ABD ve İran Dolaylı Görüşmelere Devam Ediyor
ABD ve İran, 2015 nükleer anlaşmasına tekrar dönmek için Fransa, İngiltere, Çin, Rusya, Almanya ve İran’ın üst düzey diplomatlarının katılımıyla Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleştirilen dolaylı görüşmelere devam ediyor. İran’ın Natanz nükleer tesisine yönelik siber sabotaj eylemi ve İran’ın zenginleştirdiği uranyumun saflık oranını yüzde 60’a çıkarttığını açıklaması gibi gelişmeler müzakerelere gölge düşürse de heyetler görüşmelerin üçüncü turunu gerçekleştirdi. Biden yönetimi anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesinden yana olduğunu ancak öncelikle İran’ın anlaşmanın maddelerini yerine getirmesi ve ihlal etmeyi sonlandırması gerektiğini söylüyor. Devam eden görüşmelerde İran Özel Temsilcisi Robert Malley başkanlığındaki heyet ABD’yi temsilen Viyana’da hazır bulunsa bile Eski Başkan Donald Trump’ın anlaşmadan çekilmesinden dolayı görüşmelere katılamıyor ve İranlı yetkililerle doğrudan görüşme gerçekleştirilemiyor ancak diğer ülkelerin diplomatları iki taraf arasındaki görüşmelere arabuluculuk yaparak orta yol bulmaya çalışıyor.
Müzakerelere katılan taraflar genel olarak görüşmeleri “yapıcı ve faydalı” bulduğunu açıklarken uzlaşma sağlanması açısından umutlu olduklarını dile getiriyor. İran nükleer programının denetlenmesinden sorumlu Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) Rus temsilcisi Mikhail Ulyanov, twitter üzerinden yaptığı paylaşımla görüşmelere dair genel intibaın pozitif olduğunu mesajını iletti ve iki uzman çalışma grubunun yürüttüğü görüşmelerin iyi ilerlediğini belirterek, “Bu görüşmeleri, farklı formatlarda, uzmanların katılımıyla, bir dizi gayri resmî görüşme takip edecek” dedi. Bazı diplomatlar ise yaşanan olumsuz gelişmelerin müzakereleri sekteye uğratmasından endişe duyuyor. Çin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Wang Qun yaptığı basın açıklamasında son günlerde yaşanan gerginliklere işaret ederek, müzakere sürecinde olası yıkıcı unsurlardan uzak durulması gerektiğine vurgu yaptı. Wang olumsuz gelişmelerin anlaşma önünde engel çıkarma ihtimaline karşı müzakereler hızlandırılsın teklifinde bulundu. Görüşmelerin temel odak noktasının ABD ve İran’ın en hızlı şekilde nükleer anlaşmaya tam anlamıyla dönüşünün sağlanması olduğunu kaydeden Qun, “ABD’nin yaptırımların kaldırılmasını detaylı bir şekilde formüle etmesi gerekiyor. Bu halihazırda yürütülen sürece ilişkin kilit meseledir” şeklinde konuştu.
Çinli diplomatın dikkat çektiği olumsuz gelişmelerin başında İran’ın İsfahan kentindeki Natanz Nükleer Tesisi’nde yaşanan patlama geliyor. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yaşanan olayın “nükleer terör saldırısı” olduğunu ileri sürdü. İranlı yetkililer de olaydan İsrail’i sorumlu tuttu. Olayın kaza olma ihtimalinin yanı sıra siber sabotaj ya da fiziksel sızma olma olasılığı üzerinde de duruluyor. Söz konusu tesiste kısa süre önce 10 kat daha fazla uranyum üretebilecek 164 adet IR6 santrifüj zinciri devreye sokulmuştu. İsrailli yetkililer siyasi stratejileri gereğince suçlamalarla ilgili kabul veya reddetme yönünde herhangi bir yorumda bulunmazken İsrail Hareetz gazetesi olayın İsrail siber saldırısı sonucu olduğunu ileri sürdü. Saldırının ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrail’e düzenlediği resmi ziyaretin ilk gününde gerçekleşmesi olayla ilgili dikkat çeken bir husus olarak değerlendirildi.
Müzakerelere gölge düşüren diğer bir gelişme de İran’ın zenginleştirdiği uranyumun saflık oranını yüzde 60’a çıkardığınıaçıklaması oldu. Bu miktar İran’ın şimdiye kadar ulaştığı en yüksek seviyeye olarak kaydedildi. Bu seviye ile nükleer silah elde etmek için gerekli olan yüzde 90 zenginleştirilmiş uranyum seviyesine ulaşmak çok daha kolay olacağı belirtiliyor. Nükleer silah elde etmek için gereken orana bir adım daha yaklaşan İran’ın bu açıklamayla Viyana’da devam eden dolaylı görüşmelerde elini güçlendirmeyi amaçladığı belirtiliyor. Diğer yandan İran’ın bu açıklaması Avrupalı ülkelerin tepkisini çekti. İran nükleer anlaşmasında taraf olan Almanya, Fransa ve İngiltere açıklamayı üzüntü verici olarak nitelendirirken bu oranda yükseltilmiş uranyumun sivil amaçlar için kullanılamayacağına dikkat çekerek İran’ı uyardı.
İranlı yetkililer ise İsrail’in müzakerelerin olumsuz gitmesini istediği için Natanz Nükleer Tesisi’ne saldırı düzenlediğini ancak saldırıya rağmen görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkacağından umutlu olduklarını ifade etti. İran yönetimi sabotaja misilleme olarak uranyum geliştirmede saflık oranını yüzde 60’a çıkaracaklarını ve saldırının hedefi olan Natanz’da daha fazla gelişmiş santrifüj kullanacaklarını açıkladı. İran’da son onay yetkisi sahibi dini lider Ayetullah Ali Hamaney de Viyana’da önerilen hiçbir teklifin kayda değer olmadığını ancak İranlı müzakerecilere inancının tam olduğunu belirtti. Görüşmelere katılan İranlı yetkililer anlaşmaya tam olarak uyma niyetini yeniden dile getirdiler ancak bunu yapmak için yürürlüğe koyulan tüm yaptırımların kaldırılmasını şartını koşuyorlar. ABD’nin talebine göre ise İran’ın anlaşmanın mevcut kurallarına yeniden uyması için öncelikle uranyum zenginleştirme seviyesini yüzde 3,67’nin altına düşürmesi, ileri teknoloji santrifüj kullanımını bırakması ve zenginleştirdiği uranyum hacmini de büyük oranda azaltması gerekiyor.