ABD’de Sınır Kontrolü Tartışmaları Büyüyor
ABD’de seçim sürecine girilen bu günlerde, göçmen ve sınır güvenliği tartışmaları yoğunluk kazanıyor. Güney sınırında bulunan Texas eyaletinde geçtiğimiz ay, federal yasaları es geçerek göçmenlerin geri gönderilmesi ve sınırın eyalet yönetimi tarafından kontrol edilmesine yönelik bir yasa onaylandı. Biden yönetimi ile Texas arasındaki sınır güvenliği tartışmaları son haftalarda daha da derinleşti. Texas Valisi Abbott, ABD Başkanı Biden’ı eyaletleri koruma görevini yerine getirmemekle suçlayarak Meksika sınırına dikenli tel çekmeye başladı. Biden yönetimi, bu uygulamanın federal hükümetin yetki alanını ihlal etmesi itibariyle anayasaya aykırı olduğunu savunarak ABD Yüksek Mahkemesi’ne başvurdu ve Mahkeme, federal hükümet lehine karar vererek Texas Valisi’nin dikenli tel uygulamasından vazgeçmesi gerektiğine hükmetti. Buna karşın, Texas Valisi karara uymayacağını ve dikenli tel uygulamasına devam edeceğini açıkladı.
Federal hükümet ile Texas eyalet yönetimini karşı karşıya getiren uygulama, Texas Valisi Abbott’ın 2021 yılında yasadışı sınır geçişlerini ve uyuşturucu ticaretini engellemek amacıyla başlattığı Lone Star Operasyonu‘nun bir parçası olarak hayata geçirildi. Eagle Pass kasabası sınırlarına odaklanan bu uygulamada, Texas Ulusal Muhafızları tarafından Rio Grande nehri boyunca tel örgüler çekildi. ABD Gümrük ve Sınır Koruma görevlilerinin telleri kesmesi üzerine, Texas yönetimi Biden yönetimine karşı bölge mahkemesine başvuruda bulundu. Kasım ayında kararını açıklayan bölge mahkemesi, Biden yönetiminin sınır geçişlerini kontrol etmedeki başarısızlığını dile getirirken, anayasa çerçevesinde federal hükümetin sorumluluğunda olan sınır güvenliği meselesinde eyaletin uygulamasını uygun bulmadı.
Texas Valisi Abbott, Yüksek Mahkeme kararına rağmen uygulanan sınır güvenliği politikasının arkasında durduğunu yineleyerek Biden yönetimini göçmenlik yasalarını uygulamamakla suçladı. Texas’taki gelişmelere diğer Cumhuriyetçi valiler de sessiz kalmadı. 25 eyaletin valisi, Abbott’a destek açıklaması yaparak Biden yönetimine tepkilerini dile getirdi. Bu valiler açıklamalarında, ‘Vali Greg Abbott’la ve sınır güvenliğini sağlamak için dikenli teller dahil her türlü aygıt ve stratejiyi kullanan Texas eyaletiyle dayanışma içindeyiz. Biden yönetiminin eyaletlere olan anayasal yükümlülüklerinden kaçınması nedeniyle Texas, eyaletlerimizin ve ülkemizin egemenliğini korumak için her türlü hukuki hakka sahiptir’ ifadeleri kullanıldı.
Destek açıklamasına Alabama, Alaska, Arkansas, Florida, Georgia, Idaho, Indiana, Iowa, Louisiana, Mississippi, Missouri, Montana, Nebraska, Nevada, New Hampshire, Kuzey Dakota, Tennessee, Utah, Virginia, West Virginia ve Wyoming eyaletlerinin valileri imza attı. Vermont Valisi Phil Scott, açıklamayı imzalamayan tek Cumhuriyetçi eyalet valisi oldu. Abbott, kendisine gösterilen desteği vurgulayarak, Amerikalıların büyük bir kısmının Biden yönetimine karşı olduğunu belirtti.
Geçtiğimiz hafta sonu Hispanik nüfusun yoğun olduğu Las Vegas’ta bir seçim mitingi düzenleyen Trump, Texas Valisi Abbott’a övgüde bulunarak desteğini gösterdi. Trump, Texas eyaletine güney sınırından yasadışı yollarla gelen göçmenlerin engellenmesi için ülke genelinde destek verilmesi gerektiğini belirtti ve ‘Ben başkan olduğumda Texas’a yasaklama emri yerine güçlendirici destek göndereceğim. Sınır eyaletleriyle savaşmak yerine, şu anda devam etmekte olan bu korkunç istilaya karşı ülkeyi korumak için Amerikan başkanına verilen her kaynağı kullanacağım’ ifadelerini kullandı.
Trump, kampanya sürecinde muhafazakar Cumhuriyetçi seçmenleri bir arada tutmak amacıyla göçmen meselesinde sert ifadeler kullanmaya devam ediyor. Bu stratejiyi uygularken, aynı zamanda Hispanik seçmenlerin kendisine yönelik artan ilgisini kaybetmemeye dikkat ediyor. Göçmenlerin en çok Latin ve siyah ailelere zarar verdiğini belirten Trump, ‘Bu meseleyi çözeceğim, daha ilk günden başlayarak süreci hızlandıracağım. Bu sayede Latin seçmenlerden rekor düzeyde destek alacağımızı düşünüyorum’ ifadelerini kullandı.
Texas Valisi, hafta başında muhafazakar Cumhuriyetçilere yakın bir yayın kuruluşu olan Fox News kanalında bir programa katılarak süreçle ilgili düşüncelerini paylaştı. Programda, sınır güvenliği tartışmalarının Amerikan gündemindeki en önemli mesele olduğunu belirten Abbott, Biden yönetiminin yasadışı göçü etkili bir şekilde kontrol etmemesi durumunda, eyalet olarak sınırlarını korumaya devam edeceklerini vurguladı. Bu açıklamalarıyla, Abbott federal hükümetin politikalarına karşı Texas’ın bağımsız eylemlerini sürdüreceğini açıkça ifade etti.
Sınır güvenliği tartışmaları devam ederken, Kongre’de Ukrayna’ya yeni yardımların sınır güvenliği tedbirleriyle bağlantılı olmasını öngören partilerüstü bir yasa tasarısının kabulü için Biden yönetimi yoğun çaba gösteriyor. Cumhuriyetçi senatörler, Biden yönetiminin Ukrayna, İsrail, göçmenlik kontrolü ve diğer ulusal güvenlik ihtiyaçları için istediği 110 milyar dolarlık acil fon talebine sınır politikası değişikliklerinin de dahil edilmesinde ısrar etti. Tasarı, sığınma talebinde bulunan göçmenlere daha sert standartlar getirmenin yanı sıra, günlük göçmen sayısının yetkililer için yönetilemez seviyelere ulaşması halinde sınırda sığınma başvurularının reddedilmesini öngörüyor.
Anlaşmayı müzakere eden senatörler, tasarı metnini bu hafta başında yayınlama umudu içindeydi. Ancak muhafazakarlar, önlemlerin yasadışı göçü sınırlamak için yeterince kapsamlı olmadığını iddia ederek, uzlaşmadan uzak bir tutum sergilemeye devam etti. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, sınır ve göç politikası konusunda bir uzlaşmanın mümkün olmayacağını belirterek, bu sürecin başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti. Donald Trump’ın Kongre’yi anlaşmayı reddetmeye zorlaması da tasarıda uzlaşma çabaları büyük bir darbe daha aldı. Johnson’ın ve Trump’ın açıklamaları, Kongre’deki çeşitli görüşler arasındaki anlaşmazlıkları ve yasa tasarısının karşılaşabileceği zorlukları gözler önüne seriyor.
Biden, tasarıda önerilen politikaların ‘Amerika’nın sınırını güvence altına almak için şimdiye kadar sahip olduğu en sert ve en adil reformlar dizisi’ olduğunu vurguladı. Ayrıca, yasayı imzalar imzalamaz ‘sınırı kapatmak‘ için yeni bir acil durum yetkisi kullanma sözü verdi. Biden yönetiminin bu tutum değişikliği ve Cumhuriyetçilerin tavizsiz direnişi, 2024 başkanlık seçimlerinin kampanya sürecinde göç politikalarının önemli bir tartışma konusu olacağını gösteriyor. Kongre’nin sınır güvenliği konusunda bir uzlaşmaya varamaması durumunda, Biden yönetimi ABD’nin Ukrayna’ya sağlayacağı yardım paketleri konusunda daha büyük problemlerle karşı karşıya kalabilir. Ukrayna destekçileri, Kongre’deki çıkmazın savaş alanında hissedileceğini ve Ukraynalı askerleri silahsız kalacağını söylüyor.
Biden’ın sınırı kapatma söylemi, ılımlı Demokratlar tarafından eleştiriye neden oldu. Seçim sürecinde aşırı sağcı söylemleri benimsemenin uzun vadede Amerika demokrasisine ve değerlerine zarar vereceği yönünde analizler kaleme alındı. Özellikle Amerikan ekonomisi için kritik bir role sahip göçmenlerin seçim sürecinde pazarlık malzemesi olarak kullanılması eleştirildi. Biden’ın söylem değişikliğine rağmen, Kongre’de henüz bir uzlaşı sağlanamadı.
Bu durum, Cumhuriyetçilerin sınır politikasını seçim kampanyasında etkili bir araç olarak kullanmayı tercih ettiği şeklinde yorumlanıyor. Biden’ın açıklamalarından sonra Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve diğer Cumhuriyetçi liderler, sınır güvenliğini sağlamak için yeni bir yasaya ihtiyaç duyulmadığını ve Trump dönemindeki uygulamalara geri dönüldüğünde sorunun çözüleceğini iddia ettiler. Ancak bu tasarının geçmişte Demokratlardan destek alamadığı ve şu anda da Senato’dan geçmesi için gerekli olan Demokrat desteğini kazanma şansının neredeyse olmadığı göz önünde bulunduruluyor.
2024 seçimleri yaklaşırken, göçmen ve sınır güvenliği tartışmalarındaki gerilim artarak devam ediyor. Kongre’den yeni bir sınır güvenliği tasarısının geçmesi için Biden yönetimi baskı yaparken, Cumhuriyetçiler süreci zorlaştırmaya devam ediyor. Uzlaşıya varılamaması durumunda, ABD’nin Ukrayna ve İsrail’e yapacağı yardımlarda büyük aksamalar yaşanması bekleniyor. Kongreden çıkacak karar merakla beklenirken, göçmen ve sınır güvenliği konularının seçim sürecinde ABD gündemini daha çok meşgul etmesi öngörülüyor.