ABD-Çin İlişkilerinde Tayvan Gerginliği
ABD-Çin ilişkilerinde Tayvan gerginliği artarak devam ederken ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Başkanı Şi Jinping yıl sonundan önce sanal bir toplantı gerçekleştirme konusunda anlaştı. Anlaşma kararı ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Çin Merkez Dışişleri Komisyonu Ofisi Direktörü Yang Jiechi’nin İsivçre’nin Zürih kentinde düzenledikleri görüşmenin ardından geldi. Biden, Jinping ile yüz yüze görüşmeyi tercih ediyordu ancak Çin Devlet Başkanı aynı fikirde değil zira Jinping yaklaşık iki yıldır ülke dışına çıkmıyor. Jinping’in bu ay içinde Roma’da gerçekleştirilecek G20 toplantısına da katılması beklenmiyor.
Biden ve Jinping en son 9 Eylül tarihinde bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve ABD ile Çin arasındaki rekabetin sorumlu şekilde idare edilmesi için iki ülke ilişkilerini etkileyen tüm konuların açık bir şekilde tartışılması konusunda anlaştıklarını beyan etmişti. Bu görüşmeyi takiben Jake Sullivan ile Yang Jiechi, 6 Ekim Çarşamba günü Zürih’te bir araya geldi. Görüşme basına kapalı olarak gerçekleştirildi. Sullivan ve Yang en son geçen mart ayında Alaska’da yüz yüze görüşmüş toplantı oldukça gergin geçmişti.
ABD-Çin ilişkilerinde gerilime neden olan konuların başında Tayvan meselesi geliyor. Son olarak Pekin yönetiminin geçen hafta hava kuvvetlerine ait uçakları Tayvan hava sahası yakınlarına göndermesi tansiyonu artırmıştı. Washington yönetimi Çin’e Tayvan yakınlarında provokatif askeri faaliyetlerde bulunmaması konusunda uyarıda bulundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Çin’in Tayvan yakınlarında yürüttüğü askeri faaliyetlerden büyük rahatsızlık duyduklarını ve bu faaliyetlerin bölgedeki istikrara ve barışa zarar verdiğini söyledi. Price, Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın ABD’nin çıkarları için önemli olduğunu ve Washington’un Tayvan’a kendini savunabilecek askeri kapasiteye sahip olması için destek olmayı sürdüreceğini kaydetti. Price, Pekin yönetimine Tayvan’a askeri diplomatik ve ekonomik baskı ve tehdit uygulamaya son verme çağrısında bulundu.
Biden ise konuyla ilgili olarak gazetecilere yaptığı açıklamada 9 Eylül’deki telefon görüşmesine atıfla “Şi ile Tayvan hakkında konuştuk. Anlaşmaya uyacağımız konusunda mutabık kaldık. Kendisine net bir şekilde anlaşmaya uymaktan başka seçenek olmadığını söyledim” ifadelerini kullandı. Söz konusu anlaşmaya göre ABD, Tayvan’ı resmi olarak tanımıyor ancak Tayvan’ın kendini savunma hakkına da destek veriyor. ABD, Tayvan’ın savunmasını güçlendirmek amacıyla “Tayvan’la İlişkiler Kanunu” uyarınca silah ve mühimmat satabiliyor. Çin, Tayvan’ın kendi toprağı olduğunu iddia ederken demokrasi ile yönetilen Tayvan, bağımsız bir ülke olduğunu savunuyor. Tayvan’ı resmi olarak tanıyan ülke sayısı oldukça az.
Bu hafta içinde ABD-Çin ilişkilerinde gerginlik yaratabilecek yeni bir gelişme daha yaşandı. Wall Street Journal haberine göre ABD’nin Tayvan askerlerine eğitim vermek için Amerikan Özel Harekât ve Deniz Piyadelerinden oluşan bir birliği adaya gizlice gönderdiği ortaya çıktı. Pentagon yetkilileri de yaklaşık 20 kişiden oluşan bir özel harekât birliğinin bir süredir Tayvan askerlerini eğittiğini kabul etti. Askerlerin belirli bir rotasyonda ülkeye giriş çıkış yaptığı belirtildi. Pentagon Sözcüsü John Supple yaptığı yazılı açıklamada, “Tayvan’a desteğimiz ve savunma ilişkimiz, Çin’in oluşturduğu mevcut tehdide karşı uyumlu bir şekilde devam ediyor” ifadelerini kullanarak ABD’nin Tayvan’ın askeri savunma ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli desteği verdiğini belirtti.