekildiğini belirtti. Açıklamasında görev süresi boyunca üniformalı askerlere destek vermekten onur duyduğunu vurgulayan Trump, Amerikan yapımı yeni ekipmanlar da dahil olmak üzere bugüne kadar askeri alanda 2,5 trilyon dolar yatırım yapıldığını belirti.
Geçen Kasım ayında Savunma Bakanı Mark Esper’in azlinden hemen sonra ABD Savunma Bakan Vekili olarak atanan Christopher Miller’in göreve geldiği ilk hafta yayınlamış olduğu memorandumda “El-Kaide ile savaşlarının bitmediğini ancak savaşları bitirmek için fedakarlık yapılması gerektiğini ve geçiş sürecinde Amerika’nın artık bu savaşta lider konumda değil destekleyici pozisyonda olacağını” belirterek askerleri geri çekeceklerinin işaretini vermişti. Daha sonra konuyla ilgili açıklamada bulunan Miller, Afganistan ve Irak’taki Amerikan askerlerinin sayısının ocak ayı ortasına kadar azaltılacağını söylemişti. Miller, Afganistan’da görev yapan ABD askerlerinin sayısının 15 Ocak’a kadar 4.500’den 2.500’e indirileceğini, Irak’taki asker sayısının da 3.000’den 2.500’e düşürüleceğini belirtmişti.
Kongrede iki partinin temsilcilerinden de tepki gören bu karar sert eleştirilere maruz kalmıştı. Cumhuriyetçi Senatör Mitch McConnell, “ABD güçlerinin Afganistan’dan hızla geri çekilmesi müttefiklerimize zarar verir ve hasımlarımızı memnun eder. Afganistan’da şiddet hala yaygın. Taliban, sözde barış anlaşmasının koşullarına uymuyor” uyarısındabulunmuştu. McConnell konuşmasının devamında “Afgan ortaklarımızı yarı yolda bırakmak Taliban’ı cesaretlendirir, İran için sevindirici bir haber olur, El-Kaide için zafer propagandasına dönüşerek Amerika’ya karşı saldırı düzenleyecekleri güvenli bir limana sağlar” ifadelerini kullanmıştı. McConnell, gazetecilere yaptığı açıklamada da başkanlık seçim sürecine gönderme yaparak gelecek birkaç ay içinde Amerikan savunma ve dış politikasında herhangi bir büyük çaplı değişikliğe gidilmemesi gerektiğini de özellikle vurgulamıştı.
Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi’ndeki en kıdemli üyelerden Cumhuriyetçi Mac Thornberry de asker azaltma kararını eleştirerek “Afganistan’daki asker sayısında ilave azaltmalara gitmek, oradaki müzakerelere zarar verir; Taliban, asker azaltma koşullarını sağlayacak şartları yerine getirmedi” şeklinde konuşmuştu. Kongre’deki Demokratlar da Trump yönetiminin Irak ve Afganistan’dan asker çekme kararına sert tepki göstermişti. Demokrat Senatör Tim Kaine, kararın siyasi nedenlerle alındığını savunurken, askerlerin geri çekilmesinin ulusal güvenliğe zarar vermesinin yanı sıra çok sayıda Amerikalı, Iraklı ve Afganlının hayatını da riske atacağını belirtmişti. Temsilciler Meclisi Demokrat Çoğunluk Lideri Steny Hoyer de Başkan Trump’ı kongreye danışmadan harekete geçmeye çalışmakla suçlamış ve asker sayılarının azaltılmasının sadece Rusya ve İran’ın işine yarayacağını vurgulayarak bu kararı Biden Yönetimi’ni baltalamayı amaçlayan acele bir adım olarak nitelendirmişti.
Başkan Trump’ın Amerikan askerlerini Afganistan’dan geri çekme kararına tepki gösteren Kongre üyeleri sadece eleştirmekle kalmayıp kararı engellemeye yönelik bir yasa maddesinin 2021 yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısına (NDAA) dahil edilmesini başardılar. Kongrede kabul edilen NDAA’nın 1215. maddesi uyarınca Kongreye detaylı bir bilgilendirme raporu sunulmadığı takdirde Savunma Bakanlığı fonları Afganistan’daki Amerikan askerlerinin sayılarının düşürülmesinde kullanılamayacak.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de Başkan Trump’ın geri çekilme kararıyla ilgili olarak 17 Kasım tarihinde yaptığı açıklamada, “zor bir kararla karşı karşıyayız. Neredeyse 20 yıldır Afganistan’dayız. Hiçbir NATO müttefiki gereğinden fazla kalmak istemiyor. Ancak, çok erken veya koordinasyon sağlanmadan ayrılmanın bedeli çok yüksek olabilir” şeklinde konuşmuştu. IŞİD’in “terör hilafetini” Afganistan’da yeniden inşa edebileceği uyarısında bulunan Stoltenberg, “ABD asker sayısını azaltsa da NATO’nun, Afgan güvenlik güçlerini eğitme, tavsiyede bulunma ve yardım sağlama misyonunu sürdüreceğini ve 2024’e kadar mali destek vermeye devam edeceğini” açıklamıştı.
Amerika ve Taliban arasında 22 Şubat 2020’de imzalanan “Afganistan’a Barış Getirme” anlaşmasından 7 ay sonra Katar’ın başkenti Doha’da Taliban ve Afganistan hükümeti arasında barış görüşmeleri başlamıştı. Savaş sonrası Afgan toplumu için bir yol haritası çizilmesi amaçlanan ve kalıcı bir ateşkese varılması hedeflenen müzakerelerde bir netice alabilme ihtimali zayıf görünüyordu. Belli alanlarda uzlaşma sağlanan görüşmelerin ikinci aşaması verilen 23 günlük aranın ardından 6 Ocak’ta yeniden başladı. Her ne kadar bu görüşmelerden olumlu sonuçlar beklense de farklı taleplerin ele alınacağı müzakerelerin tartışmalı ve zor geçeceği tahmin ediliyor. Devam eden müzakerelerde, Afgan yönetimi, ateşkesin sağlanması ve Taliban’ın eylemlerini durdurmasını istiyor. Taliban ise kendisinin de temsil edileceği bir geçiş yönetimi oluşturulmasına öncelik verilmesini istiyor. Barış sürecinde Afganistan hükümeti sayıları beş bini bulan Taliban üyesinin hapishaneden salıverileceğini söz vermiş ve yüzlerce tutuklu Taliban üyesini serbest bırakmıştı. Taraflar arasındaki güç dengesindeki değişimlerin politika değişikliğine neden olarak ateşkesi olumsuz yönde etkilemesinden endişe duyuluyor. ABD ve Taliban arasında varılan anlaşmadaki orantısız şartlar bölgedeki güç dengesini Taliban lehine bozacak nitelikte. Washington yönetimi, askeri güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi karşılığında Taliban’dan saldırıları durdurma şartı koşmuştu. Ancak yayınlananraporlar Taliban’ın bu şartı pek dikkate almadığını gösteriyor. Bir yandan Doha’daki görüşmeler devam ederken diğer yandan Afganistan’da çatışmaların şiddeti giderek artıyor. Uzmanlar, Taliban’ın ve Afgan hükümetinin barış görüşmelerinde toprak kazanarak daha fazla söz sahibi olmak için saldırıları artırma stratejisi izlediğini düşünüyor. Her iki taraf da Biden yönetiminin göreve başlamasını beklediği için görüşmelerde aceleci davranmamayı tercih ediyor. Afganistan hükümeti, Seçilmiş Başkan Joe Biden’ın, Taliban ile barış görüşmelerindeki siyaseti değiştirmesini umut ediyor.