ABD’de Enflasyon Tarihi Seviyelerde
Son 12 ayda %6.2 oranında artan tüketici fiyatları Kasım 1990’dan beri görülmeyen bir seviyeye ulaştı. Amerikan Merkez Bankası’nın uzun vadede enflasyonu %2 seviyesinde tutma hedefinin çok üzerinde olan bu orana rağmen perakende satışlarının yavaşlamadığı gözleniyor. Pandemi sürecinde tedarik zincirinde yaşanan zorlukların başrolü oynadığı değerlendirilen enflasyon karşısında sıkı para politikasına geçerek faizleri artırması beklenen Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) geçmiş aylarda bu adımları atmakta acele etmeyeceğini göstermesi kayda değer. Biden yönetiminin tedarik zincirindeki sorunları çözmek için adım atmaya devam etmesi beklenirken yeni tedarik sorunlarının ortaya çıkması, yeni virüs varyantları ve kış döneminde artacak vakalar gibi ihtimallerin 2022 yılında da enflasyonu körüklemeye devam edeceği tartışılıyor.
Enflasyonun tarihi seviyelerde olmasına rağmen Ekim perakende satışlarının %1.7 oranında artmış olması dikkat çekiyor. Benzin, alışveriş ve günlük ihtiyaç harcamalarındaki fiyat artışlarına rağmenAmerikan halkının Noel tatili öncesinde harcamaya devam ettiği görülüyor. Kamuoyu yoklamaları halkın artan fiyatlardan memnun olmadığını ve ekonomiye güvenin aşınmaya başladığını gösterse de araba, elektronik eşya ve diğer büyük etiketli malların alımından geri durmadığını gösteriyor. Tüketici güven indeksinin son 10 yılın en düşük seviyelerinde olmasına karşın halkın perakende mal alımındaki artışa rağmen hizmet alımlarının daha düşük seviyelerde kaldığı görülüyor. Mal alımındaki artışın tedarik zinciri üzerinde stres yaratmaya devam edeceği öngörülüyor. Halkın fiyat artışlarıyla ilgili şikayetlerine rağmen bunu kabullendiği ve pandemi sürecinde perakende alımlardan geri durması sayesinde biriken nakit tasarruflarını harcamaya başladığı gözleniyor.
Tarihi enflasyon rakamlarının bir diğer sonucu ise altın fiyatlarının ve doların değerinin artması olarak öne çıkıyor. Enflasyonun kısa vadede azalmayacağı beklenirken fiyat artışlarının tüketiciye yansıtılmasına devam edileceği öngörülüyor. Uzun vadede enflasyonun etkilerine karşı korunaklı görülen altının fiyatının arttığı ve önümüzdeki yıl faiz artırımına gitmesi beklenen Fed’in bu muhtemel adımının dolara talebi arttırdığı tartışılıyor. Faiz artırılması durumunda getirisi daha yüksek hale gelecek olan hazine bonolarının alınabilmesi için yatırımcıların dolara ihtiyacı olacağı ve bunun doların değerini artırdığı değerlendiriliyor. Ayrıca Almanya gibi Avrupa’nın bazı ülkelerinde artan virüs vakalarının yeni sınırlamalara yol açması ve bunun ekonomilerini yavaşlatması beklenirken yatırımcıların Amerikan ekonomisine görece daha fazla güvenmesi dolayısıyla dolara talebin arttığı belirtiliyor.