• Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact
  • info@setadc.org
    202-223-9885
    1025 Connecticut Ave NW
    Suite 410
    Washington, DC 20036
  • Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact

ABD’nin İran’a Saldırısı Cumhuriyetçileri Böldü

SETA Foundation Posted On June 28, 2025
0


İsrail’in saldırılarının ardından şiddetlenen İsrail-İran gerilimine ABD’nin doğrudan müdahil olması, ABD kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. 2024 başkanlık seçimlerinde, Biden yönetiminin dünyayı savaşa sürüklediğini belirterek barış çağrıları yapan Trump, görev süresinin beşinci ayında İran’a askeri müdahalede bulundu. Cumhuriyetçi Parti içerisinde, “Önce Amerika” doktrini çerçevesinde, AB ülkeleri de dahil olmak üzere diğer ülkelerin savunma sorunlarıyla ilgilenmeyi ikinci plana atıp Amerika odaklı politikalar geliştirmeyi savunanlar, ABD savaş uçaklarının İsrail’e destek vermek amacıyla saldırılar düzenlemesini eleştirilerinin hedefi yaptı. Trump’ın son ateşkes açıklaması, iç siyasetteki gerilimi bir süreliğine durdursa da, bu süreçte yaşanan kırılmalar, gelecekte karşılaşılabilecek kriz anlarında etkisini yeniden hissettirebilir.

Başkan Donald Trump’ın İran’ın nükleer tesislerini bombalama kararından önce Amerikan müdahalesiyle ilgili tartışmalar yoğunlaşırken, partinin önde gelen isimleri Trump etrafında birleşti. İran’ın Trump’a başka bir seçenek bırakmadığı ve saldırının zorunluluk haline geldiği argümanı üzerinden müdahale meşrulaştırmaya çalışıldı. Ancak önemli bir Cumhuriyetçi kesim, Amerikan saldırısının “Önce Amerika” ilkesine aykırı olduğunu belirterek tepkilerini dile getirdi. İran’ın nükleer silah üretmesine çok az bir süre kaldığı vurgusu ile sağlanmaya çalışılan meşruiyet zeminine yönelik Cumhuriyetçi Parti’nin kilit isimlerinden eleştiriler yükseldi. Bu eleştiriler iki perspektiften değerlendirilebilir.

İlk olarak, eleştirilerin merkezinde İsrail ve İran arasındaki gerilimin ve İsrail’in agresif tutumunun sonucunun ABD’nin üstlenmemesi gerektiği yönünde tepkiler ortaya çıktı. Özellikle izolasyonist bir dış politika anlayışının ön planda olduğu bir dönemde yapılan bu müdahale tepki çekti. Trump’ın seçim vaatleri arasında Ukrayna-Rusya savaşı başta olmak üzere dünyada ve Ortadoğu’da barışın sağlanacağına yönelik vaatleri  çok geçmeden büyük bir kaos ortaya çıkarmış oldu.

Trump’ın seçimi kazandıktan sonra Adalet Bakanı olarak aday gösterdiği ancak hakkında Temsilciler Meclisi Etik Komitesinde devam eden soruşturmalardan dolayı Kongre’den onay alamayacağını düşündüğü için adaylıktan çekilen eski Florida Temsilcisi Matt Gaetz, Trump yönetimine en sert tepkiyi gösteren Cumhuriyetçilerin başını çekti. ABD’nin İran’a yönelik saldırısını anlamsız bulan Gaetz, Amerikan bürokrasisi içinde şahin kanadın her zaman saldırılacak bir İran hedefi yaratacağını belirterek tepkisini sert bir şekilde dile getirdi. Gaetz’in bu çıkışı, Cumhuriyetçi Parti içindeki ayrışmayı göstermesi açısından da kritik bir öneme sahip. Zira Gaetz, Trump’ın ilk başkanlık dönemindeki azil soruşturmasında Trump’ı net bir şekilde savunmuş ve bu sadakatinin karşılığını, 2024 başkanlık seçimlerinin ardından Adalet Bakanı adayı gösterilerek almıştı. Adaylıktan çekilirken dahi Trump’ın bu atama nedeniyle zor durumda kalmasını istemediğini belirten Gaetz’in, gösterdiği sert tepki, önümüzdeki günlerde yaşanabilecek daha ciddi kırılmaların da habercisi olabilir. Trump’ın sadık bir diğer destekçisi olan Georgia Temsilcisi Marjorie Taylor Greene ise “Bu bizim savaşımız değil” açıklamasında bulunarak ABD’nin İran’a yönelik hava operasyonunu eleştirdi.

İkinci olarak, eleştirilerin odağında Trump’ın Kongre’yi devre dışı bırakarak böylesine büyük bir operasyona müdahale etmesi yer aldı. Başta Demokrat senatör ve temsilciler olmak üzere, birçok Cumhuriyetçi Kongre üyesi de Trump’ın Kongre’yi bilgilendirmeden böyle bir askeri harekete girişmesine karşı çıktı. Senato İstihbarat Komitesi üyesi Demokrat Senatör Mark Kelly, ABD’ye doğrudan bir tehdit olması durumunda başkanın tek başına harekete geçme yetkisi olduğunu, ancak mevcut durumun bu kapsama girmediğini belirtti. Senato Silahlı Hizmetler ve Dış İlişkiler Komiteleri üyesi Demokrat Senatör Tim Kaine ise Anayasa’ya göre savaş ilan etme yetkisinin Kongre’ye ait olduğunu vurgulayarak tepki gösterdi.

Senato Azınlık Lideri Charles E. Schumer da Trump’a sert bir dille yüklenerek yapılan saldırının Kongre’yi yok saymak anlamına geldiğini ifade etti. “Hiçbir başkanın bu ülkeyi tek taraflı olarak, düzensiz tehditlerle ve herhangi bir strateji olmadan savaş gibi ciddi bir sürece sürüklemesine izin verilmemelidir” ifadelerini kullandı. Partinin yükselen yeni yüzlerinden Demokrat Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez, Trump’ın stratejik davranmayarak nesiller boyu sürebilecek bir savaşa yol açabileceğini söyleyerek azledilmesi gerektiğini belirtti. Öte yandan, Demokratlar İran’ın nükleer programının ortadan kaldırılmasının olumlu bir hedef olabileceğini kabul etmekle birlikte, Trump’ın bu saldırıları gerçekleştirmek için yasal bir yetkiye sahip olmadığını savunarak büyük ölçüde birleşmiş durumda. 

Demokratların tepki göstermesine ek olarak Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin ve siyasetçilerin de bu süreçte Kongre’nin yok sayılmasına tepki göstermesi dikkat çekti. Trump yönetimi, gelen tepkiler karşısında saldırıyı meşrulaştırmak amacıyla İran’ı önemli bir tehdit olarak sunmaya çalıştı. Ancak İran ile diplomatik müzakerelerin yürütüldüğü bir süreçte gerçekleştirilen bu saldırılara yönelik olarak, Trump yönetiminin oluşturmaya çalıştığı algıya çok fazla kabul görmedi. Cumhuriyetçiler açısından önemli bir figür olan, Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon da Beyaz Saray’ın böylesine büyük bir operasyonu kamuoyuna daha net bir şekilde açıklaması ve gerekçelerine ilişkin kapsamlı bir bilgilendirme yapması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, İran’ın misilleme yapması ve ABD’nin daha ileri adımlar atması halinde, ülkenin “sonsuza dek sürebilecek bir savaşa” sürüklenmesinden ve “kademeli tırmanıştan” endişe duyduğunu belirtti. Bannon, Orta Doğu’daki bir çatışmanın Trump’ın iç politika gündeminden dikkatini dağıtabileceği yönünde de uyarıda bulundu.

Gelen eleştiriler karşısında başta Trump yönetiminin üst kademesi olmak üzere birçok Cumhuriyetçi destek açıklaması yaptı.  İran’a yönelik operasyona en güçlü desteği veren isimlerden biri olan South Carolina Senatörü Lindsey Graham Trump yönetimine sahip çıkarak, Kongre’nin rolünün doğru değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Kongre’nin en son savaş ilanını II. Dünya Savaşı sırasında yaptığını hatırlatan Graham, o tarihten bu yana gerçekleştirilen tüm askeri operasyonların başkanın inisiyatifiyle yürütüldüğünü vurguladı. Nitekim, 2011 yılında Başkan Barack Obama da Kongre onayına ihtiyaç duymadan Libya’ya askeri müdahale emri vermişti. Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Tom Cotton da İran’ın 46 yıldır ABD’ye karşı bir terör savaşı yürüttüğünü iddia ederek destek açıklamasında bulundu. 

Trump ise parti içinden yükselen farklı seslere karşı birlik çağrısında bulunarak siyaset gündemini iç politikaya çekmeye çalıştı. Pazar günü saldırının ardından yaptığı paylaşımda, “Cumhuriyetçi Parti’de büyük bir birliktelik var, belki de daha önce hiç görmediğimiz bir birliktelik. Şimdi Büyük, Güzel Yasa Tasarısı’nı yapalım. Ülkemiz harika gidiyor.!” ifadelerini kullanarak siyasetin gündemini  yeni bütçe tasarısı özelinde iç politikaya  çekmeye çalıştı. 

Kamuoyunun İran’a yönelik operasyona tepkisini gözlemlemek için henüz erken olsa da, yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Amerikalıların %45’inin ABD’nin İran’a yönelik hava saldırılarına karşı olduğunu, %25’inin desteklediğini ve %30’unun kararsız kaldığını ortaya koyuyor. Bu bağlamda “büyük düşman İran” anlatısının artık eskisi kadar geniş bir kabul görmediği söylenebilir. Bu nedenle yapay biçimde oluşturulmaya çalışılan gündemin kamuoyunda karşılık bulması kolay olmayabilir. ABD’nin İran’a yönelik hava harekâtı, Cumhuriyetçi Parti içerisinde daha derin kırılmaların habercisi olabilir. Parti içinde büyük bir ağırlığı bulunan ve kendisine sadık isimleri ön plana çıkararak parti içi dengeleri kontrol altında tutan Trump ve Cumhuriyetçiler için İran krizi, önemli bir siyasi test niteliği taşıyor. Cumhuriyetçiler arasındaki görüş ayrılıklarının, Trump’ın ikinci döneminde en net biçimde gözlemlendiği süreç olarak değerlendirilebilecek bu dönemin ardından, parti içindeki aktörlerin nasıl pozisyon alacakları belirleyici olacaktır. Her ne kadar Trump yönetimi İran’a yönelik saldırıyı meşrulaştırmaya çalışsa da, henüz görevde beşinci ayını doldurmamış ve barış getirme vaadinde bulunan bir yönetimin bu hamlesi, önümüzdeki dönemi değerlendirmek açısından kritik bir eşik olarak ele alınabilir.

Post Views: 0



You may also like
NATO Zirvesinde Trump Kazandı
June 28, 2025
Trump İran-İsrail Ateşkesini Duyurdu
June 28, 2025
New York Belediye Başkanı Seçimleri Kızışıyor
June 20, 2025
  • Recent

    • The End of the American Century? Interdependence, Soft...
      June 9, 2025
    • Trump-Netanyahu Relationship Takes a Turn for the Worse
      May 30, 2025
    • Why Is Trump Bypassing Israel?
      May 30, 2025
    • Israel’s plan to involve the United States in the occupation...
      May 30, 2025
    • Private Roundtable With Turkish Deputy FM Nuh Yılmaz
      May 20, 2025
    • “Beyond Alliance: Rethinking US-Türkiye Relations...
      May 20, 2025
    • Trump's first 100 days...
      May 5, 2025
    • Will the rare earth elements deal bring peace?
      May 5, 2025
    • Is the U.S. withdrawing from Syria?
      April 25, 2025
    • The two-state solution debate and Türkiye’s strategic...
      April 16, 2025

  • Washington Gündemi

    • ABD’nin İran’a Saldırısı Cumhuriyetçileri...
      June 28, 2025
    • NATO Zirvesinde Trump Kazandı
      June 28, 2025
    • Trump İran-İsrail Ateşkesini Duyurdu
      June 28, 2025
    • New York Belediye Başkanı Seçimleri Kızışıyor
      June 20, 2025
    • Washington’da Tartışmalı Askeri Geçit Töreni
      June 20, 2025
    • Trump G7 Zirvesinden Erken Ayrıldı
      June 20, 2025
    • ABD’den İran'a İki Hafta Süre
      June 20, 2025
    • Musk ile Trump Arasında Ateşkes
      June 13, 2025
    • California Ayaklandı
      June 13, 2025
    • ABD Çin’le Ticaret Anlaşmasına Vardı
      June 13, 2025



Stay Updated


© Copyright 2018-2022 SETA Foundation at Washington DC
Press enter/return to begin your search